Saadet Partisi Zonguldak milletvekili adayı Yusuf Çetin, seçim sürecini değerlendirerek önemli açıklamalarda bulundu. AK Parti hükümetinin ülkeyi kötü yönettiğini dile getiren Çetin, vatandaşın Pazar günü sandıkta hesap soracağını söyledi.

 

Hiç kimsenin siyasi görüşünden, ideolojisinden, dilinden, inancından, mezhebinden, cinsiyetinden, etnik kökeninden, ırkından dolayı ayrımcılığa ve adaletsizliğe uğramayacağını belirten Çetin yaptığı açıklamada,İnsanlarımızın hayata ve geleceğe yönelik umutları tükeniyor. Vatandaşlarımızın toplumda bir arada yaşamaya,üretime ve çalışmaya dair şevkleri kırılıyor. Kötü yönetim siyasal kutuplaşma ve çatışmalara; toplumsal gerilim ve anlaşmazlıklara; toplumsal kuralsızlık ve amaçsızlığa; hukuk tanımazlığa; terör ve şiddete; işsizliğe; gelir dağılımında adaletsizliğe; bölgeler arasında dengesizliğe; insanlar arasında depresyona ve diğer psikolojik sorunların artmasına; yetersiz beslenmeye; sağlık sorunlarının, hastalıkların yaygınlaşmasına; aile içi şiddet ve geçimsizliğe, parçalanmalara; ranta ve çarpık kentleşmeye; uyuşturucu bağımlılığına; ve intiharlara; çeteleşme, mafyalaşma ve gasp olaylarının artmasına; tecavüz ve şiddetin yaygınlaşmasına; fuhşa; dilenciliğin, evsiz insanların ve sokak çocuklarının artmasına; kültürel yozlaşmaya; cinayet gibi ağır suçların artmasına; kurumlara ve topluma karşı güvensizliğe; toplumsal duyarsızlığa ve dayanışmanın zayıflamasına; ahlaki değerlerin bozulmasına, çürümesine; kurumlarda ve toplumun her yanında kayırmacılığın yaygınlaşmasına, liyakate önem vermemeye yol açıyor. Adalet kurumlarının iş yükü; güvenlik harcamaları tırmanıyor; eğitim harcamaları bir yük haline geliyor; yerel yönetimin yükü ve harcamaları artıyor. İsraf, rüşvet ve yolsuzluk artıyor; vergi kayıpları yeni ve daha ağır vergi yükleri ile kapatılmaya çalışılıyor.

 

 SOSYAL BARIŞ VE KARDEŞLİK TESİS EDİLECEK

 

Tüm vatandaşlarımız bizim yönetimimizde 1. sınıf vatandaş olacak. Hiç kimse siyasi görüşünden, ideolojisinden, dilinden, inancından, mezhebinden, cinsiyetinden, etnik kökeninden, ırkından vb. dolayı ayrımcılığa ve adaletsizliğe uğramayacak. Toplumda hâkim olan tahammülsüzlük, nefret ve şiddeti sebep ve sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırmaya çalışacağız. Yoksullara,engellilere, kadınlara, çocuklara ve yaşlılara yönelik her türlü şiddet ve dışlamayı, toplumsal hayatta ve kamu yönetiminde görülen fişleme, kayırmacılık ve ayrımcılık gibi insan haklarına ve hukuka aykırı tutum ve davranışlarla kararlıbir şekilde mücadele edeceğiz. Toplumda yaygınlaşan fiili, psikolojik, cinsel her türlü taciz ve saldırıyı sebep ve sonuçlarıyla birlikte değerlendirip köklü biçimde çözmeye çalışacağız. Bu çerçevede, hukukun ve hukukun üstünlüğü ilkesinin hangi saiklerle olursa olsun, içinin boşaltılmasına, zayıflatılmasına izin vermeyeceğiz. Hukuku yeniden ihya edeceğiz; masumiyet karinesini en temel ilke olarak tüm vatandaşlarımız için geçerli kılacağız.

