Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) Konrad Adenauer Stiftung (KAS) ile birlikte düzenlediği 81’inci Yerel Gazetecilik Semineri’nin üçüncü oturumunda Gazeteci Reha Erus, “Dış Habercilik”; A Haber Şef Editörü İhsan Yılmaz  “TV Haberciliği”;  Hürriyet Gazetesi Sağlık Muhabiri Mesude Erşan “Sağlık Haberciliği” başlıklı konular hakkında bilgi verdi. Oturum Başkanlığını Önder Gazetesi Sorumlu Müdürü ve TGC Ereğli Temsilcisi Mustafa Kemal Bektaş’ın yaptığı oturumda alanında uzman haberciler halkın haber alma hakkı açısından bir olayı çok yönlü olarak ortaya koymanın önemine dikkat çektiler. 



İHSAN YILMAZ: DOĞRULUĞU ŞÜPHELİ HABERLER SERVİS EDİLMEMELİ

A Haber Şef Editörü İhsan Yılmaz  “TV Haberciliği” başlıklı konuşmasında şunları dile getirdi:
“Yerel muhabirler daha çok parça başı iş diye tabir edilen sistemle çalışıyor. Ne kadar çok haber çıkarsa o kadar telif alıyor.  Bu sistem muhabirleri haber merkezlerinin dikkatini çekecek haberler üretmeye zorluyor. Abartma, eksik bilgi, asparagas, yanlış görüntü vs. bu zorlamanın sonucu. Sonuçta yerel kaynaklı haberlere karşı güven sorunu başlıyor. Yerel medyadan ilginç bir haber geldiğinde ilk akla gelen sorulardan biri ‘kurgu mu, prodüksiyon mu’ oluyor.  Çok fazla yanıltıcı haber geliyor.  Peki yerel basından beklentilerimiz neler?  Yaygın basın için ne haber, ne haber değildir ayrımı iyi yapılmalı. Haber tüm unsurlarıyla ayrıntılı olarak hazırlanmalı, haber merkezlerine sorularının yanıtını bulamayacakları içinden çıkılmaz bir metin gönderilmemeli. Olmazsa olmaz kural dediğimiz,  5N1K bilgileri haberin içinde yer almalı. Yerel unsurlardan sıyrılmış haberlerin yaygın basında daha dikkat çekici olduğu gerçeği unutulmamalı. Doğruluğu şüpheli haberler servis edilmemeli.”




MESUDE ERŞAN: HER YENİ YÖNTEM, İLAÇ, ALET VS İYİ DEMEK DEĞİL

Hürriyet Gazetesi Sağlık Muhabiri Mesude Erşan “Sağlık haberciliği” başlıklı konular hakkında bilgi verdi.
“Sağlık haberciliğinde doğru kaynak çok önemli. Sağlık habercisinin kaynakları neler olabilir? Birçok haber kaynağımız var. Kurum veya doktorların haber vermesiyle, yine kurum ve doktorların basın danışmanları, PR şirketleri, hekim örgütleri, hasta dernekleri, meslek, uzmanlık dernekleri, İlaç firmaları, hastalar ve yakınları, takip edilen kongre ve toplantılar haber kaynağımız olabiliyor. 
İhbar telefon ve e-mailleri, eş -dost sohbetlerinde kulağa gelenler, gazete yönetiminin talepleri,başka basın-yayın kurumlarında yayınlanan haberler hatta ilanlar bile haber kaynağınız olabilir. Doğru kaynaklara meslek örgütleri ve dernekleriyle işbirliği yaparak ulaşmak mümkün. Tıp fakülteleri, ilgili eğitim ve araştırma hastaneleri uzmanları da bizim için iyi birer adres olabiliyor. Doğru kaynak önemli bir sağlama. Ama her şey değil. Yine de kullanılmamak için dikkatli olmak lazım. Burada devreye muhabirin deneyimi giriyor.  Her yeni yöntem, ilaç, alet vs. iyi demek değil. Etkinliği kanıtlanmış yöntem, tedavi vs. dışındaki konuları haber yapmamak lazım. Ya da tek doğru gibi vermeden, her yönüyle yazmak gerekir.”


REHA ERUS:  BİRDEN FAZLA YABANCI DİL BİLMEK ŞART

Gazeteci Reha Erus, ise “Dış habercilik” başlıklı sunumunda yabancı dil bilmenin ve insan ilişkilerinin önemine işaret etti:
“42 yıl İtalya'da yaşadım. 2015'ten bu yana da İstanbul’dayım. İtalya keyifli bir ülke. Demokrasinin, ifade ve basın özgürlüğünün olduğu bir yer. İstediğinizi yazabilirsiniz. Kimse size dokunmaz. İtalya’da habercilik yapmaya istediğinizde yabancı basın birliğine üye olursunuz. Üye olduktan sonra her yere aynı anda akredite olmuş olursunuz. Başbakandan röportaj isteyebilirsiniz. Demokrasinin beşiği olan bir ülkede yaptığım için çok çok mutluyum. Yurt dışında gazetecilik yapmak isteyenlerin habercilik yapacakları ülkenin dilini iyi bilmesi gerekir. Yanında ekstra diller de bilmek önemli.”

Etkinliğe Zonguldak ve Ereğli’den de çok sayıda davetli gazeteci katıldı.