Turpcu, “Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın, `Laiklik yeni anayasada olmamalıdır` sözleri asla kabul edilemez. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ilkelerini tartışmaya açmaya, ortadan kaldırmaya hiç kimsenin gücünün yetmeyeceğini CHP olarak kendilerine hatırlatmak isteriz” şeklinde konuştu.

Konu ile ilgili Turpcu’nun açıklaması şu şekilde:

 

"Türkiye Cumhuriyeti Meclis Başkanı İsmail Kahraman'a ait sözler, Türkiye Cumhuriyeti`nin resmen sivil bir darbe ile karşı karşıya olduğunu ortaya koymuştur.

 

Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın, `Laiklik yeni anayasada olmamalıdır` sözleri asla kabul edilemez. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ilkelerini tartışmaya açmaya, ortadan kaldırmaya hiç kimsenin gücünün yetmeyeceğini CHP olarak kendilerine hatırlatmak isteriz.

 

Gelen tepkiler üzerine çark etmiştir, ancak biz kendilerinin asıl niyetlerini biliyoruz. Bu nedenle sonradan gelen cümlelere itibar etmiyoruz

‘MÜSAADE ETMEYECEĞİZ’

 

Bilinç altını bu şekilde dışa vuran İsmail Kahraman`ın geçmişten bu yana gerici organizasyonların önde gelen figürlerinden biri olduğunu biliyoruz. İsmail Kahraman, Amerikan 6. Filosunu protesto eyleminde, iki devrimci gencin bıçaklanarak öldürüldüğü olaylarda karşı grubun içinde yer almıştır. ABD 6. Filosuna korumalık yaparak, ABD Emperyalizminin savunucuları olduklarını, 16 Şubat 1969`da `Kanlı Pazar`da` göstermiştir.

 

Anayasamızın `IV. Değiştirilemeyecek hükümler- MADDE 4. – Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez` demektedir.

 

Meclis Başkanı, Anayasa`ya göre suç işlemiştir. Bu suçu, AKP`nin dayatmaya ve aklamaya çalışmasına asla müsade etmeyeceğiz.

 

Laiklik, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesinin ve Atatürk Devrimlerinin temelidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Anayasanın ilk üç maddesinde de belirtildiği gibi, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

 

‘GERÇEKTEN DEMOKRAT OLDUĞUNU DÜŞÜNEN VAR MIYDI?’

Anayasa`nın değiştirilemeyecek maddeleriyle oynanmaya çalışılmasının, ülkemizi nasıl etkileyebileceğini bu Anayasayı arzulayanların hevesinden anlayabilirsiniz. Ancak, Cumhuriyet`in kazanımları giderse biz de olamayız bunun herkes tarafından iyi anlaşılması gerekir.

 

`Demokrasi bizim için beklediğimiz durağa gelince ineceğimiz bir araçtır` diyen zihniyetin bu son beyanatı, esasında irticai hareketin ne kadar tehlikeli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Zaten `yetmez ama evetçilerin` dışında AKP`nin gerçekten demokrat olduğunu düşünen var mıydı?

 

Şu an  karanlık bir dönemdeyiz. 14 yıldır iktidardalar, ülkeyi, ülkenin kurumlarını öylesine yıprattılar, tükettiler ki ülkemizin bu yaşadıkları, ilerde belki de ders kitaplarında okutulacaktır.

 

‘PERVASIZ HAREKET EDİYORLAR’

 

Kendilerine muhalefet eden herkesi iktidarın gücüyle sindirerek, çeşitli kumpaslarla hapsederek,`demokrasi diyerek demokrasiyi lağvetmeye çalışan bir iktidar` olarak tarihe geçecekler. Karşılarında duracak bir hukuk gücü olmadığını düşünerek bu kadar pervasız hareket ediyorlar.

 

Laiklik, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin en önemli, en hassas temelidir, Mustafa Kemal Atatürk'ün, bizi Orta Doğu ülkelerinin bugünkü acı tecrübelerinden ayıran çizgileri  kalktığı an geri dönülmez bir yola gireriz. Bu tür tehlikeli çıkışlarda bulunarak, toplumun nabzını tutmaya çalışan kişilerin bunları bilmesi gerekmektedir.

 

Anayasaya sadakatten ayrılmayacağına dair namusu ve şerefi üzerine TBMM`de yemin eden kişilerin ettikleri yemine sadık kalmalarını, hareket ve söylemleriyle buna uygun şekilde hareket etmelerini bekliyoruz, aksi takdirde Büyük Türk Milleti önünde ettikleri yemin geçersizdir. Ettikleri yemine bağlı kalamıyorlarsa bulundukları makamda da bulunmamaları gerekir.”