 

AHLAK SİYASETE HAKİM KILINACAKTIR

 

Yolsuzluk Türkiye'nin en temel sorunlarından biri haline gelmiştir. Yolsuzluk ve rüşvet sosyal ve kültürel sonuçları aşırı derecede yıkıcı, ekonomik ve siyasi bakımlardan da bulaşıcı ve salgın haline gelen ahlaki bir hastalıktır. İdari ve bürokratik süreçlerin kamu yararı, şeffaflık ve eşitlik ilkelerine göre düzenlenmesi, demokratik denetim mekanizmalarının etkili şekilde işletilmesi ve medyanın da dördüncü kuvvet olarak denetim işlevini yerine getirmesinin bu sorunun çözümü için hayati önem taşıdığının bilincindeyiz. Milli İttifak bu yapısal tedbirlerle birlikte, devleti rant üretme ve dağıtma aracı olmaktan çıkardığında, yolsuzluğa eşlik eden liyakatsizlik, kayırmacılık ve bunların sonucunda oluşan yoksulluk bütün sorunlarıyla birlikte ortadan kalkacaktır. Bu kapsamda; Halkımızın yönetime katılımı ve denetimi artırılacaktır. Ahlak siyasete hakim kılınacaktır. Milli İttifak’ın iktidarında siyasetin finansmanı şeffaflaştırılacaktır. Kamu yönetimi şeffaflaştırılacak, üst düzey yönetimler belli aralıklarla çalışmaları hakkında halkımıza bilgi verecektir. Kamu malının denetimi için kurulan ve Osmanlı’dan bize miras Sayıştay güçlendirilecek, gerekli yasal düzenleme ve uygulamalar vakit kaybetmeden hayata geçirilecektir.

 

 

ÜLKEMİZİ BORÇ YÜKÜNDEN KURTARACAĞIZ

 

Türkiye’de 2001 krizinden bugüne 620 milyar dolar iç ve dış borç birikmiştir. Gelinen noktada borçlanma sıradan bir faaliyet, faiz ödemeleri ise bütçe harcamalarında başlı başına bir ödenek kalemi haline gelmiştir. Milli İttifak iktidarında öncelikle iç ve dış borçlanmanın temel nedeni olan ekonomik program değiştirilecek, onun yerine Adil Ekonomik Düzen kurulacaktır. Böylece, ekonominin temelinde rant değil, üretim olacaktır. Kaynaklar doğrudan katma değeri yüksek yatırımlara yönlendirilecek, üretim seferberliği ile birlikte borçlar yeniden borçlanarak değil üretim arttırılarak kapatılacaktır. Borç yönetimi belli bir kural ve disiplin çerçevesinde ele alınacak, kamu birimleri ve belediyelerin keyfi borçlanmalarının önüne geçilecektir. Kamu borçlanmalarında şeffaf ölçütler belirlenecek, halkın neden ve nasıl borçlanıldığını bilebileceği bir düzen kurulacaktır. Devletin 444 milyar TL tutarındaki iç borcunun bir kısmı, kamunun kamuya olan borçlarının silinmesi yoluyla, bir kısmı uzun vadeli bir plan dahilinde Merkez Bankası kaynakları vasıtasıyla, kademeli olarak sıfırlanacaktır.

 

 

KAYNAK İSRAFINI ÖNLEYECEĞİZ

 

Milli İttifak iktidarında kaynakların tam ve etkin kullanımı ekonomi politikalarının prensibi oluşturulacaktır. Bu kapsamda; ekilebilir bütün araziler tarıma açılacak, bütün madenler ve cevherler işletilecek, iş ve çalışma koşulları iyileştirilerek bütün işsizlere istihdam alanı sağlanacaktır. Kayıt dışı ekonomi ile mücadele edilecek, vergi dilimleri ve oranları makul seviyeye indirilecek, beyana dayalı vergi sistemi esas olacaktır. Üretimin ve istihdamın artmasıyla birlikte piyasalara canlılık gelecektir. Kayıt dışı ekonomi ile yapılacak olan mücadelenin de etkisiyle vergi gelirleri aratacaktır. En büyük kaynak paketimiz insan kaynağımızdır, genç, inançlı ve kabiliyetli milletimizdir. Adil bir ekonomik düzenin kurulmasıyla “birlikte iş yapma ve adil paylaşım sistemi” kaynağımız harekete geçecektir. Havuz Sistemi (Kamu Tek Hesabı) yeniden kurulacak, böylece kaynak israfı engellenecektir. Borç-faiz sarmalından çıkılmasıyla, bütçeden yapılan yıllık ortalama50 milyar TL’lik faiz ödemesi önlenecektir.

