*Zonguldak’ta ortak basın toplantısı düzenleyen 22 dernek temsilcisi Fettullah Gülen’i savunurken, Başbakanın sözlerinden duydukları  rahatsızlıkları dile getirdiler.

 

Toplantıda ortak açıklamayı  Zonguldak İşadamları Derneği (ZONİAD) Başkan vekili Yakup Sağlar okudu. Sağlar  hükümet kanadından yapılan “paralel devlet, örgüt, in, Haşhaşi ve virüs” gibi sözlerin vicdanları yaraladığını belirtti.

 

Açıklama metni şöyle:

 

‘ÇELİŞKİYE DÜŞÜLMESİ MANİDAR’

 

"17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu'nun ardından yaşanan süreçte hükumet tarafından telaffuz edilen 'Paralel Devlet, Örgüt, İn, Haşhaşi ve Virüs' gibi sözler, vicdanları yaralamaktadır. Daha 5-6 ay öncesine kadar 'Gönül Erleri' olarak kamuoyu önünde övülen hizmet hareketinin, tarihin en kanlı örgütlerinden 'Haşhaşiler’e benzetilecek kadar çelişkiye düşülmesi; manidar olduğu kadar ülkenin demokratikleşmesi ve farklı grupların barış içinde yaşaması beklentilerine de büyük darbe vurmaktadır.

 

‘AĞIZA ALINMAYACAK HAKARETLER’

Bizler Zonguldak ve ilçelerinde görev yapan sivil toplum kuruluşları olarak, toplumun kamplaştırılmasını, daha düne kadar siyasilerin övmek için bir biriyle yarıştığı hizmet hareketinin haksız yere suçlanmasını, delil olmadan karalama kampanyası yapılmasını ve insanlığa eğitim yoluyla hizmet etmekten başka gayesi olmayan camianın 'öcü' ilan edilmesiyle çalışılmasını asla kabul etmiyoruz. Ülkemizi ve insanımızı Türk okulları aracılığıyla dünyanın dört bir köşesinde gururla duyuran, bayrağımızı 160 ülkede dalgalandıran bu isimsiz kahramanların, ağza alınmayacak hakaretleri hak etmediğini düşünüyoruz. Bu süreçte herkesi daha yapıcı bir dil kullanmaya ve sorumluluğa davet ediyoruz.

 

HİZMET HAREKETİNE KARA PROPAGANDA

Geçmiş dönemlerde toplumun bir kesiminin ‘mürteci, habis, ur, kan emici, vampir, yarasa, örümcek kafalılar, sıkma başlar, yobazlar, gericiler, yeşil sermaye’ gibi ithamlarla yok edilmeye çalışılması henüz hafızalarımızdan silinmemişken; bugün de hizmet hareketi aynı itibarsızlaştırma taktiği ile hedefe konulmaktadır. Bugünkü iktidar tarafından paralel devlet, çete, in, gizli örgüt, haşhaşi iftiralarla; hiçbir bilgi-belge ve hukuki temele dayanmadan yaftalanmaktadır. Ne yazık ki bir kısım medya ise sorumlu ve objektif gazetecilik kriterlerini hiçe sayarak ve bir merkezden yönlendirdiği aşikar bir tarzda her türlü yalan ve iftiraya başvurmak suretiyle hizmet hareketi hakkında kara propaganda kampanyası yürütmektedir. ‘Çamur at izi kalsın’ mantığıyla kaleme alındığı apaçık ortada olan yalan haberler, bir bir tekzip edilmektedir.

 

DEVLET ELİYLE BANKA BATIRILMAK İSTENDİ

Bu süreçte sadece bunlarla yetinilmemekte, camiaya yakın olduğu düşünülen işadamlarına ait iş yerleri keyfi denetim ve tehditlerle baskı altına alınmaya çalışılmaktadır. Ayrıca kamu kurumlarının, bir katılım bankasındaki mevduatlarını çekmeye zorlanarak bankanın devlet eliyle zor durumda bırakılmak istendiği açıkça görülmektedir. Bütün dünyada batan bankalar devlet eliyle kurtarılırken, ilkemizin en büyük ilk 10 bankası arasında gösterilen Bank Asya’nın devlet eliyle batırılması gayretleri kamuoyunun dikkatinden kaçmamaktadır.

