Erdemir Genel Müdürü Sedat Orhan ile ilgili bir süredir bazı haberler yayımlıyoruz.

İlk haber; Erdemir’in işe aldığı teknik elemanda yabancı dil yeterliliği ararken, genel müdür Sayın Orhan’ın yabancı dili olmamasıydı. Çok ilginç bir durumdur gerçekten de  bu olay. Bir şirket en küçük mühendisi  bile işe alırken yabancı dil konusunda yeterliliğini ölçerken, şirketin başındakinin yabancı dili olmaması kime tuhaf gelmez ki. Kamuoyu bu durumu merak ediyor bu iddia doğru mu diye sorduk haberde ama , ses çıkmadı.

İkinci haberimiz ise  makamına yaptırdığı banyo ve yatak olayıydı.  Makam ile ev farklı şeyler. Makamına bir dakikalık mesafede evi bulunan bir genel müdürün,  banyo-yatak konusu çok dikkat çekip sorgulandı ki, olay bize kadar ulaştı. Yazdık ve sorduk ki, yanıt versin de spekülasyonlar önlensin. Vermedi.

Üçüncü haber ise  bilardo salonu açmasıydı. Genel müdür bir sosyal tesis açıyor ise bu da haberdir. Haber olarak da  yer aldı gazetemizde. Yanıt vermesine  gerek yoktu. Zaten yanıtlamadı da!

 

Erdemir OYAK’a bağlı bir şirkettir. Sedat Bey’in babadan kalma veya kendi kurduğu özel bir malı olmadığı için tüm eylemleri, etkinlikleri ve olayları haberdir. Böylesine önemli makamlara gelenler bunu iyi bilmelidir. Hatta çok ağır eleştirileri bile göğüslemelidir. Ancak mutlaka yanıt hakkını da kullanmalıdır.

Bu üç haberde de Sedat Orhan yanıt hakkını kullanmadı.

Sustu.

Suskunluğunu da, 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramıyla ilgili Erdemir’in yerel gazetelere verdiği ilanda bozdu.

Ne yaptı?

Önder’e ilan göndertmedi.

Aferin O’na…

Öteden bu yana ilan gazeteciliğine karşı olan bir yayın organı olarak hoşumuza da gitti aslında.

Gazeteler gazetelerini yayımlar ve okuyucu da gazeteyi satın alır.

Ereğli’nin başına bu çarpık ve yanlış uygulamayı zaten Erdemir bela etmişti.

Hah ilan gazeteciliğine Erdemir son verdi dedik ki, meğerse durum öyle değilmiş…

İlan vermeye devam ediyormuşsunuz  da, sizin özel emrinizle  Önder’in ilanı kesilmiş.

Vay Sedat Orhan Bey vay!..

Önder’i  ilan vermeyerek baskı altına alıp cezalandıracak mısın?

Boş bunlar boş.

Bomboş.

Ha orası senin çiftliğin ise bir şey diyeceğimiz olmaz.

 

Sedat Bey…

Bilgi eksikliğin çok ki, böylesine garip ve ayıp uygulamaya imza attın. Bil ki, Ereğli Önder’in ilan ile abone ile işi olmaz.

Tarihte sizin gibi örnekler çoktur. Umurumuzda olmaz. Bu tür uygulamalara gülüp geçip, hep de komik bulduk biz.

Dedik ki, koskocaman Erdemir’in başına kimi getirmişler de, bu dünya şirketinin gücünü ve değerini kişisel hırs, kin ve nefretine alet ediyor.

Biz tınmayız.

Umurumuzda hiç olmaz.

Bizi siz değil Erdemir ilgilendirir.

Erdemir gibi bir kurumun iyi yönetilmesini alkışlarız  ama sizin gibi saçmalıklara imza atanlara da pabuç bırakmayız.

Bilesiniz ki, bizim tehdit, şantaj veya başka kirli ilişkimiz olmaz.

Rant-mant, ihale-mihale, şöyle-böyle yok.

Bilmiyorum sizin bu özel ve şahsi ilan kesme baskınızdan  OYAK Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Ulusoy ile Erdemir Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır’ın da haberleri var mıdır?

 

Sedat Bey…

OYAK yönetimi kendi ürettiği araçları makam otomobili olarak kullanırken, sizin hangi şirketten kaç bin euro’larla audi kiraladığınızın listesi de var bende.

Bir gece yarısı restaurantta içip içip de yaptığınız rezaletin de belgesi var.

Yayımlamadım.

Bugün bunları yazıyor isem tehdit amaçlı değil sakın öyle alma.

Biz tehdit etmeyiz.

Erdemir’den ilan alamadık diye de yazmıyorum.

İlan gönderseniz de yayımlamayacağız bunu da bil.

Merakım sizin bu keyfi tutumlarınızın yukarıdan ne kadar bilindiği.

Sahi haberi var mı Coşkun Ulusoy ile Ali Pandır’ın?

Ne derler ki?

“Yabancı dilin yok, makamına banyo yatak ile  ne işin var  Sedat Orhan” diye soruyorlar mı?

Uzun sözün kısası şu:

Sedat Bey,

Bizde yayımlanan tüm haber ve yorumlara özgürce yanıt verme hakkın her zaman vardır. “Hakaret” olmamak koşuluyla istediğini yazıp kamuoyu ile paylaşabilirsin.

Tercih senin.

 

Erdemir’de senden önce de genel müdür vardı. Bil ki yine olacak. Gelenleri de gidenleri de iyi biliyoruz.

Ha unutma, Kerim Dervişoğlu ile Tanju Argun unutulmadılar.

Ereğli’de halen daha yaşıyorlar.

Peki siz?

Siz gidince yaşayacak mısınız?