 

VERGİDE ADALETİ SAĞLAYACAĞIZ

 

Anayasa’da “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür” denilmesine rağmen, kamu yararı ve toplum ihtiyaçları doğrultusunda harcama yapılmaktadır. Adil vergi politikaları ve etkin vergi denetimi ile kayıt dışı ekonomi ortadan kaldırılacak ve devletin gelirleri artırılmış olacaktır. Vergilerin ağırlıklı kısmı tüketiciden alınmaktadır. Vergilerin tahsilinde mali güç ilkesi göz ardı edilmektedir. Tüketim aşamasında alınan vergi, asgari ücretliden de üst gelir grubundaki kişilerden de gelirine bakılmaksızın aynı oranda alınmaktadır. Asgari ücret açlık sınırının altında olmayacak ve asgari ücretten vergi alınmayacaktır. Vergi mevzuatı tek bir kanun çatısı altında, herkesin anlayabileceği öz ve fazlaca yoruma açık olmayan bir şekilde düzenlenecektir.

 

KIRSAL KALKINMAYA ÖNCELİK VERECEĞİZ

 

Su, yol, enerji, haberleşme, eğitim ve sağlık gibi temel ihtiyaçların altyapısı tüm köylerimize ulaştırılacak, bölgesel kalkınmanın temelini sağlayacak istihdam alanları oluşturulacaktır. Mevsimlik işçilerin, göçebe tarım işçilerinin çalışma ve seyahat şartları iyileştirilecektir. Aracıların rolünü azaltacağız, üretici ve tüketiciyi koruyacağız. Hem üretici hem de tüketici açısından büyük sorun haline gelen, çift taraflı olarak fahiş kar mekanizmasına dönüşen aracı yapıların durumunu üreticinin ve tüketicinin menfaatleri açısından değerlendirip gerekli tedbirleri alacağız. Çiftçinin pazar sorununu çözeceğiz, ürün borsaları kuracağız. Tarımsal ürünlerin pazarlanması aşamasında bazı ürünlerde borsaların olmayışı ve var olan borsaların çoğunun gerçek işlevlerinden uzak olması; üreticinin ürününü hak ettiği değerden pazarlayabilmesini zayıflatmaktadır. İhracat değeri olan çoğu ürünümüzün borsası olmadığından, fiyatlarda dengesiz artış ve azalışlar meydana gelmektedir. Ürün borsaları ile tarımsal ürünlerin fiyatlarında istikrar sağlanarak, üretici mağduriyeti önlenmiş olacaktır.

 

ŞEHİRLER İNSAN YİYOR

 

Türkiye’nin temel sorunu ahlak ve maneviyatın erozyona uğraması… Çarpık şehirleşme ve rant sorunu bu çerçevede dikkat çekiyor. Türkiye’de nüfusun ağırlıklı kısmı, başta İstanbul olmak üzere birkaç şehirde toplanmış durumda. Geçimini zar zor sağlamaya çalışan insanlarımız barınma ve ulaşım sorunları karşısında çaresiz kalıyor. Yüksek kiralar, toplu ulaşım ve trafik sorunları vatandaşı canından bezdiriyor. Şehirlerin aşırı kalabalıklaşması başka sorunların da habercisi; insanlar büyük şehirlerde ekonomik sorunlarla birlikte, eğitim, sağlık, istihdam, çevre kirliliği ve suç başta olmak üzere sayısız sorunla uğraşıyor. Yanlış kalkınma, tarım ve yönetim politikaları neticesi olan iç göç, toplumun sosyal yapısını ve güvenliği olumsuz yönde etkilemektedir. Bu etki, sadece göç edenlerle sınırlı kalmayıp, toplumun tüm kesimlerini kapsamaktadır. Milli İttifak iktidarında; göçün önlenmesi ve tersine göçün sağlanması için maddi ve manevi kalkınma dengeli ve planlı bir şekilde yürütülecek, Türkiye’nin tamamı yaşanılır hale getirilecektir. Bölgeler arasındaki gelir dengesizlikleri giderilecek herkese doğduğu yerde yaşama ve iş bulma imkânları sağlanacaktır. Devlet öncülüğündeki sanayi ve ileri teknoloji yatırımları Anadolu’nun her bölgesine yaygın/yatay olarak yapılacaktır. Yatay, dengeli, ölçülü, insani şehirler inşa edilecektir. Ucuz ve kaliteli konut projeleri ile vatandaşlarımızın barınma sorununa rant odaklı değil, insan odaklı ve ihtiyaca göre çözümler üretilecektir. Son yıllarda tarihi canlandırma bahanesi ile milletimizin tarihi ve kültürel mirasının rant unsuru olarak görülmesini tarihe, ecdada ve şehre yönelik saygısızlık ve nezaketsizlik sayıyoruz.

