Her iki taraf da, arkarkadaşlarımız, meslektaşlarımız olduğu için kongrenin son gününe hatta son saatine kadar tarafsız kalmayı, ortada durmayı tercih ettim.

Öncesinde de, aklım erdiğince telkinde bulunarak, ortak bir noktada buluşulması gerektiğini defaten dile getirdim.

Ama olmadı!...

Mesleki geleceğini Gazeteciler Derneği'ne endeksleyenler ile dernekte "kan değişikliği" isteyenleri ortak bir noktada buluşturmak mümkün olmadı.

Her iki tarafın da, yönetim kurulu üyeliği teklifini kesin bir dille kabul etmedim.

Yazmaları durumunda, anında listeden çekileceğimi ilettim.

Bunun da bir sebebi vardı tabii.

Birincisi, aktif olarak bu mesleği yapanların ve geçimini bu meslekten sağlayanların bir elin parmaklarını geçmediği bu ilçede, eskiden beri dernekleşmeye sıcak bakmamamdı.

Bu ilçede, bu işi meslek olarak yerine getirenlerin ve bu meslekten geçimini sağlayanların sayısı 10'u geçmiyor.

Buna karşın, bir derneğin icra organlarında, asil ve yedek üyeleriyle birlikte en az 16 kişinin görev alması gerekiyor.

En az 16 kişi olmalısınız ki, icra organlarının tamamını gazetecilerden oluşturabilesiniz.

Bu sayıya ulaşamazsınız, eksiğinizi mecburen gazeteci olmayanlardan yada ilçe dışından karşılayacaksınız.

Basınla bağı, sadece gazete okumak veya TV izlemekten ibaret olanları üye kaydedeceksiniz.

Onların tercihine, gerçek gazetecilerin kaderini mahkum edeceksiniz.

Gazetecilerin mesleki kariyerini, kendileri değil başkaları belirleyecek.

Hatta, herşey parmak hesabına dayalı olduğu için, gazetecilikle uzaktan yakından ilgisi olmayanların, gazetecilerin başkanı veya yöneticisi olma tehlikesi belirecek.

Bu yüzden, bu şartlarda dernekleşmeye hep mesafeli durdum.

İkincisi, arada ayrışmanın olmadığı dönemlerde yapılan tek adaylı kongrelerde, yönetim kurulu üyeliğini " yarım ağız" teklif edenlerin, ayrışmanın olduğu bu dönemde, "Seni yönetim listesine yazıyorum" demeleriydi.

Bu mesleğe yıllarını vermiş birine, normal zamanda ihtiyaç duymayanların, ayrışmanın olduğu bu dönemde, adeta emrivaki yaparak ihtiyaç hissetmeleri, "adam kullanma" kurnazlığından başka birşey değildi benim için.

Bu iki sebepten, herhangi bir oluşumun içinde yer almak istemedim.

Kongreye de katılmayacaktım, ancak uzun bir süredir meslektaş ortamından uzak kaldığım için onlarla aynı havayı teneffüs etmenin bana da "iyi geleceğini" düşündüm.

Bu kadar az sayıda gazeteciyle dernekleşmeye olan çekincelerimin ne kadar haklı olduğunu kongre salonunda bir kez daha anladım.

Meslekten olmayanların veya bu ilçe ile hiç bağı bulunmayanların, aynı safta yer alan gazeteci arkadaşlarımı derneklerinden saf dışı bırakmasını içime sindiremedim.

Geçimini bu meslekten sağlayanların ve yıllardır bu mesleğin yükünü çekenlerin mesleki kaderini, kendilerinin değil meslekten hiç olmayan veya ilçe ile hiç bağı bulunmayan birilerinin tayin etmesini kabul etmek benim için mümkün değildi.

Hepsi her gün kamuoyunun önünde olan ve tek geçim kaynakları gazetecilik olan tüm arkadaşlarımın, kendilerini temsil etmekle yükümlü dernekte, üstelik meslekten olmayanlar ve ilçe dışından olan üyelerin tercihleriyle söz sahibi olamamaları, adeta derneğin dışına itilmeleri, derneğin tüzükte yazılı amacından uzaklaştığını gösteriyordu benim için.

Bu meslekte var olduğum ilk günden bu yana, meslektekilerin birlik ve beraberliğini savunmuş, kimsenin kimseyle kötü olmaması için çaba göstermiş, sürekli yapıcı olmuş biri olarak, üzücü bu durumdu benim için.

Arkadaşlarım, bu şartlarda artık bu derneğin mensubu olmanın kendilerine faydası olmayacağı gibi zararı olacağını, derneğin gerçek gazetecileri temsil etme yetisini kaybettiğini söylediklerinde onlara hak verdim.

Ve onların dernekten istifa etme ve yeni bir dernek kurma kararına tereddütsüz iştirak ettim.

Tarafsızlığımı koruduğum ve her iki tarafla da iletişim içinde olduğum bu süreçte, ortaya çıkan tabloyu görünce maalesef bana da taraf olmaktan başka bir seçenek kalmadı.

Çünkü, bu meslek ve bu dernek yaşatılacaksa, koltuğu korumak için kaydedilen üyelerle değil, bu mesleğin yükünü bu ilçede çeken gazetecilerle mümkün olur.

Geçimini bu ilçede, bu meslekten sağlayan bir kişiyi dahi yönetim kadrosuna serpiştirememişseniz, üstelik gücünüzü bu meslekten ve bu ilçeden olmayanlardan almışsanız, geri kalan arkadaşlarınıza ne söyleyebilirsiniz ki?

Bunu demokrasiyle açıklayabilir misiniz?

Bu mesleğin gerçek emekçileri, güçlerini yeniden birleştirebilmek ve saygınlıklarını koruyabilmek için yeni bir dernek kurma kararı almışlar.

Beni bile istifaya sürükleyen süreç bu noktaya gelmeseydi iyiydi ama ortak çalışma alışkanlığı kazanmış ve dernekçiliği benimsemiş olan arkadaşlarımız için başka bir seçenek var mı?