Türkiye Komünist Partisi (TKP) Zonguldak İl Başkanı Sami Baykut, Soma’da meydana gelen maden faciasına ilişkin görüşlerini ifade ederken  iktidara çok sert yüklendi.

Baykut konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamasında şu görüşlere yer verdi:  

“Başbakan Erdoğan, ‘Soma’daki madende hayatını kaybeden işçilerimizin yasal olarak şehit sayılmaları için çalışmalarının yapılması talimatını verdim’ açıklaması yaptı bir süre önce. Türkiye’de şimdiye kadar binlerce işçi benzer iş kazalarında yaşamını yitirdi ama pek azına bu paye verildi. Şimdi ne oldu peki? Gerçek şu hükümet soma madencilerini ‘şehit’ ilan ederek aileleri teskin etmek ve susturmak istiyor. Tabi en az ödemeyle. Çünkü, Sayıştay raporunda hizmet alımı sözleşmelerinin yaratacağı sıkıntılara işaret edilerek, hükümete ‘işçiler dava açarsa önemli ölçüde tazminat ödememiz gerekebilir’ uyarısı var.

UYGULAMA HİLELİ

Soma A.Ş.’nin madeni hizmet alımı yöntemiyle işlettiği ortaya çıktı. İş kanununun ikinci maddesine  göre “hileli” uygulama yani. Bu tespite göre işçilerin baştan itibaren asıl işveren TKİ’nin işçisi kabul edilmesi gerekiyor. Bu durumda da işçilerin yüklü bir alacağının ortay çıkmasının yanında ölüm aylıklarının ve tazminatlarının da TKİ’nin çalıştırdığı Kütahya Tavşanlı’da ki toplu sözleşme üzerinden hesaplanması gerekebilir. Karayollarında çalışan taşeron işçiler açtıkları davalar sonucunda gerçek alacaklarını hak ettiler çünkü. Bu arada, çalışma bakanı Çelik’in öve öve bitiremediği ve son kararın başbakan tarafından verileceğini bildirdiği yeni tasarıyla taşeron sistemini kamuda asıl çalışma biçimi haline getirilmesi planlanıyor. Eskiden asıl işverende çalışanlar hile nedeniyle dava açıp işveren işçisi sayılabiliyorlardı. Bu düzenlemeyle bu da tamamen kaldırılıyor ve taşeronu bağlayan kısıtlamalar ve bununla ilgili fıkralarda. Özetle; yapılacak düzenlemelerle işçilerin geriye dönük haklarını almasını önlemeyi ve devleti bu yükten kurtarmayı hedefliyorlar. Patronlara kıyak çekmeyi unutmadan tabii. Taslağa göre, taşeronların “kıdem tazminatı yükü” devlete aktarılıyor.

 

“KADER DÜŞÜNSÜN”

Bilindiği gibi AKP, 2004’de Maden Kanunu’nda değişiklik yaparak rödevansı yasallaştırdı. Taşeron çalışmayı kılıfına uydurup, haraç sistemi ile maden işlettirerek,madenleri özelleştirerek neoliberalizmin bayrağını en üstte taşımayı Tayyip hak etti doğrusu. Bu yüzden işçi ölümleri çoğalmış Tayyip’e ne ; “kader” düşünsün.. 2012’de çıkan genelgeyle maden ruhsatları ocakların izinleri doğrudan Başbakana bağlanırken de düşüncenin aynı olduğu kesin. İzin bekleyen ruhsat sayısı 12 bine çıkarken ölen işçi sayısı da bin 235’e çıktı 2013’de. Ve gelinen duruma bir bakın. Soma kömür işletmelerinde idari işler müdürlüğü yapan Melike Doğru (aynı işletmenin genel müdürü Ramazan Doğru’nun eşi) 1. sıradan AKP Soma belediye meclis üyesi. Firma AKP’nin seçim kampanyası finansörü. AKP tarafından oy için dağıtılan kömürlerin satıcısı da aynı firma. Üstelik ne kadar üretim yaparsa yapsın hepsinin devlet tarafından alınacağı garantisine’ de sahip. Ama, bu firmanın işlettiği ocakta meydana gelen facia sonrasında ortaya çıkıyor ki, içerde kaç kişi var bilinmiyor, iyi mi? Ölüleri sayıyor birileri, ölü sayısının üzerine yaralıları ve kurtarılanları ekliyorlar ve devletin, yakını bulunamayan ailelere yaptığı duyuru sonucu bekleniyor ocaktakilerin sayısını bulmak için. Bakan övmüştü ya bu ocağı ve işletmecisini; ne kadar övse haklıymış mı desek acaba.