 

YOKSULLUK KÖTÜ YÖNETİMİN BİR SONUCUDUR

 

İnsanlarımızı kötü yönetimden ve yoksulluktan kurtaracağız. Yoksulluğun bir sonucu olan yoksunluk ve sosyal dışlanma yalnızca gelir dağılımı bakımından değil, aynı zamanda, sosyal, siyasal ve kültürel imkânlar bakımından da yoksullar için eşitsizliğe yol açıyor ve bu eşitsizliklerin kendi kendini yeniden üretilmesini ve derinleştirmesini sürekli kılıyor. Bu anlamda, sebep ve sonuçlarıyla birlikte yoksulluğu sadece ekonomik bir sorun olarak değil, aynı zamanda sosyal, kültürel,ahlaki bir sorun olarak görüyoruz. “Tam istihdam” , “kapsamlı bir sosyal güvenlik ağı"nın kurulması ve sosyal yoksulluğun giderilmesi için adalet merkezli yeni bir ekonomik model inşa edeceğiz. Üretim ve paylaşımda sömürü ve rant yerine adaleti esas alacağız. Banka kredisi ve kredi kartı borcu olanların borçlarını kolayca ödeyebilmeleri için, faiz artırımı yapmadan uzun yıllara yayılarak ödenmesi sağlanacak, vatandaşımız bankaların elinden, borç batağından kurtarılacaktır.

 

65 YAŞ ÜSTÜNE YÜZDE 100 ZAM YAPILACAKTIR

 

Artan yaşlı nüfusun aktif bir hayat sürmesi için sağlıklı ve güvenli yaşam şartlarına erişimi sağlanacak, toplumda kuşaklar arası dayanışma güçlendirilecektir. Yaşlıların kendi çevrelerinden uzaklaşmadan, evlerinde bakımını sağlamaya yönelik hizmetler çeşitlendirilerek yaygınlaştırılacaktır. Yaşlılara yönelik kurumsal bakım hizmetlerinin sayısı ve niteliği artırılacaktır. Yaşlılara daha iyi yaşama imkânları sağlanacaktır. Yaşlılar için bakım evleri, vakıf statüsüyle geliştirilecektir. Fiziksel ve psikolojik yönden hayatını idame ettiremeyen bakıma muhtaç kişiler yaş sınırına bakılmaksızın devlet tarafından barındırılacaktır. Evsiz insanlar için özel barınma imkânları sağlanacak, bakım evleri her çeşit sağlık ve rahat yaşama imkânlarıyla donatılacaktır.

 

DIŞ POLİTİKADA BARIŞ VE DİYALOĞU ESAS ALACAĞIZ

 

Dış politikamızın ana eksenini, ülkemiz adına son yıllarda yapılan telafisi güç yanlışlıkları düzeltmek oluşturacaktır.  Milli İttifak iktidarında dış politikada barış ve diyalog esas alınacaktır. Hiç vakit kaybetmeden komşularımızla iyi ilişkileri geliştirilecektir. Eş zamanlı olarak tüm dünyada barış ve diyalogu geliştirecek politikalara ağırlık vereceğiz. En öncelikli politika olarak ülkemizde bulunan Suriye vatandaşlarının bir an önce ülkelerine dönmeleri için gerekli çalışmaları başlatacağız.  Öncelikle şu hususu ifade etmeliyiz ki, Milli İttifak olarak bizim amacımız yeryüzünde yaşayan bütün insanların mutluluğudur. Biz, bütün insanlığın huzur ve barış içinde yaşamasını istiyoruz. Bu amaca ulaşılması için, hakka dayalı âdil bir uluslararası düzenin kurulması gerekmektedir. Bizler, zengin tarihî mirası ve stratejik coğrafyasıyla Türkiye’nin âdil bir uluslararası düzenin kurulmasına öncülük edecek tarihî tecrübeye ve sağlam değerlere sahip olduğuna inanıyoruz.” düşüncelerine yer verdi.