Yaşadığımız coğrafyada güçtür çocuk olmak. Tıpkı kadın olmak gibi. Hadi bir adım daha öteye gidelim; tıpkı insan olmak, insan kalabilmek gibi. Acılarla yoğrulmuştur topraklarımız, yıllar boyu. Etnik bölünmelerle, mezhep kavgalarıyla, kardeşi kardeşe düşman eden ırkçı söylemlerle… Doğanın canlılara armağan ettiği bütün güzelliklere sahip yurdumuz. Batıdan doğuya, kuzeyden güneye dağları, ovaları, ormanları, bitki örtüsüyle, değerini bilemediğimiz korumayı beceremediğimiz, gerçek bir cennet. Şimdilerde bu harika topraklarda yaşayan insanları bir başka cennet tasavvuruyla uyutmaya, aldatmaya kendini adamış iktidar sahipleri var. Din bezirganları var. Ülkenin tüm güzelliklerini bir bir yok ederken gözlerimizi yumalım istiyorlar. Yeni dünya düzeninin pazarladığı uluslararası projelerine kapı açmak için çocukları, kadınları, emek insanlarını sömürerek, köleleştirerek kurban ediyorlar. Bir an, yasalara aykırı çalıştırılan ne kadar çok kayıt dışı çocuğumuz olduğunu düşünün. Eğitimde fırsat eşitliğini ortadan kaldıran eğitim sistemimizin çocuklarımıza, gençlerimize ne denli zarar verdiğini de…
Yazıya oturduğumda Irak’ın Süleymaniye bölgesindeki deprem haberi düştü haber kanallarına. Yüreğim burkuldu. Irak işgali sırasında savaşın acısını en çok yaşayanlar her yaştan, her boydan çocuklardı. O zalim saldırılarda çekilen kimi çocuk fotoğraflarını yeniden anımsamak bile yürek sızlatır. Ortadoğu’daki onca felaket, savaşların yol açtığı onca acı yetmiyormuş gibi şimdi de deprem vuruyor insanları, bebek, çocuk, yaşlı, kadın, erkek demeden. Kısaca 21. yüzyılda insanlık gezegeni yok etmek için var gücü ile çalışıyor. Para hırsı için kan döken. Gözünü hırs bürümüş, insani değerlerden yoksun bir güruh dünyamızı hiçliğe götürüyor. Bizlere de bu hazin gidişi seyretmek kalıyor.
Yazımdaki karamsarlığı hoş görün dostlar. Sizler yine de umudu taze tutmaya bakın. Sonunda yine ve er geç insanlık kazanacak.  Alışageldiğimiz üzere yazıyı bir şiirle sonlayalım: Şükrü Erbaş’tan “Sanayi Durağı”:
Yıldızlar geceyi yarılamış
Yollarda ıssızlığın uzun soluğu 
Buradan biniyor otobüse aynı saatlerde
Boynu gelincik sapı elleri yaşından büyük
İki kaşı arasına sıkıştırmış yorgunluğunu 
Sarındıkça ayazı artırıyor sırtındaki gocuk
Evine dönüyor Sanayinin küçük ustası 
Ceplerinde küf, gözlerinde kor…
Bu saatten sonra uyuyan çocuğu
Sabah hangi anne uyandırabilir?