SAYIŞTAY’IN 2012 YILI DENETİM RAPORU

Birilerine göre işin fıtratında vardı, kaderdi bütün olup bitenler ve olan oldu, geçti gitti. “Şu dernek bu dernek istismar edebilir” diyor ve ekliyor, “Yardım yapacak olan herkes AFAD’ın hesabına para yatırsın” Yaraları sarma zamanı ya; bu çağrıyı yapan da Başbakan Erdoğan. Kimi neyi övse önerse altından bir çapanoğlu çıkıyor ya, neyse. Biz resmi kayıtlara bir bakalım. Örneğin; Sayıştay’ın 2012 yılı denetim raporunda AFAD ile ilgili olarak “ insani yardım faaliyetlerinin ve harcamalarının herhangi bir esas ve usül takip edilmeksizin yürütüldüğü tespit edilmiştir” deniyor. Senin adamlar her zaman olduğu gibi kafalarına göre takılmışlar. Kefili sensin diye bunlara güveneceğiz mi? Yardım paralarının ayakkabı kutularında nasıl saklandığını unuttuk mu sanıyorsun yoksa? Para ver, mal ver ama hesap sorma, koskoca Başbakan kefil görmüyor musun? Sormaya kalkarsan da başına gelecekleri unutma; öyle mi? “Ya bu ülkede eşek gibi sessizce yaşayacaksınız, ya da defolup gideceksiniz” tweeti atan sahibinin sesi, eski ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım kardeşi İlhami Yıldırım’ın sözlerinden korkalım mı? Üstelik Kızılay’ın İstanbul şube başkanı bu adam. Yardım kuruluşlarını işte böyle emin ellere teslim ediyor Tayyip. Deniz Feneri davasını da unutmadık daha.

SORUMLULAR NE OLDU

Ve biz inatla sormaya devam ediyoruz. Haziran Direnişi’nde ölen ve yaralananların sorumlularına ne oldu? Roboski katliamının sorumluları ya? 17 Aralık yolsuzluk soruşturması ne oldu, soruşturmayı açanların başına neler geldi? CHP milletvekillerinin 2013 yılında, madenlerde taşeronluğun yasaklanması teklifi 1,5 yıl komisyonda bekletilmedi mi ? Soma katliamıyla ilgili araştırma önerisi geldi TBMM’ye. 78 vekil katıldı görüşmelere. Toplam vekil sayısı 539. Komisyon kurulduğunda 9 AKP, 4 CHP, 1MHP, 1 HDP’Lİ OLACAK. 3-0 AKP galibiyetiyle başlanacak yani. Tayyip’in yargıya güveni yok, yargı diye bir derdi de; sallamıyor nasıl olsa. İyi de ;bu meclis mi kazayı- nedenlerini-sorumlularını araştırıp doğru ve hakkaniyet ilkelerine uygun kararı verecek ? Hadi canım sen de. Hükümetin maden ocaklarıyla ilgili olarak görevi cenaze kaldırıp halkı öyle veya böyle susturmak değil, bu katliamları önlemektir. Önleyemediyse hesabını vermekle yükümlüdür. Başbakanlık döneminin hesabını vermeyen-veremeyen biri de, Cumhurbaşkanlığı’na soyunuyorsa. Hadi, biz, onun gibi ağzımızı bozmayalım”