Özgürlük ve Dayanışma Partisi Zonguldak İl Yürütme Kurulu, erken seçim kararını değerlendirerek, "Sandığı halktan kaçırma girişimine teslim olmayacağız. Halkın seçeneğini yaratmak için sorumluluk alacağız" dedi.

"AKP-MHP ittifakının baskın seçim kararı, sandığı halktan kaçırma girişimidir" ifadesine yer verilen açıklama şu şekilde: "Bahçeli’nin, Erdoğan’ın talimatıyla gerçekleştirdiği "baskın seçim" tiyatrosu, AKP-MHP ittifakının ülkeyi yönetemediğinin, siyasetlerinin iflas bayrağını çektiğinin bir itirafıdır.

"HALKIMIZ BİLMELİDİR"

Halkımız bilmelidir; ayak oyunlarıyla oldubittiye getirilmeye çalışılan bir seçimle iktidarlarını sürdürme gayretleri sonuç vermeyecektir. Kendi kirli planlarını Türkiye’ye zorla ve baskıyla dayatmaları mümkün olmayacaktır. Önümüzdeki süreçte bu gerçek açığa çıkacak, halk iradesini gösterecek ve inisiyatifi siyasi kapkaççıların elinden alacaktır. Milyonlar Gezi'de, 16 Nisan'da Hayır mücadelesinde olduğu gibi kendi kaderine sahip çıkacaktır. OHAL altında demokratik bir seçimden söz etmek mümkün değildir. Daha bir hafta önce erken seçimin gündemde olmadığı açıklaması yapılmışken, aniden ülkeyi seçim atmosferine sokmak siyasi etikle bağdaşmaz. "Baskın seçim" kararı ile birlikte seçimler, halkımızın çözüm önerilerini ve farklı toplum tasarımlarının tartışılabildiği demokratik bir süreç olmaktan çıkarılmıştır.

"MEŞRU DEĞİLDİR"

Ön seçim süreçlerinin işlemesine izin vermeyen, yurttaşların eşit ve adil bir seçim sürecine hazırlanmasına fırsat tanımayan böylesi bir seçim süreci meşru değildir. Siyasi ikballeri uğruna üniversite sınavına girecek milyonlarca genci mağdur eden, bütün bir yıl çalışan insanların bayram ve tatil programlarını alt üst eden bir seçim takvimi, sandık hırsızlığının başka bir boyutudur. Hiçbir açıdan kamu yararı ile bağdaşmayan bu karar, iktidarın her alandaki iflasının ve çöküşünün ilanıdır.

"EY AMERİKA VUR AMERİKA"

Ekonomideki işsizliği ve enflasyonu tek haneye düşürme vaadini gerçekleştirmeden seçime gitmek acizliğin göstergesidir. “Ey Amerika-Vur Amerika” ikileminden başka manevra alanının kalmadığı, Suriye’de izlenen yanlış politikaların iflas ettiği, bağımsız politika geliştirme imkânının tüketildiği bir ortamda baskın seçim havlu attım demektir. OHAL’ e, KHK'lere, baskılara, hilelere dayanarak sürdürülmeye çalışılan, iflas etmiş bu zihniyete ülkemizi ve geleceğimizi asla teslim etmeyeceğiz. Kamucu, aydınlanmacı, bağımsızlıkçı; sendikaları, meslek örgütlerini, halkın taban örgütlenmelerini önemseyen, ‘örgütlü topluma’ sahip çıkan; laiklikten yana, kadın-erkek eşitliğine inanan, toprağına, suyuna, doğasına sahip çıkan yurttaşlarımız ülkenin aydınlık geleceğine dair umutlarını korusunlar. İlericilerin, solcuların, sosyalistlerin, devrimcilerin ortak adayı için sorumluluk alacağız. Kadınlarımızın, gençlerimizin, işçilerimizin, emekçilerimizin, "geçinemiyoruz" diyenlerin öznesi olduğu, halkçı bir seçeneği ortaya çıkarmak için tüm ilerici güçlerle birlikte ortak bir mücadele geliştireceğiz. İster iki ay öne çeksinler, ister mühürsüz oy pusularıyla sandık oyunlarına başvursunlar, emekten yana eşit özgür demokratik bir memleket mücadelesine yaşamın her alanında her zaman talibiz"