Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Konrad Adenauer Stiftung ile ortaklaşa düzenlediği Yerel Medya Projesi çerçevesinde hayata geçirilen eğitim seminerlerinin 74’üncüsü İstanbul’da gerçekleştirildi. Seminere katılan TGC il temsilcileri resmi kurumların yerel medyaya da akreditasyon uygulamaktan vazgeçmesini ve yerelde gazetecilerin ağırlıklı olduğu derneklerin etrafında birleşilerek dayanışmanın artırılmasını istedi.

 

**Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) Konrad Adenauer Stiftung (KAS) ile birlikte düzenlediği 74. Yerel Gazetecilikte Meslek içi Eğitim Semineri; Türkiye’nin dört bir yanından gelen TGC temsilcilerinin katılımıyla Taksim’deki Point Hotel’de gerçekleştirildi. Seminere; TGC Başkanı Turgay Olcayto, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, Genel Sayman Gülseren Ergezer Güver, Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir, TGC Hukuk Danışmanı avukat Gökhan Küçük katıldı.

 

TGC BAŞKANI TURGAY OLCAYTO: DEMOKRASİYİ DESTEKLİYORUZ
TGC Başkanı Turgay Olcayto toplantının açılışında yaptığı konuşmada şunları söyledi:
 

“Bugünlerde içeri alınan meslektaşlarımız var. Bazıları diyor ki, niye bu arkadaşları destekliyorsunuz? Biz her yurttaşın ‘masumiyet karinesinden yararlanması gerektiğini düşünüyoruz. Bu meslektaşlarımız haklarında mahkeme kararı çıkana kadar bizim gözümüzde suçsuzdurlar. Terörle ilgili suçlamalar biliyorsunuz daha önceki yıllarda da yapıldı. Gazeteciler örgüt kurmaz, kalemleriyle uğraşır. Gazetecilere ‘terör örgütü üyesi’ demek en yanlış tutumdur. Artık iktidarın bu yakıştırmadan vazgeçmesi gerekiyor. Zaten dünyadan da büyük tepkiler geliyor. Çalışanların mağdur edildiği bir dönemdeyiz. Bugünü, geçmişle kıyaslamamak gerekiyor. Geçmişte de gazeteciler mağdurdu, şimdi de mağdurlar var. Bizim gazetecileri sağcı, solcu, cemaatçi gibi ayırma lüksümüz yok. Biz gazeteciler dayanışma içinde olmalıyız.

 

YERELDE DE GAZETECİLİK ARAÇLAŞTIRILIYOR
Yerel basın, çok kırılgan, hassas bir kavram. Yerel basın dediğiniz zaman içine çok değişik yerlerden gazeteci kimliğiyle arkadaşlar da girebiliyor. Bunların çoğunun gazetecilik yapmadığı ortada. 2015’te seçimler var. Biliyorsunuz, seçimler yaklaştığında illerde yeni yeni gazeteler çıkıyor. Siyasete soyunan arkadaşlar çıkar. Ama siyasete girerken gazeteciliği araç olarak kullanmak büyük yanlışlardan biri. Yerelde de yaygın basında da gazetecilik araçlaştırılıyor. Biz her şeyden önce çalışanların örgütüyüz. Çalışanların yararına olacak şeylerde varız. Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğü, insan haklarına saygı olmadığı sürece, tek tip gazeteciliğin kurulmak istendiği bir yerde biz olmayız.

 

HALKTAN GERÇEKLER GİZLENİYOR
Gazetecilik özünde muhaliftir. Gazetecinin görevi eleştirmektir. Bugün yerelde de yaygın basında da tek elden haber verilmeye çalışıyorlar. Yerelde pekçok ilde gazete muhabirleri toplantılara alınmıyor. Sadece Anadolu Ajansı ve TRT toplantılara çağrılarak tek tip haber anlayışı yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Muhabirlik faktörünü ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Türkiye’de kamuoyu nasıl bilgilenecek? Halkın bilgi edinme, gerçekleri öğrenme hakkı nereye gidecek? Halk bilgilenmiyor. Sizin Roboski’de olanlardan haberiniz var mı? Reyhanlı’da ne olduğunu biliyor musunuz? Gazeteci olarak biz bilmiyoruz. Gazetecilik böyle bir yere gidiyor. Tek tip insanlara, tek tip gazeteciliğe karşıyız. Tek tip haberciliğe sürükleniyoruz. Tek tip habercilikten vazgeçilmeli.

