Zonguldakta hizmet veren İş Güvenliği firması Genel Koordinatörü Murat Uzun, domuz gribinde maske kullanımına ilişkin basında çıkan haberler sayesinde birçok eksikliğin ve yanlışlığın taraflarınca tespit edildiğini belirterek, doğru maske kullanımı konusunda açıklamalarda bulundu. Uzun, “Kış mevsimi ile birlikte mevsimsel grip vakalarının yanı sıra yine bulaşıcı ve bazen ölüme yol açabilen bir influenza A tipi bir grip virüsü olan domuz gribinin (A/H1N1 virüsü) yeniden Türkiye gündemine girdiği bir dönemdeyiz. Grip dışında kronik hastalıkları olan ve belli yaş aralıklarında bu gribe yakalanan kişilerde ölümcül sonuçlara varması nedeni ile domuz gribi gündemi daha fazla meşgul ediyor, basında sık sık haberlere konu oluyor. Domuz gribinin bulaşmasından korunmada maske konusu da sık sık haberlerde geçiyor. Bu haberler vasıtası ile maskeler ve kullanımına ilişkin çok ciddi eksiklik ve yanlış uygulamalar göze çarpıyor. Televizyonlarda insanların ve sağlık çalışanlarının maskeyi takmadan önce dikdörtgen şeklinde olan ve lastikleri kulaklara takılan kenarları açık medikal maske takarak domuz gribinden korunmaya çalıştıklarını görüyoruz. Bu maskelerin domuz gribine ve diğer bulaşıcı hastalılara karşı koruyucu özelliği yoktur” dedi.

Uzun, şunları söyledi:

“Domuz gribi ve solunum yolu ile bulaşan diğer salgın hastalıklardan korunmada tercih edilmesi gereken maskeler Avrupa Birliği standardı ve ülkemizde de geçerli olan EN 149:A1:2009 standardına uygun ve en yüksek seviye olan FFP3 korumaya sahip olmalıdır. Eğer yanımızda ya da bulunduğumuz ortamda domuz gribine yakalanmış hasta varsa, diğer hastalar, yakınları, doktorlar, hemşireler, hasta bakıcılar ve tüm sağlık çalışanları ve risk alanındaki tüm insanlar tehdit altındadır. Bu tür vakaların olduğu yerlerde ilk ev en hızlı müdahale hastanın solunum yolu ile virüsü yayma riskini minimum seviyeye indirmek adına (solunum açısından sıkıntısı yoksa) hastaya Avrupa Birliği standardı ve ilkemizde de geçerli olan EN 149:A1:2009 standardına uygun FFP3 koruma seviyelerinde maske kullandırılması gerekir. Ayrıca riskli ortamdan uzaklaşıldığında maske mümkünse kapalı bir poşet içine konulup ağzı sıkı şekilde kapatılıp çöpe atılmalı, eller ve yüzler bol sabunlu su ile yıkanmalı ve hijyen sağlanmalı, riskli bölgeye tekrar girildiğinde yeni maske kullanılmalıdır. Aksi takdirde maske ile virüsü daha uzak bölgelere taşıyabilir, maske üzerinde olabilecek virüsler nedeni ile da hastalığa yakalanma riski ile karşılarız.Bu yüzden başta sağlık çalışanları olmak üzere tüm insanlarımız için maskeyi doğru seçmek ve sonrasında doğru kullanmakta bir o kadar hayati öneme sahiptir. Sağlık Bakanlığı’na bağlı kuruluşlar bu tür durumlar için belli oranlarda maske alıyor. Ancak bu tür durumlarda hastane de ya da riskli bölgede bulunan diğer kişilerinde medikal maske değil, EN 149:A1:2009 standardına uygun FFP3 koruma seviyelerinde maske kullandırılması gerekir.”