CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, “Darbe girişiminde bulunanlarla ilgili bir kez daha tekrarlıyorum, hukuk içerisinde en ağır ceza verilmeli. Ancak bu kişilerin temel insan hakları da ihlal edilmemelidir, kurunun yanında yaş yanmamalıdır, sap ile saman karıştırılmamalıdır, süreç bir cadı avına dönüştürülmemelidir” dedi.

 

 

CHP Zonguldak Milletvekili Demirtaş, 28 Temmuz günü TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, ülkenin zor günlerden geçtiğini, 15 Temmuz akşamı millet iradesine yapılan, Meclise yapılan darbe kalkışmasını bir kez daha lanetlediğini belirtti.

 

Darbe girişiminde bulunanların hukuk içerisinde en ağır şekilde cezalandırılması suç varsa cezasız kalmaması gerektiğini ifade eden Demirtaş, “ Ancak, geçen hafta -12 Eylül darbecilerinin Anayasa'ya koyduğu- Olağanüstü Hâl Kanunu çıkardınız. Olağanüstü Hâl Kanunu'yla, maalesef, Meclis yani millet iradesi yani demokrasi devre dışı bırakıldı, maalesef, evrensel hukuk kuralları da askıya alındı; bize göre bu son derece yanlış olmuştur” dedi.

 

 

“KURUNUN YANINDA YAŞ YANMASIN”

 

Darbe girişiminde bulunanlarla ilgili temel insan haklarının ihlal edildiğine, işkence ve kötü muamele yapıldığına ilişkin birçok duyum ve şikâyetler geldiğini ifade eden Demirtaş şöyle devam etti:

“Sap ile samanın karıştırıldığı, kurunun yanında yaşın da yandığı ifade edilmektedir. Darbe girişiminde bulunanlarla ilgili soruşturmalar evrensel hukuk kuralları içerisinde yürütülmelidir, aksi takdirde darbecilerden bir farkımız kalmaz. Darbe girişimi sonrası yaşanan süreç, toplumda yeni ayrıştırmalara, yeni kin ve düşmanlık tohumlarının ekildiği bir zemine dönüşmemelidir. Devlet kin tutmaz, devlet kin tutmamalıdır. Darbe girişiminde bulunanlarla ilgili bir kez daha tekrarlıyorum: Hukuk içerisinde en ağır ceza verilmeli. Ancak bu kişilerin temel insan hakları da ihlal edilmemelidir, kurunun yanında yaş yanmamalıdır, sap ile saman karıştırılmamalıdır, süreç bir cadı avına dönüştürülmemelidir.”

 

 

“DERS ÇIKARMALIYIZ”

 

Demirtaş şu ifadelere yer verdi: “Bu darbe girişiminden hepimiz dersler çıkarmalıyız. Bilimin ve teknolojinin son derece geliştiği, demokrasi standartlarının ve demokrasi kalitesinin üst düzeye çıktığı 2016 dünyasında, Türkiye'ye darbe girişimine sürükleyen nedenler de etraflıca düşünülmeli ve tespit edilmelidir. Bir kez daha ülkemizde darbe yaşanmaması için demokrasimizin standardı en üst düzeye çıkarılmalıdır”

 

LİYAKAT VE BECERİYE GÖRE

Demirtaş sözlerine "Parlamentoyu güçlendirmeliyiz, kuvvetler ayrılığı ilkesini güçlendirmeliyiz, basın özgürlüğünü güçlendirmeliyiz, hukuk devletini güçlendirmeliyiz, toplum içinde kutuplaşmayı azaltacak uzlaşma kültürünü güçlendirmeliyiz, cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkmalıyız, kamuda benim cemaatimin adamını değil, liyakat ve beceriye göre, objektif kriterlere göre memur ve bürokrat almalıyız. Artık Türkiye üçüncü sınıf bir demokrasiyle yoluna devam edemez, etmemelidir de.” şeklinde devam etti.

 

 

“NİTELİKLİ İŞGÜCÜ ÜRETEMİYORUZ”

Mecliste, sığınmacılardan nitelikli olanlara vatandaşlık verilmesiyle ilgili görüşmeleri süren kanunu da değerlendiren Demirtaş şunları kaydetti: “kanunun temel amaçlarından birisi olarak nitelikli iş gücünün Türkiye'ye kazandırılması olduğu ifade edilmektedir. Eğer dışarıdan nitelikli iş gücüne ihtiyaç duyuyorsak biz ihtiyacımız olan nitelikli iş gücünü, insanı yetiştiremiyoruz demektir ya da nitelikli insan yetiştirsek bile o nitelikli insanlarımızı kendi ülkemizde tutamıyoruz demektir, onlar da başka bir ülkeye çalışmaya gitmeyi tercih ediyorlar demektir. Her iki durumda da on dört yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarının yanlışları olduğu çok açıktır. Sürekli yapboza dönen eğitim sisteminde ve çalışma hayatında ağır sorunların olduğu ve bu sorunların on dört yıllık AKP iktidarınca çözülemediği ortaya çıkmaktadır. Maalesef on dört yılın sonunda geldiğimiz nokta dışarıdan nitelikli iş gücü ithal etmek zorunda kalmaktır.

 

YANLIŞ DIŞ POLİTİKANIN FATURASI

Özellikle son yıllarda maalesef yanlış bir dış politika uygulandı. Bu yanlış dış politikanın faturalarından birisi de sığınmacı alan bir ülke hâline gelmemizdir. Hem sığınmacıların geçiş yolu olarak kullandığı hem de sığınmacıların yerleşme amacıyla hedeflediği bir ülke olduk. Bu durum Türkiye'deki iş gücü piyasasına da olumsuz yönde bir etki yarattı, ülkemizdeki iş gücü piyasası dengeleri sarsıldı. Şimdi bu getirilen kanun tasarısıyla bu sığınmacıların Türkiye'de yerleşmeleri ve iş bulmaları kolaylaştırılmaktadır. Dolayısıyla bu kolaylaştırma sonucunda da ülkemiz sığınmacıların daha fazla hedeflediği bir ülke hâline gelecektir. Kayıt dışıyla birlikte ülkemizde bulunan 6 milyon işsizimizin sorunları çözüleceğine göçmenlere iş bulmak durumunda kalacağız.”