Gazetecilere Özgürlük Platformu, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Konferans Salonu’nda “Çalışan Gazetecilerin Sorunları” konulu bir toplantı düzenledi. Toplantı öncesinde Cağaloğlu Meydanı’nda bir açıklama yapan GÖP temsilcileri “GÖP olarak, düşünceleri nedeniyle katledilen Fransız meslektaşlarımızı ve dostlarımızı saygıyla anıyor, katillerini ve sahip oldukları aklı lanetliyoruz” dedi.

 

***10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle bir araya gelen Gazetecilere Özgürlük Platformu üyesi gazetecilik meslek örgütleri temsilcileri yapacakları toplantı öncesinde Cağaloğlu Meydanı’nda buluşarak Fransa’da Charlie Hebdo Dergisi’ne yapılan saldırıyı kınadı.

 

AHMET ABAKAY: MESLEKTAŞLARIMIZI SAYGIYLA ANIYORUZ
Toplantı öncesi Cağaloğlu Meydanı’nda toplanan gazeteciler, 12 kişinin öldüğü Fransa'daki Charlie Hebdo saldırısını Cağaloğlu'nda protesto etti. Gazetecilere Özgürlük Platformu Dönem Sözcüsü ve Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, şunları söyledi:
“Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo’ya İslamcı teröristlerce yapılan saldırı tüm insanlığa ve onun değerlerine yapılmıştır. Yalnızca İslam ile ilgili olanları değil tüm dinlerle ilgili dogmaları konu edinen bu dergiye yapılan saldırı sonucu hayatını kaybedenler yalnızca Fransa’nın değil tüm dünyanın kaybıdır. Tüm dünya ve özellikle de Ortadoğu İslamcı terörizmin cenderesi altına alınmaya çalışılıyor. Son yıllarda artan benzer saldırılar dünyaya hâkim kılınmaya çalışılan aklın ne olduğunu net biçimde gösteriyor. Türkiye’de de yetkililerin kenardan dolanan açıklamalarla olayı geçiştirmeye çalışması ülkemizdeki hâkim gericilik dalgasının yansımasıdır. Laiklik talebi ve gericilikle mücadele bugün artık varlık-yokluk mücadelesi haline gelmiştir. Hem fikir ve ifade özgürlüğüne hem de inanç özgürlüğüne yapılan bu saldırı yalnızca öldürülenlerle sınırlı olmayan bir katliamdır ve ciddi şekilde önlem alınmadığı takdirde maalesef gelecekteki örneklerinin de habercisidir. GÖP olarak, düşünceleri nedeniyle katledilen Fransız meslektaşlarımızı ve dostlarımızı saygıyla anıyor, katillerini ve sahip oldukları aklı lanetliyoruz.”

Açıklamanın ardından (GÖP) “Çalışan Gazetecilerin Sorunları” başlıklı toplantısına geçildi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto, Başkan Yardımcısı Recep Yaşar, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sayman Gülseren Ergezer Güver, Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir, Yönetim Kurulu üyesi Göksel Göksu, Gazetecilere Özgürlük Platformu Dönem Sözcüsü ve Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Uğur Güç, İletişim Araştırmaları Derneği Onursal Başkanı Hıfzı Topuz, İletişim Araştırmaları Derneği’nden Füsun Özbilgen ve CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi’nin, CHP milletvekili İlhan Cihaner, hukukcu Haluk Kaboğlu'nun da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı.


ÖLEN VE ÖLDÜRÜLEN GAZETECİLER ANILDI
Sunuculuğunu TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş’in üstlendiği toplantı, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, yitirilen ustalar, haber peşinde koşarken ölen ve öldürülen tüm gazeteciler ve Fransa'daki Charlie Hebdo’da ölen meslektaşlar anısına 1 dakikalık saygı duruşuyla başladı.

