CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, çözüm süreci adı verilen dönemde, AK Parti iktidarının, terör örgütünün bölgede silahlanması ve mevzilenmesine göz yumduğu için, dönemin başbakanı ve ilgililer hakkında terör örgütüne yardım ve yataklıktan dolayı suç duyurusunda bulunacaklarını bildirdi.

Turpcu, Kdz.Ereğli'de basın mensuplarıyla buluştuğu sohbet toplantısında genel ve yerel gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

AK Parti iktidarının Hitler Almanya’sındaki gibi muhalifleri ve halkı sindirmeye dönük örgütlenme ve eylemler içine girmeye başladığını dile getiren Turpcu, CHP Düzce İl Başkanı’nın, Suriye’deki cihatçı teröristlerle resimleri bulunan kişilerce dövülmesini ve bu olayın sosyal medya da yayınlanmasını şiddetle kınadığını belirtti.

Sohbet toplantısında genel ve yerel politikalar, iktidarın bölge politikaları ve yatırımları başta olmak üzere bir çok konuda açıklamalarda bulunan Turpcu, gazetecilerin de sorularını yanıtladı. Turpcu’nun konuşmasında ele aldığı konular başlıklar halinde özetle şöyle:

"ÜLKEYİ RAHATLATMASI BEKLENİYORDU"

Kısa aralıklarla iki tane genel seçim yaptık. Genel seçimler ülkenin içinde bulunduğu durumu, problemleri çözmeye yönelikti. Aslında her ülkede olduğu gibi bizde de seçimin böyle bir sonuç doğurması ve ülkeyi rahatlatması bekleniyordu. Aslında 7 Haziran’da millet yeni bir süreç başlatmaya karar verdi. Halkın iradesi öyle tecelli oldu. Ama daha akşam seçim sonuçları belli olmadan, MHP lideri ve Cumhurbaşkanı tarafından yeni bir seçim konuşulmaya başlandı. Peşinden de patlayan bombalarla, canlı bombalarla mitinglerin dahi yapılamadığı bir seçim kampanyası yaşandı. Biz ne diyorduk? CHP’nin yer almadığı bir hükümet Türkiye’ye çare olamaz. Bugünkü kadar karmaşık bir tabloyla karşılaşacağımızı bilmiyorduk ama AKP’nin artık ülkeyi yönetemediğini biliyorduk. Tamam, içerde müthiş bir kamplaşma vardı, bunu kendi kendimize çözeriz diyorduk ama dış politikada Suriye başta olmak üzere, büyük meselelerde büyük devletlerin hepsini birden aynı anda karşımıza alma başarısını AKP gösterdi.

 

"SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR TABLO"

Artık canlı bombaların nerede ne şekilde patlayacağı, kaç insanımızın öleceği belli olmayacak şekilde, her gün kaç şehit geldiğinin bile bilinemediği bir süreç başladı. Bu tablo sürdürülebilir bir tablo değil. Hem canlı bombalar hem de Rusya örneğinde olduğu gibi komşu ülkelerle girilen yanlış dış politikalar neticesinde turizmde de büyük bir çöküş yaşanmakta. Aslında bu çöküş her alanda var. Yarın ne olacağını bilemiyoruz.

 

TARABYA'DA PAZARLIK İDDİASI

Her gün yeni bir gündemin içinde buluyoruz kendimizi. Rıza Sarraf’ın ABD’de yakalanması olayı da var. Acaba yakalandı mı yoksa Aydınlık Gazetesi’nin yazdığı gibi kendisi anlaşarak mı teslim oldu? Yazılanlara göre FBI ajanlarıyla Tarabya’da yapılan pazarlıktan sonra mı gitti. Şeffaf ve demokratik bir ortam olmadığı için de her şey konuşuluyor. Böyle karanlık bir tablo var.

 

ZONGULDAK’TAN GÖÇ DEVAM EDİYOR

Şehrimize baktığımızda ise görüyoruz ki Zonguldak’ın göç etme sebepleri 1 Kasım seçimlerinden sonra da artarak devam ediyor. Zonguldak’ta göçün durdurulansını sağlayacak tek şey istihdam olanaklarının artırılmasıdır. AKP’li siyasiler ve yöneticiler devletin rutin hizmetleri olan okul, yol ve benzeri açılışlarla icraat yaptıkları izlenimi vermeye çalışıyor. Gerçi pek yol açılışı yaptıkları da yok. Bunlarla ilgili fotoğraf çektirip servis ediyorlar. Bunlar iktidarda hangi parti olursa olsun devletin yapması gereken rutin işler.

 

"İŞÇİ ALMAYACAĞIZ DİYORLAR"

Sen Zonguldak’ta göçün önlenmesi için, istihdamla ilgili ne yapıyorsun? Tersanelerle ilgili bir gelişme var mı? Ereğli’de yeni bir istihdam alanı var mı? Ereğli-Devrek yolunun yeni ihalesi ne zaman yapılacak, ne zaman tamamlanacak? Zonguldak merkeze baktığımızda, TTK’ya ilişkin olarak açıkça işçi almayacağız diyorlar. Enerji Bakanı’nın konuşmasının satır aralarında TTK’yı tümden özelleştirme düşüncelerini görüyoruz. Kömürden santrale kadar tümünü bir şirkete verme gibi niyetlerini seziyoruz. Ha keza Filyos Projesi ile ilgili de bir gelişme yok. Ama her gün bir gündem oluşturuyorlar.

 

"SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAK"

Kindar ve dindar bir gençlik yetiştireceğiz söylemiyle kurdukları vakıfların ortaya çıkan rezaletlerini görüyorsunuz. Kurdukları vakıfların rezaletleri ayrı, bunları savunmaya kalkmaları, savunma biçimleri, ayrı bir rezalet. Bunlar ayrı ayrı gündemler, bunların hangi birine yetişeceğiz biz de şaşırdık. Terörle mücadele adı altında gelinen yer de belli ve aslında çözüm süreci dedikleri dönemde bu koşulları kendileri yarattılar. Ve arkadaşlarımız o dönemki sorumlulara ilişki suç duyurusunda bulunacaklar. Nasıl ki paralele ilişkin geçmişte ne istediler de vermedik dedikleri gibi teröre de o süreçte aynı şekilde davrandılar. O nedenle örgütlerimiz Türkiye genelinde PKK ile ilgili yardım ve yataklıktan dönemim başbakanı ve ilgilileriyle alakalı suç duyurusunda bulunacak.

 

KAMUDAKİ TAŞERONLARIN DURUMU

Biliyorsunuz, bazı konularda çalışmalar sürdürüyorlar. En son Kamudaki taşeron işçilerle ilgili bir yasa hazırlığındalar. Bunlar bizim savunduğumuz çerçevenin çok gerisinde de olsa tamamen bizim gündeme getirdiğimiz politikalar. Biz bunların yasallaştırılma sürecinde tüm çalışanların bu haktan yararlanması için yasayı genişletmeye çalışacağız.

 

BÖLGE MİLLETVEKİLLERİ İYİ NİYETLİ

Zonguldak milletvekilleri olarak tabi ki Zonguldak için iktidar ve muhalefet partisi milletvekilleri olarak bir araya gelebiliriz ki ben diğer arkadaşlarında iyi niyetli olduğuna inanıyorum. Ancak mevcut sistem onların da bölge için olumlu düşünceler taşımasının bir anlamı olmasına izin vermiyor"

(Haber Merkezi)