Zonguldak Halk Sağlığı Müdür Vekili Dr. Özkan Albas 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü nedeniyle ilgili olarak bir basın açıklaması yaptı.
 Albas yapmış olduğu bsın açıklamasında şöyle dedi:
“Bugün sağlık denildiğinde her ne kadar akla ilk olarak beden sağlığı gelse de, insanların fiziksel ve ruhsal durumları arasında var olan etkileşimden dolayı ruh sağlığını genel sağlıktan ayırmak mümkün değildir.  Diğer bir deyişle sağlık, bireylerin yalnızca fiziksel değil, ruhsal ve sosyal anlamda da tam bir iyilik halinde olması durumudur.  Ruh sağlığı genel sağlığın ayrılmaz bir parçasıdır ve oluşturduğu hastalık yükü ile toplumsal açıdan büyük bir öneme sahiptir.  Bu nedenle; ruh sağlığının ve ruh hastalıklarının toplumda farkındalığını ve anlaşılırlığını artırmak, dikkatleri ruh sağlığının önemine ve bu alanda yaşanan sorunlara çekerek psikiyatrik hastalıklarda koruyucu önlemlere ağırlık verilmesini sağlamak amacıyla 1992 yılından bu yana her yıl 10 Ekim günü tüm dünyada "Ruh Sağlığı Günü" olarak kutlanmaktadır.  

‘HASTALIKLAR GÖZ ARDI EDİLMEMELİ’
Dünya Sağlık Örgütü'ne göre şu anda 800 milyon olan 60 yaş ve üzeri insan sayısının 2050 yılında 2 milyarı bulması beklenmektedir. Ülkemizde de gelecek yıllarda yaşlı nüfusun daha da artacağı düşünüldüğünde özellikle bu yaşlarda artış gösteren kalp-damar hastalıkları, osteoporoz, hipertansiyon, diabet gibi fiziksel hastalıkların yanı sıra bu rahatsızlıklara eşlik edebilen depresyon, psikotik belirti ve kaygı bozukluğu gibi ruhsal sorunların ve hastalıkların da göz ardı edilmemesi ve ruhsal problem yaşayan bireylerin de desteklenerek konu ile ilgili hizmetlerin geliştirilmesi oldukça önemlidir.  Bu nedenle Dünya Ruh Sağlığı Günü'nün teması bu yıl "Ruh Sağlığı ve Yaşlılar" olarak belirlenmiştir.
Altmış beş yaş ve üzerindeki bireyler; aile içinde rol ve ilişkilerin değişmesi, eş, arkadaş ve akran kaybı, emeklilik, maddi zorluklar, bağımsız yaşama yetisinin yitirilmesi ve çevrenin yardımına gereksinim duyma gibi önemli yaşam stresleri ile karşı karşıya kalabilmekte ve bu durum yaşlı bireylerin güvenlik, saygı, sevgi, ait olma ve tanınma gibi gereksinimlerini tehdit ederek bazı ruhsal sıkıntıların ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır.  Bu aşamada toplumun yaşlıya verdiği değer ve yaşlıya bakışı oldukça önemlidir.  

‘UZMANA BAŞVURMALARI GEREKİR’
Yaşlanma süreci her ne kadar hastalıkların ve fiziksel sorunların yaşandığı bir gerileme dönemi olarak düşünülse de aslında öğrenmenin ve üretkenliğin sürdürülebileceği bir dönemdir. Bu nedenle, özellikle 65 yaş ve üzeri bireylerin toplumda işlevselliğini ve var olan iletişimlerini sürdürmesi, toplum içinde kendi kendilerine yeterli olmalarını sağlayan beceriler kazanması, çeşitli etkinliklerle aktif hale gelerek oluşabilecek ajitasyonun azaltılması, aile başta olmak üzere toplum tarafından sosyal, duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarının karşılanarak oluşabilecek değersizlik, yetersizlik, çaresizlik ve suçluluğun giderilmesi ruh sağlığının korunmasında büyük bir öneme sahiptir.  Bu dönem içerisinde gözlemlenen ilgi ve istek kaybı, mutsuzluk, belirgin uyku sorunları, endişe hissi, tahammülsüzlük, hafıza ve karar vermede güçlük gibi durumlar yaşlanmanın doğal bir parçası olarak görülmemeli ve kişilerin mutlaka ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanına başvurması sağlanmalıdır. Uygun tedavi ve destekle yaşlı bireylerde görülen ruhsal bozukluklar tedavi edilebilmekte ve fiziksel hastalıklara çok sık eşlik eden ruhsal sorunların düzelmesiyle var olan fiziksel hastalıkların seyrinde de olumlu etkiler gözlenebilmektedir.”