CHP Zonguldak Milletvekili Adayı Ünal Demirtaş, Ereğli’ye bağlı on bir köyde gençler ve emeklilerle bir araya geldi. Demirtaş, “Nasıl yapacaksınız, para yok diyorlar. Sizin için para yok diyenlere, siz de oy yok deyin” diye konuştu.

 

Demirtaş, beraberinde CHP Ereğli İlçe Başkanı Hayrettin Kartal, Milletvekili Aday Adaylarından Sinan Durdu, bazı CHP yöneticileri ve partililer ile Ereğli’ye bağlı Yaraşlıyörük, Çolaklaraltı, Bakırlık; Ruşenler, Gebe, Pembeciler; Çayırlı, Abdi, Zindancılar, Işıklı ve Çiğdemli köylerinde 7 Haziran Milletvekili Genel Seçimi hazırlıklarını sürdürdü.

Ziyaretleri esnasında gittiği köylerin muhtarları ile de bir araya gelen Demirtaş ve CHP heyetine köylerde özellikle gençler ve emeklilerin yoğun ilgi gösterdiği gözlendi. Gençler ve emekliler, CHP’lilere kendileri ve bölgelerinin sıkıntılarını anlattı.

 

KARTAL: “KARDEŞİMİZE SAHİP ÇIKALIM”

 

CHP Ereğli İlçe Başkanı Hayrettin Kartal, seçim gezileri esnasında yaptığı konuşmada, seçime bir haftaya kaldığını hatırlattı.

Bu seçimlerde CHP dışında Ereğli’de doğup büyümüş bir aday bulunmadığını savunan Kartal şöyle dedi:
“Neden bunu söyleme gereği hissediyorum. CHP’den başka bu seçimlerde Ereğli’ye değer veren hiçbir parti olmadı. Biz 38 seneden beri Ereğli’den ilk kez bir milletvekili adayına sahip olduk. Geçmiş dönemde Ercan Candan hoca vardı bu bölgeden.  Bu dönemde da yediler. O da bu bölgenin insanı, hemşerimiz. Rakip partiden olsa da bu bölgeye hizmet etmeye çalıştı.

Nedense Ercan Hoca’nın aday olmadığı anlaşılınca Ereğli’de birileri havai fişek attılar. Ercan Hoca’nın kendi partisinden atıldı arkadaşlar.

Öyle bir noktaya geldi ki Türkiye’de siyaset. Herkes kol kırılır yen içinde kalır diyerek kendi insanına sahip çıkmaya çalışıyor. Ereğli Zonguldak’ın en büyük ilçesi. Birinci sıra da Ereğli’den çıkabilir, ikinci sıra da.  En kötü ihtimalle ikinci sıranın Ereğli’den çıkması lazım. Ereğli’den bir tek CHP ikinci sıradan milletvekili adayı gösterdi. Kol kırılır yen içinde. Kendi arkadaşımıza, kardeşimize sahip çıkmalıyız.

Bölgemizin sorunları belli, madencinin derdine derman olan, emeklinin derdine derman olan, taşeron işçilerinin derdine derman olan, işsizliğe derman olan tek CHP var. Desteğinizi bekliyoruz. Bir hafta sonra sandığa gidecek, özgür iradenizle oyunuzu kullanacaksınız. Bu genç kardeşimize, kendi hemşerimize, kapısını tıklamadan yanına girebileceğiniz kardeşimize sahip çıkacağınıza inanıyorum.”

 

 

“EREĞLİ MİTİNGDE EVLADINA SAHİP ÇIKTI”

 

CHP adayı Ünal Demirtaş ise yaptığı konuşmada kendisinin Ballıca Köyünde, emekli Madenci Yılmaz Demirtaş’ın oğlu olduğunu söyledi.

Demirtaş şunları söyledi:

“Bu dönem CHP bize görev verdi, biz de çıktık yollara çalışıyoruz. Kemal Kılıçdaroğlu Ereğli’ye büyük önem veriyor. İlçe başkanımız, Ereğli Teşkilatı, Belediye Başkanı, adaylarımızın hepsi iki iki diyordu. Genel başkanımız da dedi ki, ikinci sırayı mı istiyorsunuz alın, dedi. Yerli aday mı istiyorsunuz, alın size yerli aday,  emekli çocuğu, madenci çocuğu, köylü çocuğu mu istiyorsunuz. Alın size Ünal Demirtaş dedi. Bizi ikinci sıraya koydu.

Bir aydan beri çok güzel bir çalışma yürütüyoruz. Bizi tüm vatandaşlarımız tanıyor. Şunu hissettim dünkü mitingde. Ereğli evladına sahip çıkıyor. Artık önümüzdeki dönemde meclise güçlü gitmemiz lazım. Meclise güçlü gidersek çok daha iyi hizmet edebiliriz. Üçü de çıkaracağız. Diğer partiler Zonguldak’ta miting yaptı. Ereğli’de toplanan kalabalığın yarısı kadar kalabalık toplayamadılar. Ereğli evladına sahip çıktı mitingde.

 

MÜHÜR EMEKLİDE, SÜLEYMAN DA EMEKLİ

 

Asıl görevimiz seçimden sonra başlıyor. İktidara geldiğimiz zaman, emeklinin sorunlarını en iyi bilen bizim Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu. 2011’de biz buraya geldiğimizde intibak yasasını çıkartacağız dedik. Çıkartamadık, neden, iktidara gelemedik. Türkiye’de on bir milyon emekli var. Eşleriyle birlikte 22 milyon yapar. Emekliler isterlerse bir partiyi iktidar yaparlar, isterlerse sandığa gömerler. Hani derler ya, ‘Mühür kimdeyse Süleyman odur.’ Bu dönem mühür emeklide, Süleyman da emekli.

