İktidarın üretime dönük olmayan tüketime dayalı günlük popülist baskıcı politikalar üretim, yatırım ve ifade özgürlüğünü sıfırlamasını, hak arama ve ifade özgürlüğünü daraltarak sivil toplum örgütlerini işlevsizleştirmekte sendikaların da rengini değiştirerek yandaş yapıldığını belirten CHP İl Başkan Yardımcısı Güner, “Bu da iktidarın, sivil toplum örgütleri ve sendikalar yolu ile denetlenmesini engellemektedir” dedi.

 

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Zonguldak’ta Sendikalar ve Sivil Toplum Örgütlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Engin Güner, iktidar olmaları durumunda hem siyaset hem de sivil toplum alanının demokratikleştirileceğini belirterek, “Sivil toplum örgütleri ile sendikalar olmazsa olmazımızdır” dedi.

 

FARKLI GÖNÜLLÜ ÖRGÜTLER

Sivil toplum kuruluşu, sivil toplum örgütü, Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından sözcük anlamıyla “toplumdaki çeşitli sorunları bağımsız olarak ele alıp kamuoyunu bilgilendirme ve aydınlatma görevi yapan, öneriler sunan her türlü birlik” şeklinde tanımlandığını belirten İl Başkan Yardımcısı Engin Güner,

Sivil toplumun, ‘toplumsal sorunlara etkili ve uzun-dönemli çözüm bulma sürecine aktif olarak katılan ve bu temelde de siyasi aktörleri bu çözümleri yaşama geçirecek politikalar üretmeye yönlendirmek için çalışan farklı gönüllü örgütlerin devlet denetimi dışında kurduğu ortak alan’ olarak da tanımlanmasının mümkün olduğunu söyledi.

 

DAYANIŞMA VE YARDIMLAŞMA

Sivil toplumun Devlet güdümünde olmayan, resmi ideolojinin en az etkisini gösterdiği müesseselerin yaygın olduğu toplum olarak tanımlandığını vurgulayan Güner yazılı açıklamasında şu görüşlere yer verdi: Dernekler, vakıflar, işçi sendikaları, işveren örgütleri, hayır kurumları yapıları, amaçları, işlevleri ve diğer nitelikler bakımından birbirinden farklı olduğu halde, tek kavramla sivil toplum kuruluşu olarak adlandırılmaktadır. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları da çoğu zaman sivil toplum örgütleri arasında sayılmaktadırlar. Tarihteki esnaf ve sanatkâr birlikleri ve günümüzdeki meslek odaları ve birliklerinin de mesleki dayanışma ve yardımlaşma amacıyla kurulma nitelikleri dikkate alınarak bazı çalışmalarda sivil toplum örgütü kapsamına dâhil edildikleri görülmektedir.

 

 

TOPLUM YARARINA HAREKET EDİYORLAR

Sivil toplum kavramının her durumda devletin dışında kalan ve devlete karşı bir var oluşu ifade eden temel özelliğinden hareket edildiğinde, sivil toplum kuruluşlarının olmazsa olmaz üç temel özelliği (bir bakıma sivil toplum kuruluşu olarak sayılmanın şartları) Devletten bağımsız olmaları, -Gönüllülük esasına göre örgütlenmeleri, -Toplum yararına hareket etmeleri olarak belirtilebilir.  Sendikal örgütlenme sınırlı amaç ve işlevler bakımından, özellikle ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerin korunması ve geliştirilmesine yönelik olarak başvurulan bir örgütlenme yöntemidir.  Anayasa (md. 51), çalışanlar ve işverenlerin, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahip olduğunu öngörmüştür. Sendikaların kuruluş amaçları Anayasadaki tariften yola çıkılacak olursa, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmektir. Temel mesele “çoğunluğa dayalı bir yönetim modeli mi yoksa çoğulculuğa dayalı bir yönetim modeli olmalı seçiminde” devletlerin aldığı pozisyondur.

 

CUMHURİYET HALK PARTİSİ:

“Demokrasi, içindeki insanların izleyici değil oyuncu olduğu bir sistemdir.(Noam Chomsky) “ sözünü ve özünü benimsemektedir. Günümüzde iktidarı elinde bulunduran AKP iktidarı emek-sermaye, iktidar-birey ve çoğunluk-çoğulculuk dengesi yerine sermaye, iktidar ve çoğunluk yanlısı bir tavır sergilemektedir. Üretime dönük olmayan tüketime dayalı günlük popülist baskıcı politikalar üretimi, yatırımı ve ifade özgürlüğünü sıfırlamakta bu durum istihdamı, hak arama ve ifade özgürlüğünü daralttığından sivil toplum örgütlerini işlevsizleştirmekte sendikaların da rengini değiştirerek yandaş yapmaktadır. Bu da iktidarın, sivil toplum örgütleri ve sendikalar yolu ile denetlenmesini engellemektedir. Özgürlüğün ve gelişmişliğin önündeki en büyük engel de budur.

 

CUMHURİYET HALK PARTİSİ İKTİDARINDA:

Anayasası, kuralları, kurumları ne kadar iyi düzenlenmiş olursa olsun hiçbir özgürlükçü demokrasi örgütlü toplumun desteği olmadan ayakta duramaz. Yurttaşların siyasi partiler, sendikalar, meslek örgütleri ve diğer sivil toplum kuruluşları aracılığıyla örgütlenebilmesi, bu örgütlerin fikirlerini özgürce ifade edebilmesi ve siyasi kararların oluşumuna etkin katkıda bulunabilmesi özgürlükçü demokrasinin gerekleridir. Türkiye’de örgütlülüğün önünde hala birçok engel bulunmaktadır. CHP iktidarında hem siyaset hem de sivil toplum alanı demokratikleştirilecektir. Başta Siyasi Partiler Yasası olmak üzere diğer kanunlarda da gerekli değişikler yapılarak, özgürlükçü demokrasinin bu kurumların içinde de hakim olması sağlanacaktır. Tüm sivil toplum kuruluşlarının karar alma süreçlerine katılımları bir siyasi hak, bir anayasal ilke olarak tanınacaktır.(CHP 2011 SEÇİM BİLDİRGESİ) Cumhuriyet Halk Partisinin ülkesinden ve milletinden saklamaya çalıştığı SIRLARI olmadığı için örgütlenme özgürlüklerinin önündeki engeller kaldırılacak, geliştirilmesi sağlanacaktır. Emeğin önündeki engellerin kaldırılması, emeğin partisi Cumhuriyet Halk Partisinin, emeğin başkenti olan Zonguldak’a da verdiği sözdür”

 

(Haber Merkezi)