Tema Kdz. Ereğli İlçe Temsilcisi Nilgün Durak, İstanbul’da gerçekleştirilen Tema Temsilciler Koordinasyon toplantısına katıldı.
Temsilcilerin bir araya gelerek sinerji oluşumu amaçlanan toplantı 21-25 Ağustos tarihleri arasında Koç Üniversitesi’nde gerçekleştirildi.
Tema Vakfı Kurucu Onursal Başkanları Hayrettin Karaca (Toprak Dede) ve Nihat Gökyiğit (Yaprak Dede)’nin temsilcilere vermiş olduğu bilgileri aktaran Tema Kdz. Ereğli İlçe Temsilcisi Nilgün Durak şu bilgileri verdi:
“21-25 Ağustos 2013 tarihleri arasında tüm Türkiye TEMA Temsilcileri KOÇ Üniversitesi’nde TEMA’nın genel konuları, Ülkemizin konumuzla ilgili sıkıntıları ve çareleri ile Temsilcilerin bir araya gelerek sinerji oluşumunu sağlamak üzere toplandık. 
TEMA Vakfı Kurucu Onursal Başkanları’nın biz Temsilcilerle sizlere iletmemiz üzere yaptıkları konuşmaları ve genel görüşülen konuları sizlerle paylaşmak istedim.

 

Hayrettin KARACA (Toprak Dede); 
TEMA, halka inmiş bir halk hareketidir,  şahıslarla anılmaması gerekir. Esas konularımız olan Orman ve Toprak  kaynak değil varlıktır. Bu doğal varlıkları korumak da bizlerin elindedir. Çılgınlık seviyesine varan tüketimi birey olarak en aza indirmek, ihtiyacımızdan fazla tüketmemek, paramız olsa da bu çılgın ve gereksiz tüketime hakkımız olmadığını unutmamalıyız. Yemek, barınmak, eğitim, sağlık gibi öz ihtiyaçlarımızın dışına çıkmamalıyız. Kültür ve Din konularının bir ulusun en önemli değerleri olduğunun bilincinde yaşamalıyız. 
Orman bir ekosistemdir. Buradan ağaç alınarak yol yapılamaz, yapılaştırılamaz, yapılaştırmak için de gezilmek için de girilemez ve hatta ormanlara ağaç dikilemez. Ekosistem, doğallıktır dolayısıyla kendi kendini oluşturur, eksiltir yada ekler.
Bunları okumalı, araştırmalı yada gerçekten bilgi sahibi olanlardan öğrenmeliyiz.. Bu konularla ilgili önereceğim kitaplar; “Yerlilerin Gözyaşları”, “Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları”, “Küçük Mavi Gezegen”

 

Nihat GÖKYİĞİT (Yaprak Dede);      
Doğa’nın artık daha fazla korunmaya ihtiyacı var, sesini duymalıyız. Dünyada olduğu gibi Ülkemizde de “yeşil çağ” ihtiyacı oluşmuştur vede en fazla 10 yıla kadar bu gerçekleştirilmeli. EK0-EKOLOJİ konseptini izlemeli, benimsemeliyiz. Yani ekolojiyi, doğayı yok etmeyen sistemler, üretimler geliştirmeli, olanlara destek vermeliyiz. Ekosistemi bozan canlıları zaten doğa yok eder. Örneğin Dinazorlar.. Doğa tarafından yok edildi, çünkü çok oburdular, doğayı çok tahrip ediyorlardı.. Kendine zarar vereni mutlaka siler atar doğa. Gücünün karşısında insan  nedir ki?.. TEMA olarak biz, kendimize düşeni yapıyoruz ve yapmalıyız. Hepimiz başkalarını suçlamadan, kendimizi sorgulayarak yararlı çalışmaları mutlaka gerçekleştirebiliriz. Bol bol ve hızlı büyüyen ağaçlar dikebiliriz, yetkililerden yer göstermesini isteyerek, bahçelerimize, gerekli olduğunu düşündüğümüz her yere.. Ağaç sadece yetiştiğinde değil, yetişirken bile doğaya hizmet eder. Cehalet ve sefalet doğanın en büyük düşmanlarıdır, üreterek, okuyarak, araştırarak bu düşmanlardan kurtulmalıyız. Herhangi bir ürün alırken üretiminde ve kullanımında doğaya zarar verip vermediğini tüketici olarak sorgulamalıyız. Üreticiler de ne üretirse üretsin, çevre dostu olmasına dikkat etmeli. Maliyet hesaplarında sosyal zararlar da hesaba katılmalı. Doğa bize der ki; “beni üzmeyin, beni izleyin.”
TEMA Vakfı’nın kurucusu iki değerimizin konuşmalarının yanı sıra 5 gün ve 5 akşam boyunca Ülkemizdeki tüm temsilciler bölgelerimizdeki toprakla ilgili yararlı yada zararlı ki ne yazık ki çoğu zararlı (Arazi kullanım politikaları, Enerji-HES, Termik ve Nükleer Santraller, Çevre Mevzuatları) konularımızı dile getirdik. 
Ordu, Rize, Alakır, Yusufeli Nehirleri, Salarha Deresi gibi Doğu Karadeniz Bölgesi neredeyse tümüyle HES (hidroelektirk santralleri) nedeniyle kurumuş durumda.. Karadeniz ve kuruluk?!.. Düşünmeye değmez mi?.. 
Zonguldak, Malkara, Sakarya, Afşin-Elbistan, Muğla-Yatağan vb Ülkemizin çoğu yeri neredeyse TERMİK SANTRAL (Taş Ocakları, Tersaneler, Sanayi..) tehdidinde hatta uygulamasında!..
Mersin Akkuyu, Sinop gibi bölgeler NÜKLEER SANTRAL tehdidinde!.. , nükleerde ve diğer kirli teknolojilerde güvenlik, afet ve atık sorunu tüm canlıya çok ciddi ölçüdedir.
Doğu-Güneydoğu Anadolu Barajlar tehdidinde!.. Tüm ülkeyi saydım farzedin, var çünkü.. 
Bunların hepsi eko sisteme GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN ZARARLAR verecek olan ve veren mega projelerdir. Bunların yerine “YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI (Su, Güneş, Rüzgar)” kullanılabilir ve ülkemiz bunlarda oldukça zengin, kurulumları ucuz enerji kaynaklarıdır. Ülkemizde yeni yeni bunların kurulumuyla ilgili teşvikler yapılmaya başlanmıştır. Diliyorum ki ilgi görür daha yaşanır bir dünya için.. 
Bu önlemin yanı sıra % 100 ölçekli “Çevre Düzeni Planlarını” ülkemizde ilk izleyen vakıf olan TEMA, bunlarla ilgili davaları da ilk kez açtı ve çoğunluğunda doğa adına başarılı sonuçlar aldık. 
ÇDP (Çevre Düzeni Planı) için Mimarlar, Ziraat Mühendisleri Odaları, Üniversiteler ve ilgili Kamu Kurumları iletişimde olmalıdır. 
“Bir Ben Mi Kurtaracam” demeden, 1 ben olmazsam doğa benden 1 eksik kalacak diyerek bizlere destek olmanızı, çalışmalarımıza katılım için TEMA Vakfı İlçe Temsilciliğine ulaşmanızı bekliyor, sağlıkla yaşanır bir dünya diliyoruz.”