GÖP DÖNEM SÖZCÜSÜ AHMET ABAKAY: DEVLETİ YÖNETEN KADRO BASINI KENDİLERİNE ENGEL GÖRÜYOR

Gazetecilere Özgürlük Platformu Dönem Sözcüsü ve Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, şunları söyledi: 
“5953 sayılı Basın İş Yasası’nın 1961 yılında çalışan gazeteciler lehine 212 sayılı yasayla değiştirilmesinin yıl dönümlerini “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak 10 Ocak’larda kutluyoruz. Yasanın çıkışından bugüne dek geçen 54 yılda ne yazık ki gazetecilerin kazanımları büyük ölçüde budanmış sendikalaşma hakkı kullanılamaz hale getirilmiş, taşeronlaşma yaygınlaştırılmıştır. İş güvencesi ortadan kalkmış toplu işten çıkarmalar günlük olaylar haline gelmiştir. Sadece son bir yılda yüzlerce basın emekçisinin işine son verilmiştir. Ülkemizde basın özgürlüğü, düşünceyi ifade özgürlüğü ve bireylerin temel hak ve özgürlükleri 54 yıl öncesinden daha kötü durumdadır. Cumhurbaşkanı’ndan Başbakan’a, bakanlara, bürokratlara kadar devleti yöneten kadro, basını ve düşünceyi ifade özgürlüğünü kendilerine engel olarak görmektedirler. Meslektaşlarımız habercilik görevlerini yaparken “terörist” ilan edilmekte, gazeteciler “iktidarın memurları” olmaya zorlanmaktadırlar. Anımsayın, bu iktidar döneminde 200 dolayında gazeteci ceza evlerinden geçmiştir. 12 Eylül darbesinden kalma yasalarla ve Terörle Mücadele Yasasından kaynaklanan maddelerle de halen 21 gazeteci cezaevlerinde bulunmaktadır.”

 

BAŞKAN TURGAY OLCAYTO: HALKIN HABER ALMA KANALLARI TIKANDI
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, konuşmasında şunları dile getirdi:
“Fransa’da dergiye yapılan saldırı içimizi burktu. Dünyada 2014 yılında 138 gazeteci öldürüldü. Gazeteciler neden öldürülüyor? Bu sorunun yanıtı, halka haber ulaştırma kanallarının tıkanmasıdır. Halkı bilgisiz kılmaktır. Buna karşı örgütlenmek zorundayız. Sendikayı güçlendirmek zorundayız. 2015’e pek çok arkadaşımız işsiz girdi. Bu işsiz arkadaşların yeniden işe dönme şansı yok. Ya mesleği terk edecekler ya da sosyal medyada kendilerine yer tutmaya çalışacaklar. Üstelik çoğu nitelikli arkadaşlar. Artık genel yayın müdürlerini de aradığınız zaman bulamama imkanınız var. Bazen ayrıldığından haberiniz bile olmuyor. Eskiden gazetelerde haber yapılırdı, şimdi ancak gazetenin başına kimin geldiğini, kimin ayrıldığını sosyal medyada duyuyorsunuz. Çok zor dönem. Bizim birlikte dayanışma içinde olmamız gerekiyor. Hükümet Basın İş Yasası’nı değiştirmeyi planlıyor. 5953 sayılı yasaya dokunulmamasının en iyi çare olduğunu düşünüyoruz. Biz kesinlikle 5953 sayılı yasaya dokundurtmayacağız. Bu yasadan geri adım atmayacağız. Bu yasa şu an gazetecileri koruyan tek yasadır. Daha güvenli bir ortam olana kadar da bu yasaya dokunulmasın istemiyoruz.”

 