 

2014 YILI GAZETECİLER İÇİN AĞIR BİR BASKI YILI OLDU
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, 2014 yılını değerlendirdi:
“2014 yılı gazeteciler için ağır bir baskı yılı oldu. 2014’te gazeteciler tutuklanma değil, işsiz bırakılma tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Cemiyetin raporlarına göre, 2014’te 559 gazeteci, yazar ve medya çalışanının işine son verildi. Bu sayı birkaç gün öncesine ait. İşten çıkarma haberleri gelmeye devam ediyor. 2014 yılı içinde 30 olay hakkında yayın yasağı getirildi. Gazetecilere sayısız dava açılıyor. Sadece 17 Aralık süreciyle ilgili 60 meslektaşımıza 100’den fazla dava açıldı. Her zamankinden daha fazla dayanışmaya ihtiyacımız var.”


Seminerin açılış konuşmasında Konrad Adenauer Stiftung Derneği Türkiye Temsilcisi (KAS) Dr. Colin Dürkop, şunları söyledi:


“Alman vakıflarının temel hedefi demokrasiyi ve örneğin medya, parlemantolar veya sivil toplum kuruluşları gibi demokratik kurumları desteklemektedir. KAS, Türkiye’ye 1983 yılının sonlarında gelmiştir. KAS, dünyada 80 ülkede faaliyet gösteriyor. Farklı partnerlerle çeşitli işbirliklerimiz var. Özellikle medya konusunda faaliyetlerimiz var. Medya, 4. kuvvet olarak demokrasi için çok önemlidir. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile de işbirliğimiz yıllardır sürüyor.”


TGC-KAS 74. Yerel Medya Semineri’ne katılan TGC Temsilcileri şu önemli konularda birleşti.

 

YERELDE MUHABİRLİĞİ YOK EDECEK UYGULAMALARDAN UZAK DURULMALI
Yerelde resmi ve özel kurumlar muhabirliği yok edici şekilde davranmaktan vazgeçmeli. Basın toplantısı düzenlemekten kaçınıp basın bültenleriyle haberlerini verme alışkanlığına son verilmeli.

 

RESMİ KURUMLAR YEREL MEDYAYA AKREDİTASYON UYGULAMAMALI
Resmi kurumlar yerel basına da akreditasyon uygulamamalı. Resmi kurumlar haberlerini sadece Anadolu Ajansı ve TRT üzerinden verip halka tek tip haber ulaşmasına neden olmaktan vazgeçmeli.

 

BASIN TOPLANTILARINDA GAZETECİLERİN SORULARI YANITLANMALI
Halkın haber alma hakkının gerçekleşmesi için resmi ve özel kurumlar düzenli basın toplantısı yapmayı sürdürmeli. Yerel muhabirler toplantıya çağrılmalı. Gazetecilerin soruları mutlaka yanıtlanmalı.

 

GAZETECİLERİN AĞIRLIKLI OLDUĞU DERNEKLER ETRAFINDA BİRLEŞİLMELİ
İllerdeki gazeteci derneklerinin sayısının artmasının gazetecilerin bölünmesine zemin hazırladığı unutulmamalı. Dayanışma için sadece mesleğini yürüten gazetecilerin ağırlıklı olduğu dernekler etrafında birleşilmeli.

 

YERELDE 5953 SAYILI BASIN İŞ KANUNU İLE ÇALIŞAN GAZETECİ SAYISI ARTMALI
İktidar 5953 Sayılı Basın İş Kanunu’nu değiştirme çabalarından vazgeçmeli. Yerel medyada 5953 Sayılı Basın İş Kanunu’na uygun çalışan gazeteci sayısının artırılması desteklenmeli. Gazeteciler basın kartı alabilmeli.

 

YAYGIN MEDYADAKİ İŞSİZLİĞİN YEREL MEDYAYI DA ETKİLEMESİ ÖNLENMELİ
Büyük medya kuruluşlarında başlayan küçülme politikasının yerel basını da etkilemesinin önüne geçilmeli.