28 yıl öncesinde Zonguldak’ta çok önemli bir olay oldu.

Bu olay ölümdü!

Zonguldak’ın ilçesi Bartın’ın Belediye Başkanı Davut Fırıncıoğlu yaşama veda etti.

Bu ölümünün Bartın’ın il olma sevdasına  ışık olacağını kimse bilemezdi ki!

Ölüm ve ışık o kadar  birbirine zıt olsa da, Bartın’a  bu zıtlık yarar sağladı.

O yıllarda Türkiye’de boşalan belediye başkanlığı veya milletvekilleri için ara seçimler yapılırdı.

Ara seçim deyip geçmeyin sakın!

Boşalan belediye başkanlığı veya milletvekilliğinin yapılacağı kentlere iktidarın tüm nimetleri yağardı.

Hayatlarında görmedikleri ve asla göremeyecekleri hizmet yağmurları ile ıslanan vatandaşlar, oylarını iktidara vererek, tarihi fırsatı kârlı kapatma akılcılığını gösterirlerdi.

Bartın da işte bu fırsatı öyle bir değerlendirdi ki, il oldu il.

Cumhuriyet döneminin ilk il olan kenti Zonguldak. 1924 yılında Zonguldak’ın il olmasıyla Bartın’da Emeğin Başkenti’ne bağlanmıştı.

1991 yılında Fırıncıoğlu’nun ölümü üzerine boşalan Bartın Belediye Başkanlığı için ara seçim kararı verilince, 3,5 aylık Başbakan Mesut Yılmaz için  bu seçimler güvenoyu olarak değerlendirildi. Yılmaz’ın, siyasi kredisini kurtarabilmek için Anavatan Partisi’nin Bartın’da kazanması gerekiyordu.

O da, “Kazandığımız takdirde Bartın’ı il yapacağım” sözünü verdi.

ANAP Bartın’ın belediye başkanlığını kazandı ve Yılmaz’da verdiği sözün arkasında durarak, Bartın’ı Zonguldak’tan kopararak il yapıverdi.

Hiç unutmuyorum;  o yıllarda  Memleket Gazetesi’nde, Ereğli’nin  il olma sevdasına  atfen Fırıncıoğlu’nun ölümünü fırsata çeviren Bartın’ı kıskandığımı yazmıştım.

Pazar günü akşamı 23 Haziran’da yapılacak olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimleri için ekranda bir araya gelen Cumhur İttifakının Adayı Sayın Binali Yıldırım ile Millet İttifakının adayı Ekrem İmamoğlu’nun konuşmalarını dinlerken Bartın seçimlerine gitti aklım.

İstanbul seçimleri YSK’nın garip kararı üzerine yenileneceği için Türkiye’nin gözü buraya döndü.

Herkes İstanbul’u konuşuyor.

Ve uzun yıllar sonra iki aday canlı yayında halkın karşısında yapacakları hizmetleri sıraladı.

Hoştu.

Demokrasi adına sevindik tabi ki.

Hele ki, oturumun ardından verilen aile fotoğrafı , nefret dilinin bir daha geri gelmemek üzere demokrasi zemininden kaybolmasını vurgulayan mesajı çok güzeldi.

İstanbullu ara seçimin tadını çıkarıyor şimdi.

Adayların ağzından ballar akıyor.

Hizmetlerin sınırı yok.

Ve bir kez daha kıskanıyorum.

Şu hizmetler neden bizim bölgemize gelmez?

Ya da getirilmez?