Gazetemiz Sorumlu Yazıişleri Müdürü ve TGC Kdz. Ereğli Temsilcisi Mustafa Kemal Bektaş’ın da katıldığı  TGC-KAS 69. Yerel Medya Semineri’nde konuşan  Turgay Olcayto, mesleki dayanışmanın önemine vurgu yaptı.

 

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) Konrad Adenauer Stiftung (KAS) ile birlikte düzenlediği 69. Yerel Gazetecilikte Meslek içi Eğitim Semineri; Türkiye’nin dört bir yanından gelen TGC temsilcilerinin katılımıyla Basın Müzesi’nde gerçekleştirildi. Seminere; TGC Başkanı Turgay Olcayto, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, TGC Genel Saymanı Gülseren Güver, TGC Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir, TGC Yönetim Kurulu Üyesi Göksel Göksu, TGC Hukuk Danışmanı avukat Gökhan Küçük katıldı.

 

TGC TEMSİLCİLERİ BİR ARAYA GELDİ

Mesleki bilgilerin paylaşıldığı seminere ayrıca TGC Antalya Temsilcisi Arif Kaplan, Ankara Temsilcisi Taylan Erten, Batman Temsilcisi Arif Aslan, Samsun Temsilcisi Cemil Ciğerim, Siirt Temsilcisi Cumhur Kılıçcıoğlu, Muş Temsilcisi Emrullah Özbey, Ordu Temsilcisi Erdoğan Erişen, Diyarbakır Temsilcisi Faruk Balıkçı, Trabzon Temsilcisi Hikmet Aksoy, Aksaray Temsilcisi Kerem İşkan, Eskişehir Temsilcisi Mehmet Emin Toker, Hatay Temsilcisi Mithat Kalaycıoğlu, Karadeniz Ereğli Temsilcisi Mustafa Kemal Bektaş, Afyon Temsilcisi Nadir Güzbey, Balıkesir Temsilcisi Önder Balıkçı, Bursa Temsilcisi Özcan Güneş ve Yalova Temsilcisi Süheyla Gözdereliler katıldı.

 

“BİRLİĞİN, BERABERLİĞİN ÖNEMİNİ HİÇ UNUTMAYIN”

Seminerin açılış konuşmasını TGC Başkanı Turgay Olcayto yaptı. Başkan Olcayto, şunları söyledi:

“Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak, gazetecilerin emniyet müdürlüğüne girişinin yasaklanması ve basın odalarının boşaltılması kararının iptali için İstanbul 4. Bölge İdare Mahkemesi’nde dava açtık.  Bu olaya nereden bakarsanız bakın; kamuoyunun bilgi edinme, doğru haber almasının önünü kesmektir. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak, gazetecilerin bağımsız, özgür bir şekilde görevlerini yapabilmelerini istiyoruz. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin temsilcilerinin yer aldığı 69. Yerel Medya Semineri’nde mesleki bilgiler paylaşılıyor. Biz sizlere çok güveniyoruz. Seminerde, gazetecilik etik ilkeleri, kadın, medya ve nefret dili, haberin hukuku ve tekzibi konuları anlatılacak. Bu bilgileri meslektaşlarımıza aktaralım. Anadolu basınına yardımcı olursanız çok seviniriz. Birliğin, beraberliğin önemini hiç unutmayın.”

 

“EVRENSEL MESLEK İLKELERİNE UYMALIYIZ”

 

TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş “Gazetecilik Etik İlkeleri” başlıklı sunumunda şunları söyledi:

 “Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nin önemi her geçen gün biraz daha önem kazanıyor. Toplantılarda sıklıkla gündeme geliyor. İnançlara, politikalara, partilere göre değişen gazetecilik olmayacağını, evrensel gazetecilik ilkeleriyle mesleğimizi yapmazsak her zaman zora düşeceğimizi ortaya koyan bir bildirge. Bizim yönetimimizin sloganında olduğu gibi ‘bağımsız, bağlantısız gazetecilik’ yapmazsak; partilere, inançlara, tarikatlara göre gazetecilik anlayışını benimsersek değişen dengeler bizim gerçeği kaybetmemize neden oluyor. Bu yüzden Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi, mutlaka dikkate alınmalı. Gazetecinin halka karşı sorumluluğu, başta işverenine ve kamu otoritelerine karşı olmak üzere, öteki tüm sorumluluklardan önce gelir. Gazeteci, ilettiği haber ve bilginin sorumluluğunu üstlenir ve paylaşır. Gazeteci; başta barış, demokrasi ve insan hakları olmak üzere, insanlığın evrensel değerlerini, çok sesliliği, farklılıklara saygıyı savunur. Milliyet, ırk, etnisite, cinsiyet, dil, din, sınıf ve felsefi inanç ayrımcılığı yapmadan tüm ulusların, tüm halkların ve tüm bireylerin haklarını ve saygınlığını tanır. İnsanlar, topluluklar ve uluslar arasında nefreti, düşmanlığı körükleyici yayından kaçınır. Bu ilkeleri göz önünde bulundurarak mesleğimizi yapmalıyız.”

