İki soru sorabilir miyim?

1-Toplu ulaşım araçlarını kim kullanır?

2-Halk ekmekten kim gider de ekmek alır?

Yanıtını da ben vereyim; dar gelirle vatandaş.

 

Yaşamın en temel gerçeği olan bu iki hizmet konusunda yerel yönetimler yarışır. Yarışır ki, dar gelirli vatandaş ezilmesin. Yarışır ki, çoluk çocuğunu bir ölçüde de olsa daha iyi geçindirsin.

“Bu hizmeti hangi yerel yönetimler dikkate alır?” diye sorduğumuzda, genel olarak akla ilk gelen sosyal demokrat belediyeler olur du!

Du!!!

Son yıllarda halk ekmek  ve toplu ulaşım konusunda atılım yapan belediyelerin hangi siyasal düşünceye sahip olduğunu  lütfen araştırır mısınız?

Lafı evirip çevirip kıvırmaya hiç gerek yok.

Gerçek gerçektir!

 

Kdz. Ereğli’de 23 yıl önce sosyal demokrat bir belediye görevde  iken, belediyenin hem otobüs seferleri vardı, hem  halk ekmek fırını, hem de Tansa’sı vardı.

Ne zaman ki ANAP geldi, önce temizlik işleri özelleşti.

Sonra, belediye otobüsleri seferden kaldırıldı.

Sonra, halk ekmek kapatıldı.

Sonra, Tansa’nın ipi çekildi.

Hepsi teker teker silindi gitti.

 

Bu akıl tutulması kararların faturasını kim ödedi?

Elbette ki dar gelirli.

Halen daha ödüyor ya!

 

Ramazan ayı geldi pide fiyatlarından haberiniz vardır herhalde?

Önce halk ekmeğin pide fiyatlarını bildireyim size:

Ankara’da 250 gram pide 70 kuruş,

İstanbul’da 350 gram 85 kuruş.

“Peki fırınlarda nedir bu fiyat?” derseniz, Ereğli’de 350 gram pide 2 lira. Susamı yumurtası  ise ektra.

 

Rakamlar yalan söylemez.

Rakamlar, halk ekmek fabrikalarının  garibanı koruduğunu söylüyor.

Doğruya doğru!

 

Halk ekmek fabrikaları  istihdama da yardımcı oluyor. Şöyle ki, mahallelerde açtığı satış büfelerinde insan çalışıyor çünkü.

Ekmek sattırarak, ekmek parası kazandırılıyor.

Elbette ki  ana yemeği ekmek olan dar gelirliler için veriliyor bu hizmet!

 

Sosyal demokrasinin ana beslenme kaynağı dar gelirliler ve genellikle varoşlarda yaşayanlardı.

İşçiydi, emekliydi, memurdu, esnaftı, gençlikti, çiftçiydi.

Ya şimdi?

Nereye gitti bu kitle?

Ve niye gitti?