Saadet Partisi Zonguldak Kadın Kolları aylık düzenlenen il divan toplantısında bir araya geldi. Aylık çalışmaların değerlendirildiği toplantıda konuşan kadın kolları il başkanı Hanife Aydın bütün katılımcılara katılımlarından dolayı teşekkür etti. 


Daha sonra gündemi değerlendiren Aydın, ”Hepinizin bildiği gibi demokratikleşme paketi kapsamında kamuda başörtüsü yasağına son verilmiştir. Bu durum hiç şüphesiz hepimizi sevindirmiştir. Milli görüş yıllardan beri Türkiye de başörtüsünü yasaklayan bir kanun olmadığını sadece keyfi uygulamalar olduğunu söylüyordu. Ve bu konuda hiç geri adım atmadan mücadelesine devam etmiş, bu uğurda bedeller ödemiştir. Refah Partisi’nin kapatılma gerekçelerinden biride başörtülü olarak milletvekili seçilen Merve Kavakçı’yı meclise sokmasıdır. 
Bugün TBMM de başörtülü milletvekilleri varsa bu Milli görüşün yılmadan sürdürdüğü mücadelesi ve bedel ödemesiyle olmuştur. Hiçbir şey bedelsiz alınamaz. Başörtüsünün bedelini milli görüş olarak peşin ödedik. Sonuçta gelinen noktadan bir kez daha Milli Görüşün haklılığı ortaya çıkmıştır. 
Ancak şunu da belirtmeliyim ki kamuda başörtüsü serbest olurken üç kurumda yasak kanunlaşmıştır. Bu hiçbir şekilde kabul edilemez bir durumdur”
dedi.

 

Saadet Partisi Zonguldak Kadın Kolları İl Başkanı Hanife Aydın, “Ayrıca geçtiğimiz günlerde tekrar gündeme gelen süt bankası konusuna değinmek istiyorum. AB ye uyum kapsamında Türkiye’de iki merkezde süt bankası kurulmak istenmektedir. Bu konuda Saadet Partisi daha öncede açıklamalar yapmış ve bu konuyu gündeme taşımıştı. Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da Süt Bankasıyla ilgili bir kongre düzenlenmiştir. 
Saadet Partisi İstanbul il kadın kolları kongrenin yapıldığı otelin önünde bir basın açıklamasıyla bunu protesto etmiştir.
Biz Saadet Partisi olarak Süt Bankası çalışmalarını tasvip etmiyoruz. Bu projenin çok tehlikeli ve vahim sonuçlar doğuracağını söylüyor, şiddetle karşı çıkıyoruz. 
Bu gelecek nesillerimizi tehdit eden bir ifsat projesidir. Bu projede meydana gelebilecek en küçük bir ihmal ileriden bilmeden kardeş evliliklerine sebep olabilir.
Hiçbir Müslüman kadın süt bankasına süt veremez veya bebeği için süt alamaz. Bunun ideal olanı eskiden olduğu gibi zaruri durumlarda sütanneliği uygulamasını devreye sokmaktır.
Bizler bu konunun takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.
Bu kapsamda bir imza kampanyası düzenlemiş bulunmaktayız. Topladığımız imzaları yetkili makamlara ulaştırıp Süt Bankası projesinin iptalini isteyeceğiz. Bütün vatandaşlarımızı imza kampanyasına destek vermeye davet ediyorum”
diye konuştu.