Mutlaka görmüşsünüzdür, ama dikkatinizi çekmemiş olabilir. Şu mağazaların, marketlerin vitrinlerinde veya raflarında etiketler üzerine yazılı, kimisi "dana gözü" gibi olan fiyatlar.

 

Elbette, sorun fiyatların yazılı olmasında değil. Zaten, fiyatların yazılı olması yasal bir zorunluluk. Sorun; rakamlarda.

 

Özellikle, gözünüzün içine girecek büyüklükte, 90'lı veya 99'lu rakamlar tüm vitrinlerin alışılageldik görüntüleri haline geldi. Mutlaka sizin de gözünüze takılmıştır. Belki bu rakamlar size de ters gelmiştir ama “aman sendeci” bir yaklaşımla üzerinde kafa yorma gereği duymamışsınızdır.

 

Mağazaların vitrinlerinde, marketlerin reyonlarında veya camlarında şu tip fiyat etiketlerine mutlaka gözünüz takılmıştır:

 

Mesela, liraya ulaşmak için 10 kuruş gereken, birlik sayılarda; 1,90-2,90-….-9,90 TL, onluk sayılarda; 19,90-29,90-….-99,90 TL, yüzlük sayılarda; 199,90-299,90-….-999,90 TL gibi. Mesela,liraya ulaşmak için 5 kuruş gereken; 1,95-2,95-…-9,95 TL, 19,95-29,95-…-99,95 TL, 199,95- 299,95-….-999,95 TL gibi. Hadi, birlik sayılarda bir nebze olsun 5 kuruşun veya 10 kuruşun kıymeti harbiyesi olabilir ama onluk ve yüzlük sayılarda ne beş kuruşun, ne de 10 kuruşun ne tüketici ne de satıcı düzeyinde hiçbir kıymeti olmaz. Zaten, çoğu zaman siz tüketici olarak paranın üstünü alma gereği bile duymazsınız yada satıcı size “bozuk para” gerekçesiyle para üstü verme gereği duymaz, siz de istemezsiniz. Bazen de, 10 kuruşluk para üstü yerine, poşetinize sakız atarlar. Para üstü 5 kuruş ise, bu paraya da sakız olmadığı için “Bir dahaki sefere 5 kuruş eksik alırız” sözüyle de sık sık karşılaşmışsınızdır. Bazen, aynısı 10 kuruş için de geçerlidir, “bir sonraki sefere 10 kuruş eksik almak.”  Bir daha oraya belki gidersiniz, belki gitmezsiniz bu bir tarafa; ama çoğu zaman da bir sonraki seferde para üstünü ne siz hatırlarsınız, nede kasa elemanı satıcı.  Ne hikmetse, sizin satıcıya 5-10 kuruşunuz geçer de, sizin paranız eksik kaldığında veya bütüne denk gelmediğinde çoğu zaman (istisnalar hariç) satıcının size kuruşu geçmez. 5-10 kuruşunuz eksik kaldıysa, karıştıra karıştıra cebinizi delersiniz. Eğer, para üstünüz bütünü olan bir lira ise, bir önceki seferde “alacağınız olsun” diyerek verilmeyen 5-10 kuruşluk para üstü unutulur ve 5-10 kuruş için gerekirse 5-10 liranız itina ile bozulur. Çıkışmayan 5 kuruş için verdiğiniz 5 liranın bozulmasından da kaçınılmaz bazen.

 

Doğal olanı, satıcının etiket fiyatı üzerinden malını satması, tüketicinin de etiket fiyatı üzerinden malını alması. Bu noktada, ne 5 kuruş için 10 lirayı bozan satıcıya bir şey diyebilirsiniz, ne de 5 kuruş para üstünü isteyen tüketiciye. Önemli olan tüketicinin etikette gördüğü fiyattan malı alması, satıcının da koyduğu etiket fiyatından malını satmasıdır. Fakat yine de, şu etiket fiyatları daha yuvarlak rakamlarda olsa daha iyi olmaz mı, diye kendi kendine sormadan edemiyor insan.

 

Tüm bunların yanında, sonu 99’la biten etiket fiyatlarına ayrı bir parantez açılması gerektiğini düşünüyorum.

 

 

 

Mesela, birlik sayılarda; 1,99-2,99-9,99 lira, onluk sayılarda; 19,99-29,99-99,9 lira.. Rakamları biraz daha yükseltirsek, yüzlük sayılarda; 199,99-299,99-999,99 lira gibi etiketleri iyi niyetli olarak yorumlayamıyorum.

 

Kimse kusura bakmasın ama, özellikle  bu türden küsüratlı etiketler bende, bizim insanımızın saf yerine konulduğu, kandırılmaya çalışıldığı yada zekasıyla dalga geçildiği gibi bir izlenim uyandırıyor.  Bu başka nasıl izah edilebilir ki?... Vitrindeki etiketle tüketicinin zihninde farklı bir fiyat uyandırılıyor. 1’li rakamlar gösterilip, 2’den; 2’li rakamlar gösterilip, 3’den;  9’lu rakamlar gösterilip 10’dan; 99’lu rakamlar gösterilip 100’den satılıyor. Vitrindeki veya reyondaki bir etikete baktığınızda, önce en baştaki tam rakamı görüyorsunuz. Aradaki 1 kuruş, sizin bir üst rakamı algılamanızı güçleştirebiliyor. Belki de bu nedenle, fiyatlar bu şekilde etiketlendiriliyor. Örneğin; 9,99 liralık bir ürünün 10 lira olarak değil 9 lira olarak algılandığını hem kendinizden hem de çevrenizden gözlemlemişsinizdir. Çevrenizde,  beğendiği bir ürünü ve fiyatını size anlatanların, 10 lira değil 9 lira; 100 lira  değil 90 lira olarak fiyatını söylediğine şahit olmuşsunuzdur. Bu algıdan kaynaklanabileceği gibi elbette o kişinin işine geldiği gibi anlatımından da kaynaklanabilir. Tabii madalyonun bir de diğer yüzü var. Fiyatı, bu tür küsuratı olan ürünlerde para üstü olan 1 kuruş piyasada artık yok.

 

Tüketici, “Benim para üstü 1 kuruşumu ver. “ derse, satıcı ne yapar, onun takdirini de size bırakıyorum.