Kayınbirader çocukluk arkadaşları ile birlikte “Hayat Ağacı” rüyalarını gerçekleştirmek için Ezine’nin Yavaşlar Köyü’nde bir arsa aldı. Orada gerçekten de herkesin hayalindeki bir dünyayı gerçekleştirmek için çabalıyorlar.

Bayramda oraya gittik.

Koyunları bile var.

Sanat ve zanaat atölyeleri de kuracaklar.

Toprak, hava su ve hayatın ağacı.

Gövdesi çınar dalları renk renk.

Her yaprağı ayrı bir türkü söylüyor bile.

Dansları farklılığın izlerini sunarken, bütününde ortak yaşam kültürünün derinliğindeki büyük buluşma gerçekleşecek.

Gittim, gördüm ve izledim.

Müthiş bir heyecan ve umut.

Dopdolu herşey bilinçte ve bedenlerde.

**

Ezine dediğimiz bir yer 13 bin nüfuslu. İnanın şaşırdım o küçücük nüfuslu kentte yapılan işlere. Bir halk pazarları var ben diyeyim 10 siz deyin 100 kat büyükçe. Yani, bizim çevremizde gördüğümüz tüm pazarlarını katlar, katlar, bir daha birkaç kez daha katlar. Öyle möyle değil hani. İçinde olmayan yok. Hele bir tuvalet yapmışlar ki. Buraya köyle gelir tuvalet kullanmayı bilmez dememişler. 10 numara tuvalet, sabunu da kâğıdı da var hani.

Ezine koyunculuk ile geçiniyor.

Köylere de akın var akın.

Büyük şehirlerden kaçanlar köylerde arsa alıp, temiz doğanın koynuna atıyor kendilerini ve o yörenin kültürüne yakışır ama daha modern evler yapıyorlar. Aralarında kimler yok ki. İnanamazsınız isimlerini duysanız.

Tabi ki bu durum arsa fiyatlarını patlatmış.

Yavaşlar Köyü’nde yeni satılan 3 dönümlük bir arsanın fiyatı 2 nokta 300 bin lira.

Vallahi de doğru rakam billahi de!

Bizim kayınbiraderin ve arkadaşlarının başlattığı proje arsaların değerlenmesine yol açarken, yeni kuşak köylerde oturmuyor. İlla ki Ezine’de ev sahibi olmak istiyorlar. Ezine ev yok ise kız istemeye bile gidemiyorlar.

Köylerde yaşlılar var.

Onlar bekliyor köyleri/köylerimizi.

Buralarda da öyle değil mi?

**

Bir çok kez gidip gezdiğim o bölgeyi bu kez yaşayarak öğrenip bilen Mehmet ile gezdik. Ayvacık’ta Bektaş Köyü’nü görünce bir de anı fotoğrafı çektik ki, kimileri bizi “toprak ağası” yerine bile koyup, arsa tahsisi istedi.

Müthiş güzel yerler ve daha o bakir hallerinin izleri silinmemiş.

Adatepe, Babakale, Yeşilyurt’a bile gittik.

Ama gittiğimiz bir yer var ki, Troya Müzesi.

10 katlı müzeyi gezerken Ereğli’den iz aradım. Buldum da. Ereğli’nin olmadığı yer mi var? Ova Köyü’nün Troya Müzesinde yer alacağını kim bilebilir ki.

Evet orada!

Sonraki zamanda yazarım ayrıntılarını ve görüntülerine de yayımlarım.

Şimdilik bu kadar.

Yavaşlar Köyü’nden anlatacak o kadar çok şey var ki.

Olmaz mı, Hayat Ağacı can alıyor.

Paylaşımcılık kültürüyle hayattan kopmamaya kararlı olanların yolu oluyor.