TGS BAŞKANI GÜÇ: BU GİDİŞLE ÇALIŞAN GAZETECİ KALMAYACAK
Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Uğur Güç, şöyle konuştu:
“2014’te 217 gazeteci darp edildi. 30 olay hakkında yayın yasağı getirildi. Gazete ve televizyonlara çeşitli gerekçelerle akreditasyon uygulanarak haberlerin takip edilmesine izin verilmedi. Birgün, Bugün, Cumhuriyet, Yurt, Evrensel, Sol, Taraf, Aydınlık, Ulusal Kanal, Zaman Gazetesi’ne ve 60 gazeteciye 100’ün üzerinde dava açıldı. Kimi davalar takipsizlikle sonuçlanırken kimi davalar devam ediyor. Gazeteciler hakkında 18,5 yıla kadar hapis cezası isteniyor. 2009- 2013 yılları arasında 200 gazeteci cezaevine girdi, çıktı. 1961’den bu yana geçen 54 yılda gazetecilerin kazanımları budandı. Sendikalaşma azaldı. Taşeronlaşma yaygınlaştı. İş güvencesi ortadan kalktı. Geçtiğimiz yıl 700’ün üzerinde basın emekçisi işten çıkartıldı. İşten çıkartmalar 2015’te hız kesmeden devam ediyor. Binlerce işsiz gazeteci çalışacak mecra bulamıyor. Bu gidişle ne çalışan gazeteci kalacak; ne de anacak Gazeteciler Günü olacak. TGS, tüm meslektaşlarımızın hak ve çıkarlarını korumak için her türlü çabayı gösterecektir. Gelin sendikamızda birleşelim. Yoksa iş güvencemiz maalesef işverenlerin, genel müdürlerin iki dudağı arasında olacak.”

 

HIFZI TOPUZ: DÜŞÜNÜRLER İÇİN KARA BİR GÜN
İletişim Araştırmaları Derneği Onursal Başkanı Hıfzı Topuz, Fransa’dan birkaç gün önce geldiğini ve mizah dergisine yapılan saldırıdan duyduğu üzüntüyü dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Fransa’dan geldikten sonra televizyonda gördüğüm haberler hiç de iç açıcı değildi. İçimi kararttı. Öğleden sonra televizyonu açtığım içim büsbütün karardı. Fransa’daki olayları bir saat sonra öğrenmiş olduk. Bu gerçekten gazeteciler, televizyoncular, ve bütün düşünürler için kara bir gün. Bir dergi basılıyor, tabancalar, bombalar... O gün yazı işleri toplantısı var. Toplantının saat 11.00’de olacağını biliyorlar. O saatte herkes içerideyken ateş etmeye başlıyorlar. Herkes orada can veriyor. Korkunç bir olay. O andan itibaren Fransa ve Dünya matem ilan etti. Bizde gazeteciler tutuklandı, öldürüldü ama Fransa’da nadirdir. Georges Wolinski ile 30 sene evvel röportaj yapmıştım. Karikatür tarihi kitabımda ona geniş bir yer ayırmıştım. Hakikaten çok saygı duyduğum bir arkadaştı. Hepsi sevdiğim arkadaşlardı. Bütün dünyada ve ülkemizde gösterilen tepkiler, bütün düşünce özgürlüğünü savunanlara güç katıyor. yaşanan bu kötü olay düşünce özgürlüğünü savunanları birleştirecek.”

 

GAZETECİ İSMAİL SAYMAZ: GAZETECİLER ADLİ KORİDORLARINDAN ÇIKAMIYOR

Hürriyet ve Radikal İnternet Gazetesi muhabiri İsmail Saymaz, şöyle dedi:
“Dün olduğu gibi bugün de gazetecilerin, gazetecilikten tutuklanmadıkları iddia ediliyor. Polisler, savcılar hangi faaliyetlerin gazetecilik olduğuna, hangi cihazların gazetecilik unsuru olduğuna karar veriyorlar. Kağıt, kalemi, mühimmat niteliğine büründürüyorlar. Her türden muhalif gazetecilik faaliyeti suç unsuru olarak görülüyor. Tutuklanan gazetecilerin akıbeti çok kötü oldu. Bu dönemde gazetecilerin meslekleri adliye kapılarında yapar duruma geldi, adliye koridorlarından çıkamıyorlar. Yaşananlar, haber baskısının katmerleşerek devam edeceğini bize gösteriyor. Genç gazetecilerin geniş ağlarla birlik olması gerekiyor. Siyasal iklim nedeniyle gazetecilerin çalışma ortamları her geçen gün daralıyor. Buna rağmen, iletişim fakültesi sayısı artıyor. Pek çok kişi bırakın çalışmayı staj yapacak yer bile bulamıyor. İşsiz kalan gazeteciler internet mecrasını alternatif olarak görüyor. Gazetecilerin sorunlarına çözüm bulmamız gerekiyor.”