CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Niye her gün şehitlerimiz geliyor? Bu Güneydoğu'daki şehirler nasıl oldu da silah deposu haline geldi, bunların sorumlusu yok mu? İşin sorumlusu Türkiye’de siyaset kurumudur" dedi.

Zonguldak'ta bir otelde sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katıldığı ve ilk bölümü basına kapalı gerçekleştirilen "Büyük Buluşma Batı Karadeniz'de" programında konuşan Kılıçdaroğlu, hiçbir genel başkanın bütün sivil toplum örgütlerinin temsilcilerini dinleyip sorularına rahatlıkla cevap vermeyeceğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, üzerinde anlaşılması gereken birinci konunun ahlak olması gerektiğini anlatarak "Her yerde, her ortamda söyleyin, bu ülkenin birinci sorunu ahlaktır. İkinci sorunu adalettir. Ahlakın ve adaletin olmadığı bir yerde ne demokrasi ne toplum ne insanlar sorunlarını anlatırlar ne de insanlar birbirlerini dinlerler. Bu kadar önemlidir." diye konuştu.

Türkiye'de 2002'de terörün "sıfır" olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Niye her gün şehitlerimiz geliyor? Bu Güneydoğu'daki şehirler nasıl oldu da silah deposu haline geldi, bunların sorumlusu yok mu? İşin sorumlusu Türkiye’de siyaset kurumudur. Ben simitçiye mi soracağım bu işin sorumlusu sen misin diye? Adamcağızın bir sorumluluğu yok ki. Yeniden düşünüp bir şeyler yapmamız lazım" değerlendirmesinde bulundu.


-  "Darbe hukukunun da değişmesi lazım"

Kılıçdaroğlu, mevcut anayasanın neredeyse değişmeyen hiçbir maddesinin kalmadığını dile getirerek şöyle devam etti:

"Nasıl olması gerekir bir anayasanın, her vatandaş anayasa kitapçığını eline aldığında 'Bu benim anayasam' diyecek. Bunun sağı solu yok. Herkesin hakkını koruyan bir kitap, bir anayasa, temel kanun ve bu temel kanun anayasanın evrensel kurallarını içermesi lazım. Amerika, Japonya, Hollanda, İngiltere, Danimarka, İsveç, İsviçre gibi temel kuralları içermesi lazım. Kendi toplumunuzun değer ve kültürlerini yansıtması lazım. Şimdi 'Değiştireceğiz' diyoruz, 'Hay hay değiştirelim' diyorum, itirazımız yok. Bunu değiştireceksek 'Anayasa'nın ilk 4 maddesine dokunmayalım' diyorum, 'Hayır dokunacağız' diyorlar."

Anayasa'nın ilk 4 maddesini okuyan Kılıçdaroğlu, "Darbe hukukunu değiştireceksen eyvallah, bu anayasayla beraber ele alalım. 'Yargı bağımsızlığı' diyorlar, yargı bağımsız mı? Hayır. Darbe hukuku değişmediği sürece, Türkiye'ye tam demokrasi gelmez. Anayasayla beraber, bazı maddeleriyle beraber darbe hukukunun da değişmesi lazım" ifadesini kullandı.


- "Gelin parlamenter sistemi güçlendirelim"

Kemal Kılıçdaroğlu, bir ülkenin siyasi rejimini o ülkenin tarihi ve siyasi konumunun belirleyeceğini vurgulayarak şöyle konuştu:

"Öyle bir kişi karar verdi, ertesi gün rejimi değiştirelim; böyle bir uygulama dünyada olmaz, yoktur. Bizim 150 yıla yakın parlamenter sistem tecrübemiz var. Osmanlı döneminde de parlamenter sistem vardı. Gelin parlamenter sistemi güçlendirelim. Aksayan yönleri var mı var, düzeltilmeli mi düzeltilmeli. Yapalım bunu. 'Hayır biz başkanlık sistemi getireceğiz'. Neye göre başkan, kime göre başkanlık sistemi? 'Birisinin arzusuna göre başkanlık sistemi getireceğiz'. Bir kişinin arzusuna göre Türkiye’ye başkanlık sistemi gelmez. Dünya kadar derdimiz var, milyonlarca çocuğumuz işsiz, biz bunlarla uğraşacağımıza Türkiye’de kalkmışız rejimi değiştireceğiz, niye değiştiriyoruz, hangi gerekçeyle değiştiriyoruz."

Sosyal devletin önemine değinen Kılıçdaroğlu, Zonguldak'ta kömür rezervinin çıkartılamamasının nedeninin "beceriksiz siyaset" olduğunu belirtti.

Kılıçdaroğlu, Anadolu'nun içinin boşaltılmış durumda olduğunu savunarak cumhuriyetin ilk dönemindeki ekonomik politikalar hakkında bilgiler verdi.  


- "TBMM’de halka hizmet edecek milletvekili olması lazım"

Ankara'da sivil toplum kuruluşlarıyla yaptıkları "büyük buluşma" programına ilişkin broşürler dağıttıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, burada ortaya çıkan 16 görüşü okudu.