 

“YÖNETİM KADEMELERİNDE  KADINLARA YER AÇILMALI”

TGC Yönetim Kurulu Üyesi-CNNTÜRK muhabiri Göksel Göksu seminerde, “Kadın, Medya ve Nefret Söylemi” başlıklı bir sunum yaptı.

Göksu, “Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Medya ve Çeşitlilik Kılavuzu Kadın ve Cinsel Yönelik kitapçığı, 2005 yılında British Council’ın BBC World Service Trust (WST) işbirliği ile medyanın toplumsal katılımdaki rolünü desteklemek amacıyla başlattığı ve 2006 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin ulusal ortak olarak yer aldığı Medya ve Toplumsal Katılım projesi kapsamında hazırlanmıştır” dedi.

Göksu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“1960 yılında kadınlar yüzde 44 oranında cinsel obje olarak temsil ediliyor. 2009’da kadınlar yüzde 83 oranında cinsel obje olarak temsil ediliyor. Son 7 yılda kadın cinayetlerinde yüzde 1400 artış olduğu görülüyor. Cinayetlerin nedenleri arasında 'kıskançlık, etek boyu kısa, camdan baktı, tırnağını uzattı, telefonu geç açtı, tuzluğu uzatmadı, eve geç geldi, boşanma talebi' sayılabiliyor. A.B.D.’de 9 bin kamu çalışanı üzerinde yapılan araştırma, son iki yılda kadın çalışanların yüzde 42’sinin, erkek çalışanların ise yüzde 15’inin zorbalığa uğradığını, bunun kayıp zaman ve verimlilik açısından 180 milyon dolara mal olduğunu ortaya koyuyor.”

 

Kadınların iş hayatında daha fazla olması gerektiğine vurgu yapan Göksu, “Medya kuruluşlarındaki istihdam sürecinde farklı cinsiyetlerdeki çalışanlara eşit olanaklar sağlanmalı. Peki nasıl? Kadın çalışan sayısının artışına önem ve öncelik verilmeli. Eşit işe eşit ücret ilkesi uygulanmalı.  Yönetim kademelerinde kadınlara yer açılmalı. Kadınların işyerinde ayrımcılık, taciz ve mobbing uğramaları önlenmeli.”

 

Medyanın kullandığı dile de dikkat çeken Göksu, nesnel olunması gerektiğini, habercinin aracı olduğunu, taraf olmadan haberi kamuoyuna aktarması gerektiğine vurgu yaptı. Göksu, bu noktada seçilen kelimelerin çok önemli olduğunu belirtti.

 

‘HABERİN HUKUKU VE TEKZİP”

"Haberin Hukuku ve Tekzip” konusunda katılımcılara bilgi veren TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük ise konuşmasında haber yapmanın hukuksal kurallarını örneklerle anlattı. Küçük, haberin hukuka uygun olabilmesi için görünürde gerçek olması, kamu yararı, güncelliği, düzgün bir şekilde aktarılması, öz ve biçim arasında dengenin kurulması gerektiğini söyledi.

 

Küçük, şu bilgileri verdi:

"Gazetecinin yaptığı haberde hukuki, cezai ve idari sorumluluğu var. Basın Kanunu, Medeni Kanun Borçlar Kanunu ve Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu haberin alanını etkiliyor. Cezai sorumluluk ise TCK, TMK, CMK, Basın Kanunu aracılığıyla habere yansıyor. Gazeteciler, yaptıkları haberlerle ilgili kanunların ‘hakaret, haberleşmenin ihlali, konuşmaların kayda alınması, suç işlemeye tahrik, suç ve suçluyu övme, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek, kimliğin açıklanması, basılmış eserleri bozma, düzeltme veya cevabın yayınlanmaması’ gibi maddelerle yargılanıyor. Haberi hukuksal olarak da sorun yaşamadan yapmak isteyen gazeteciler bu nedenle TGC’nin Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi iyi okumak, anlamak ve uygulamak zorunda.”

 

DÜZELTME HAKLARI

Basın Kanunu ve düzeltme hakları hakkında bilgi veren Küçük, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 14. maddesinin bilinmesinin önemine vurgu yaparak şunları söyledi:

 

“Düzeltme ve cevabın yayınlanmasına hakim tarafından karar verilmesi halinde, birinci fıkradaki süreler, sulh ceza hakiminin kararına itiraz edilmemişse kararın kesinleştiği tarihten, itiraz edilmişse yetkili makamın kararının tebliği tarihinden itibaren başlar. Düzeltme ve cevap hakkı sahip olan kişinin ölmesi durumunda bu hak, mirasçılardan bir tarafından kullanılabilir. Bu durumda, birinci fıkradaki iki aylık düzeltme ve cevap hakkı süresine bir ay ilave edilir.”