 

‘FİŞLENİP SÜRGÜN’

Kamuda çalışan memurlar, bürokratlar, hizmet hareketine nispet edilerek fişlenmekte ve hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeden kıyıma tabi tutulmaktadır. Farklı dünya görüşüne sahip insanlarda hizmet hareketine mensup olduğu iddiasıyla fişlenip sürgün edilmektedir.

 

‘İBRET VESİKASI’

Anadolu insanının himmet ve gayretleriyle büyükelçiliğimiz bulunmadığı ülkelerde dahi ülkemizi en güzel şekilde temsil eden, ulaştıkları her insana ülkemizi ve milletimizi sevdiren, yurt dışındaki okulların da yıpratılma çabalarına ibretle şahit olunmaktadır. Devletimizin büyükelçilerine; daha geçen haziran ayındaki Türkçe Olimpiyatları’nda kürsüye çıkarak kahraman ilan ettikleri öğretmenlerimizi ve Türk okullarıa, örgüt üyesi olarak kötülemesi görevi verilmektedir. Daha önceki hitaplarında ‘Muhterem Fettullah Gülen Hocaefendi’, ‘Muhterem büyüğümüz, dua ve emirlerinizi bekliyoruz’ diyenler; gün geldi ismini zikredemez oldular. ‘Okyanus Ötesi’ diye ismini anmaya başladılar. Sonra da terör örgütü lideri diye yaftalamaya başladılar. Bütün bu gel-gitleri kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Ayrıca en son Erzurum’daki AK Parti Aday Tanıtım Toplantısı’nda konuşan İçişleri Bakanı Efkan Aka’nın sarf ettiği, “Sen kimsin, kimsin sen?” v.v sözleri ‘dün dündür, bugün bugündür’ mantığının açığa vurması bakımından ibret vesikası niteliği taşımaktadır.

 

‘YÜZÜMÜZÜ KIZARTACAK SÖZLER’

Ülkemizi müreffeh günlere yükseltmesi ve bütün vatandaşları kucaklaması beklenen vicdan sahibi siyasilerden beklentimiz şudur ki;

Hayatlarını almaya değil vermeye adamış ve dünyevi hiçbir beklentisi olmayan insanları rencide etmekten, huzuru en çok isteyen hizmet insanlarını huzursuzluğun sebebiymiş gibi göstermeye çalışmaktan, ucuz hesaplar uğruna yarın yüzümüzü daha fazla kızartacak sözlerden ve kardeşlik hukukumuzu zedeleyen söz ve davranışlardan vazgeçilmelidir. Özellikle şimdiye kadar hizmet hareketi için platformda desteklerini ve takdirlerini ifade etmekte olan sayın başbakanın bir an önce bu tutumunu yeniden gözden geçirip sağduyuyla hareket etmesini beklemekteyiz. Bu ülkenin vatandaşları olarak bunu talep etmekteyiz.”

 

Yakup Sağar sözlerini şöyle tamamladı:

 

‘BEKLEYİP GÖRECEĞİZ’

"Bu hareketin kesinlikle siyasallaşmaya yönelik bir duruşu olmadı. Asla böyle bir şey söz konusu değildir. Hizmet hareketinin amacı insanlara faydalı olmaktır. Şahsım adına söyleyeyim, bizi gerçekten üzen sözler var. Bunlar söylenirken belli şeyler gözden çıkartılmış. Beklenti yok herhalde. 30 Mart 2014 tarihine kadar süreç var. Bekleyeceğiz göreceğiz. Belki düzelir diye düşünüyoruz. Gücümüzü kaybettiğimizi mi söylerseniz, Biz bir şey kaybettiğimize inanmıyoruz. Biz yolumuza devam ediyoruz. Hükümet bizden ayrılıyorsa o görünüyor,Ak Parti’nin farklı düşünmeye başlamasıdır. Farklı düşünmesidir. Bu nefret söyleminden vazgeçilmesi lazım. Aynı topraklarda yaşıyoruz. Geçmişte bile Başbakanımız bu tarz sert açıklamalar yapmadı. Biz bunu hak ettiğimizi hiçbir zaman düşünmedik, düşünmüyoruz."