Kılıçdaroğlu, adaletin tesis edilmediği bir ülkenin geleceğinin olmayacağını belirterek medyanın da özgür olması gerektiğini dile getirdi.

Seçim barajının değişmesi, yurt dışı seçim çevresi oluşturulması ve oradaki vatandaşların da temsilcilerini TBMM'ye gönderebilmesi gerektiğini aktaran Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Parlamentoda Allah aşkına yolsuzluk yapanın ne işi var, hırsızlık yapan birinin ne işi var, iş takipçiliği yapan birinin ne işi var milletvekilliğinde, bunların gitmesi lazım. TBMM’de halka hizmet edecek milletvekili olması lazım. Cebini düşünen değil, halkın cebini düşünen milletvekili olması lazım. Ahlak üzerinde anlaştıktan sonra zaten bir sorunumuz kalmıyor bizim. Doktorların, avukatların, muhtarların ahlaki kuralları var. Ahlaki kuralları olmayan tek kurum Türkiye'de siyasettir."

- "Şehirler silah deposuna döndürüldü"

Çözüm Süreci'ne değinen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, toplumsal barışa ihtiyaç duyulduğunu ifade ederek, "Süreç içerisinde şehirler silah deposuna döndürüldü. O şehirler silah deposu haline getirilirken iktidarda kim vardı ve siz neden müdahale etmediniz, hangi gerekçeyle müdahale etmediniz? Hangi gerekçeye valilere talimat verdiniz 'Bunlara dokunma' diye? Terörle böyle mücadele edilmez" değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu, bir ayıptan söz edeceğini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Geçen gün şehit yakınları ve gaziler davet edilmiş, kurayla iş... Bu gazilere ve şehit yakınlarına yapılan en büyük saygısızlıktır. Sen devletsin kardeşim, koskoca Türkiye Cumhuriyeti, şehitlerimizin ve gazilerimizin sorunlarını gideremez mi? Önümüzdeki günlerde bir kanun teklifini bizzat ben imzalayıp vereceğim. Başbakanlıka bağlı Şehitler ve Gaziler Yüksek Kurulunun oluşturulması lazım. Şehit yakınları ve gaziler milletvekili sağlık haklarından nasıl yararlanıyorlarsa aynı koşullarda onlar da yararlanacaklar. Allah aşkına bunun kurası mı olur? Hayatını vermiş, siz kuradan bahsediyorsunuz, bunlar olmaz. İngiltere’de bir gazi bir mağazaya gittiğinde, anons edilir, falan gazi 'Mağazamızı onurlandırmıştır' diye. Bu kadar değer verilir, biz neredeyse şehitlerimizi ve gazilerimizi devre dışı bırakıyoruz, bunlar doğru değil."

- "PKK belası yetmedi, şimdi de IŞİD belası çıktı"

Dış politikalarda büyük hatalar yapıldığını savunan Kılıçdaroğlu, "Hiçbir komşumuz yok. Ne Suriye, Irak, İran, Mısır, Libya, Rusya, İsrail... Bütün komşularımızla kavgalıyız. Fırsat arıyoruz şimdi 'Nasıl barışacağız' diye. Suriye’nin iç işine niye karıştık, durup durduğu yerde bir sabah kalktık, Suriye bizim 1 numaralı düşmanımız oldu. Suriye’ye silah gönderdik, Müslüman'ı Müslüman'a kırdırdık." şeklinde konuştu. 

Kılıçdaroğlu, bir ülkenin kendi içinde de dışında da barış istemesi gerektiğini dile getirerek şunları kaydetti:

"Biz şimdi kavganın peşindeyiz. Öyle bir bela açtık ki başımıza, PKK belası yetmedi, şimdi de İŞİD belası çıktı. 70 ilden terör örgütüne, IŞİD'e militan gidiyor. Taban tuttu. Şimdi Vehhabiliği dayatıyorlar İslam toplumuna, Türkiye'ye. Kimin desteğiyle Suudi Arabistan ve Katar'ın. Anadolu Müslümanlığı bizim neyimize yetmiyor? Bizim Mevlanamız var,  Hacı Bektaş-ı Velimiz var, saygın din adamlarımız var. İbadetimizi yapıyoruz, kimse kimsenin inancına karışmıyor, huzur içerisinde yaşıyoruz. Neyimize yetmiyor? Niye kavga ediyoruz? Tarihe baksınlar 'Osmanlı, Osmanlı' diyorlar. Vehhabilik ile en ciddi mücadeleyi yapan da Osmanlı padişahlarıdır. Kaç kişiyi idam etmiştir. "

Bir ülkede demokrasi, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı yoksa o ülkede büyüme olmayacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Yabancı sermaye de gelmez, iş adamı da yurt dışına kaçar. Bakın son 2 yılda yurt dışına giden Türk sermayesi çok daha fazla. 'Ben Türkiye’de değil yurt dışında yatırım yapacağım' diyor" ifadesini kullandı. 

Kılıçdaroğlu, daha sona Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir'i ziyaret etti.