CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, Cumhuriyet Gazetesi’ne yapılan operasyonla ilgili yaptığı açıklamada “DEMOKRASİ TRAMVAYINDA SON DURAK”​ dedi.

Cumhuriyet Gazetesi’ne yapılan operasyonun, 15 Temmuz’da önlenen ve hemen akabinde yapılmaya başlanan darbenin icraatı olduğunu,  Cumhuriyet’in bugünkü ‘Darbe Yine Muhaliflere’ manşetinin  zaten durumu çok iyi özetlediğini, bu operasyonun yanında durmanın, baskıcı bir yönetimle aynı safta durmak olarak yorumlayan Turpcu, açıklamasına şöyle devam etti:

“Bir yerde hukuksuzluk yaşanıyorsa, karşıdaki kim olursa olsun bunu dile getirmek sadece gazetecilerin değil, vicdan sahibi her insanın sorumluluğudur.  ‘Biat etmiyorsan operasyonlarla sindiriz’ anlayışına karşı, korkusuzca direnmek ve tepkimizi koymak zorundayız. Aksi takdirde AKP’nin bindiği demokrasi tramvayında son durağa gelmesine izin vermiş oluruz. Çok değil bundan 1 sene önce, iktidarı kaybetme noktasına gelen AKP’ydi, şimdi ise AKP’den farklı düşünen herkes düşünce özgürlüğünü ve konuşma hakkını kaybetti.”

“BU YOL, YOL DEĞİLDİR”

“Geçmişten bu güne baktığımızda, gazetecilerin sadece susturulma şeklinin değiştiğini görüyoruz.  AKP’ye göre, demokrasinin kendileri gibi düşünmek olduğunu da şimdiye kadarki uygulamalarından biliyoruz. Size hitap etmiyor diye bir düşünceyi sınırlayamazsın, düşünce özgürlüğü ve demokrasi bunun için vardır. Son 15 yıldır ‘daha kötü ne olabilir?’ dediğimiz her şeyin hep daha kötüsü oldu. Ülkemizin geldiği durum ortada.

Başkanlık öncesi bütün muhalif sesler susturulmaya çalışılıyor, tek sesliliğe doğru koşar adım gidiyoruz. Ama bu yol yol değildir. Cumhuriyet Gazetesi’ne yapılan operasyon, - hali hazırda devam eden – ve son muhalif de susturulana kadar devam edecek olan anti demokratik hamlelerin, basın ayağının bir parçasıdır. Rektör seçimlerini dahi kaldıran bir iktidarın, kendisine muhalif gazete bırakmama konusunda büyük çaba sarf edeceğini zaten biliyoruz. Ancak şunu söylemek gerekir ki, Cumhuriyet Gazetesi daha dün yayın hayatına başlayan bir gazete değildir. Büyük bir geçmişi, temsil ettiği değerler ve hitap ettiği önemli bir kesim vardır.  Haliyle yapılan operasyon, bu kesime ve temsil ettiği değerlere gözdağı niteliği taşımaktadır.”

“ÜLKEYE YAYILAN KARANLIĞIN, BUGÜNE DÜŞEN RESMİDİR”

“Hukuk karşısında herkes eşittir ve herkes hesap verebilmelidir. Cumhuriyet Gazetesi’ni de bu genel geçer kuraldan bağımsız düşünemeyiz. Ancak işin siyasi yönü, yargısal yönünden ağır bastığı için bu kadar endişeliyiz.  Daha önce de yazarlarını ‘Ergenekoncu’ diye içeri aldıkları bir gazeteye bu sefer de FETÖ/PDY ve PKK/KCK vb. diyerek operasyon yapılması gerçekten trajikomiktir.

Halktan gasp ettikleri güç, kullandıkları kaynaklar ve yandaş medya gücü yıllardır süre gelen cemaat ortaklığını hafızalardan silmeye yetmediği için AKP büyük sıkıntı yaşamaktadır.

FETÖ’yü ve PKK’yı görmek için, TBMM Genel Kurulu'nda FETÖ liderine selam gönderenlere, biatlarını göstermek için Pensilvanya'ya giden vekillerine, Ergenekon ve Balyoz kumpaslarına alet olan siyasetçilere, ‘Çözüm süreci’ fiyaskosunun altında imzası olanlar ve bu kadar şehit vermemizin birinci derece sorumlusu olanlara daha dikkatli bakmalarını öneririz.

Cumhuriyet Gazetesine yapılan operasyonu ülkemizin içinde bulunduğu ortamdan, yaşananlardan ayrı düşünmemek gerekir, suyu bulandırıp kendi hedeflerini gerçekleştirmek için atılmış bir adım daha olarak görmek gerekir. Cumhuriyet Gazetesine yapılan operasyon ülkeye yayılan karanlığın bugüne düşen resmidir.”

“AKP KENDİ SESİ DIŞINDA SES ÇIKMASINI İSTEMEMEKTEDİR” 

Eğitim Sen Zonguldak Şube Yürütme Kurulu da yayımladığı mesajda,  “KHK’lar, ihraçlar, açığa alınanlar, kapatılan gazeteler, televizyon kanalları, dergiler, gözaltına alınanlar, tutuklananlar… Yaşamlarımız, toplumun muhalif kesimlerine nefes aldırmamaya kararlı bir iktidarın kuşatması altında!” dedi.

Açıklamanın devamı şöyle:

Muhalif basına yönelik baskı ve sindirme politikalarının bir sonucu olarak bugün sabah saatlerinde Cumhuriyet gazetesine yapılan operasyon sonucunda çok sayıda gazeteci gözaltına alındı.

“MİT Tırları” haberinden bu yana AKP’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hedef tahtasına koyduğu Cumhuriyet gazetesinin muhalif, halkın gerçekleri öğrenmesi için sorumlulukla hareket eden yayıncılık çizgisine son verilmek istenmektedir. Bu operasyon göstermektedir ki Cumhuriyet Gazetesi’ne el koymak için yürütüldüğü bizzat gazete tarafından ifade edilen kumpas, gözaltı ve olası tutuklama kararlarıyla sonuçlandırılmak istenmektedir. Kısacası AKP, kendi sesi dışında kimsenin sesinin çıkmasını istememektedir.

Bugüne kadar sürdürdüğü muhalif yayın çizgisi ile hükümetin hedefi haline gelen Cumhuriyet gazetesine yönelik sindirme operasyonuna son verilmeli, gözaltına alınan gazeteciler derhal serbest bırakılmalıdır!