Zonguldak’ta da aynı şekilde. 450 bin seçmenimiz var, bunun 150  bini emekli. Eşleriyle birlikte 300 bin yapıyor. Zonguldak’ta bizi isterseniz birinci yaparsınız, istemezseniz sandığa gömersiniz.

Bölgemizin en büyük sorunu işsizlik. Çoğu evladınız ya işsiz, ya da asgari ücretle çalışıyor. Bir emekli maaşını ya işsiz evladıyla paylaşıyor, ya da asgari ücretle çalışan çocuğuna, torununa destek oluyor. Bir emekli maaşıyla bir aile, iki aile, üç aile geçinmeye çalışıyor. Bu intibak yasasını çıkardığımızda en düşük emekliyle, en yüksek emeklinin arasındaki uçurum kapanacak.

 

“PARA YOK DİYENE OY YOK DEYİN”

 

Türk-İş’in açıkladığı açlık sınırı 1400 lira. Bunun altında vatandaş aç kalır diyor. Devlet emekliye altıyüz, yediyüz, dokuzyüz lira veriyor. Bu maaşla emekliler nasıl geçinecek. Kemal Kılıçdaroğlu, en düşük emekli maaşı bin beşyüz lira olacak diyor.

Bir de çaktırmadan muayene ücreti, katkı payı adı altında kesintiler yapıyor. Dokuz yüz lira maaş alan emekli bankaya gittiğinde bir de bakıyor. Maaş kesilmiş.
Üçüncüsü, emeklimiz ramazan ve kurban bayramlarında torunlarından kaçıyor. Harçlık veremeyeceğim diye.  Kurban kesemiyor emekli. Genel başkanımız bunu da düşündü.  Diğer taraftakiler sürekli para yok para yok diyorlar. Niye para olmasın. Senin mercedesine var, senin uçağına var, kaçak sarayına var, yandaş işadamına var da emekliye niye yok?

23 lira zam veriyorsunuz. Her gün bir simit alsan onu da alamıyorsun. Hem deniyor ki ekonomi iyi, zenginleştik, varlıklılaştık. Emekliye bakıyorsun günlük bir simit parası yok. Olmaz ki böyle bir şey. Onun için emeklilerden bu sefer tam oy bekliyoruz. Gereken dersi vermeniz lazım. Size para vermeye çalışan, ikramiye vermeye çalışana oy verin. Size para yok diyenlere siz de oy yok deyin.
Burada köylümüzün de birçok problemleri var. Kişisel problemleri var, yol sorunları var, su sorunları var. Bunları muhtarlarınızla sürekli irtibat halindeyiz. Buranın sorunlarına ilişkin ne varsa elimizden gelen onu yapacağız.
Ankara’ya gidince geri gelecek misiniz diye soruyorlar. Niye gelmeyeyim. Benim evim köyde. Eşim hariç tüm akrabalarım köyde oturuyorlar. Hizmet etmekten başka çaremiz yok. Kapımız herkese açık. Genciz, enerjimizi harcayacak halimiz var. Elimizden geleni yapacağız.

 

“TTK’YA BEŞ BİN İŞÇİ ALINACAK”

 

Genel başkanımız dün geldi, kendisine Ereğli’nin, Zonguldak’ın sorunlarını anlattık. Kendisine TTK’da 14 bin norm kadro var dedik. Bu sayı TTK’nın üretime devam edebilmesi için gereken sayı. Ama çalışan sayısına bakıyoruz. 9 bin. 2011’de TTK Genel Müdürü 3 bin 200 kadro açığı var bunu alın diye enerji bakanına yazı yazıyor. Dört yıl arka arkaya aynı yazı yazılmasına rağmen bu işçi alınmadı. O açık şimdi beş bin kişiye çıktı. Genel Başkanımıza durumu anlattık. Genel başkanımız beş bin yeni işçi alacağını söyledi. Biz TTK’yı yeniden ayağa kaldıracağız. İki milyar lirayı kömür için dışarı aktarıyoruz. Niye biz üretmiyoruz. Kömür var, işçi var, niye çıkarmıyoruz? Çünkü siyasi irade yok.

 

“ERDEMİR’İ SATMAYIN DEDİK, SATTILAR, EREĞLİ ZARAR GÖRDÜ”


Diyorlar ki, biz hizmet etmesek bile milletvekili çıkarıyoruz diyorlar. Her dönem üç milletvekili çıkarıyorlar. Erdemir’i sattılar. Satmayın dedik, kar getiriyor, para kazandırıyor dedik. Sattılar ne oldu? Kim zarar gördü? Ereğli zarar gördü, Ereğli battı. Ereğli bugün bu durumdaysa Erdemir’in satışı ile gerçekleşti.
Kasaya satıştan üç milyar dolar koydular. Bunu ne yaptılar? Ereğli Devrek yolunu yapmadılar. Yapa yapa bir hastane yaptın. Allah Razı olsun. Hizmet edene saygımız sonsuz. Bir de adliye yaptın. Saygımız sonsuz. Başka ne yaptın? Bu üç milyar doların hesabını sormamız lazım. Genel başkanımız açık açık sözünü verdi. Yedi bin kişinin çalıştığı tersaneleri canlandıracağız dedi. Orada yan sanayisiyle dokuz on bin kişi ekmek yiyordu. Bizim çocuklarımız ekmek yiyordu. CHP’yi iktidara taşıdığınızda biz ne gerekiyorsa yapacağız. Bu sefer açık ara birinci parti CHP’yi çıkarmanızı bekliyorum.”

Demirtaş’a Pembeciler köyünde eski Ereğli Belediye Başkan Yardımcısı Turan Çınar da eşlik etti.
Gezileri esnasında CHP’liler vatandaşlara seçime yönelik broşürler dağıttı, rozet taktı.