2022mi yoksa 2023’de mi seçimler yapılacak? Ekran papağanları her akşam bu konuda bitmek bilmez ve artık iyice bıktırdıkları yorumları ile çeşitli varsayımlar üretirken, Cumhur İttifakı, “normal zamanlarda” açıklaması yapıyor. Anlaşılan o ki, seçimler Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş yıldönümü olan 2023’de sandık başına denilerek gerçekleştirilecek.
Sandıktan ne çıkar diye şimdiden bir tahmin yürütmek mümkün değil.
Ha bugün seçim olsa sonuç bellidir. Millet İttifakı, eğer ki halkta karşılığı olan ve seçilme şansı bulunan bir aday ile seçimlere katılır ise fark atarak kazanır. Cumhur ittifakını yenecek tek gerçek ise enflasyondur. Dövizin insanları nasıl yoksullaştırdığıdır.
Ben bugün sizlere geçmişte Zonguldak’ta yapılan bazı seçim sonuçlarını vererek, aday ve adayların seçimleri nasıl etkilediğine dikkat çekmek istiyorum.
2002 seçimlerinde, yüzde 30 oy oranı ile AK Parti 101.652 oy almış. Buna karşılık CHP yüzde 20.89 ile sandıkta 69.680 oy alabilmiş.
2007’de AK Parti 144.041 oy ile yüzde 41.02 oy oranına tırmanmış. CHP’de oyunu artırmış bu seçimlerde. Rakamlar; yüzde 24.40 ve 85.687.
2011 yılına gelindiğinde AK Parti ve CHP seçimleri önde tamamlıyor. Seçmenin iki parti üzerinde yoğunlaştığının görüldüğü bu seçimlerde, AK parti 184.346 oy ile yüzde 47.25’i yakalıyor. CHP ise yüzde 37.49 oranının karşılığı 146 bin 342 oluyor.
2015 yılında ise Haziran ve Kasım ayları olmak üzere iki ayrı seçim yapıldı. Bu seçimlerin rakamlarına lütfen dikkat.
*Haziran’da AK Parti bir önceki seçimde aldığı yüzde 47.25’den aşağıya düşerek yüzde 38.26 oy alabiliyor. Oy rakamı da, 146 bin 642. AK Parti ilk kez bu seçimde ikinci parti oluyor. CHP bu seçimde oyunu 146 bin 342’den 147 bin 650’e çıkarırken, oy oranı da yüzde 38.52.
*Kasım ayında yapılan erken seçimde ise sandıktan çıkan sonuç çok ama çok şaşırtıcı. AK Parti 5 ay önce yüzde 38.26 oy oranını yüzde 49.5’e ve oylarını da 185 bin 261’e çıkardı. Bu kısa zaman dilimi içindeki değişime bakar mısınız? CHP’de, 147 binden 136 bin 695’e düşüyor. Oy oranı ise yüzde 35.8.
Ve gelelim 2018 seçimlerine. Bu seçimlerde Cumhurbaşkanı adayı ile parti oylarındaki değişimi gözden kaçırmayacağınızı biliyorum. Önce milletvekili seçim sonuçlarını vereyim. AK Parti önceki seçime göre 7 bin civarında oy kaybederken 178 bin 981 oy alıyor. Oy oranı ise yüzde 46. CHP’de çok ilginç sonuç alıyor sandıktan. 136 bin oy oranından 5 ay içinde 119 bin 796’e düşerken oy oranı yüzde 30.8 olarak gerçekleşiyor.
*Peki Cumhurbaşkanı adayları ne kadar oy aldılar!
Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan 208 bin 643 ve yüzde 55.2.
Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce yüzde 35.8 ile 135 bin 275 oy.
Erdoğan ve İnce partilerinden daha çok oy alma başarısını gösterebiliyor.
İşte buradaki konu şudur:
Bir adayın halktaki karşılığı nedir?
“Ben adayım” veya “beni aday gösteriyorlar” gibi sözler ile gerçekler birbiri ile örtüşmüyor. Demokratik olmayan bizdeki sistemde “tek adamlar” karar verici olmaya devam ettiği süreçte, halk hep “kötünün iyisini” tercih etmek dayatması ile karşı karşıya kalmaktadır.
Cumhur ittifakında aday sorunu yok.
Sorun Millet ittifakında. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu öne çıkarmaya çalışanlar, CHP’deki hükümdarlıklarını devam ettirmeye çabalayan bir ekiptir. Daha önce Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday gösteren, Abdullah Gül’ü aday yapmaya çalışan Kılıçdaroğlu’nun aday olması demek, Recep Tayyip Erdoğan’ın sandıktan ezici bir çoğunlukla çıkması demektir.
Bu gerçek açıkça ortada iken, halkta karşılığı olan adayları bir şekilde pasifize etmek kimin ekmeğine yağ sürer?
Durum belli.
Ve çözümü de çok kolay.
CHP’li tüm üyelerin önüne koyun sandığı ve (Hatta her ilçe kongresinde seçilip de bir türlü oy kullanmayan ön seçim delegeleri de olabilir) seçsinler sadece Cumhurbaşkanı adayını değil, tüm adayları özgürce demokratik haklarını kullanarak belirlesinler.
Bakın bakalım sandıktan kimin adı çıkıyor.
Karizmatik liderlik vasfı olmayanlar, her zaman çevresindeki gazcıların gazıyla siyaset yapmaya çalışır ve her şeyi de eline yüzüne bulaştırıp, demokrasinin atamalı bir siyaset sahnesine dönmesine destek olur.
