CHP Zonguldak  Milletvekili Şerafettin Turpcu’nun Zonguldak’taki termik santrallerin halk sağlığına ve çevreye olan olumsuz etkilerini bir kez daha gündeme taşıdı.

Turpcu, “Zonguldak hava kirliliği ve bunun neden olduğu olumsuz etkilerden en fazla mağdur olan illerin başında gelmektedir. Gerek Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde sormuş olduğumuz sorulara, gerekse vermiş olduğumuz yazılı soru önergelerine Sayın Bakanlardan gelen yanıtlara baktığımızda, kağıt üzerinde her şeyi normal ya da olduğundan daha iyi göstermeye çalışan bir çaba olduğunu görüyoruz, ama ortada bir de Zonguldak gerçeği var.” Sözleriyle başladığı açıklamasını şöyle sürdürdü:

“KOORDİNASYON YOK”

“Ülkemiz, 14 yıldır tek parti iktidarı tarafından yönetilmesine rağmen Bakanlıklar arasında ve kurumlar arasında bir koordinasyon yoktur. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Enerji Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ortak paydaları olan konularda işbirliği, diyalog ve koordinasyon içerisinde değildir. Koordinasyon olmadığı gibi ilgili Bakanlıklar kendi sorumluluklarını da olması gerektiği gibi yerine getirmemektedir.

“SONUÇ NEDİR DİYE SORDUM”

Plan ve Bütçe Komisyonunda, dönemin Sağlık Bakanı Sayın Müezzinoğlu`na yöneltmiş olduğum; `Bugüne kadar termik santrallerin yapıldığı yerlerde solunum sistemi hastalıklarından, kanser hastalığına kadar halk sağlığını tehdit eden pek çok sonucun ortaya çıktığı bilimsel verilerle ortaya konulmuştur. Bu konuda Bakanlığınızın Zonguldak için yaptığı bir çalışma var mıdır? Varsa, sonuçları nelerdir?` sorularıma, Sayın Bakan yazılı olarak şu cevabı gönderdi:

“BAKAN ARTIŞ OLMADIĞI SONUCUNA VARMIŞ”

`Zonguldak ili için Bakanlığımızda mevcut veriler ile Türkiye`ye ait veriler aşağıda yer almaktadır. Bu verilerden de anlaşılacağı üzere Zonguldak ilinde kanser vakalarında bilimsel olarak anlamlı bir artış söz konusu değildir.`

Zonguldak ve Türkiye Kanser Görülme Sıklığı (2013 yüz binde)

Zonguldak : 231,5 (2013)             Türkiye: 236,9 (2013)  

Sayın Bakan, sadece 2013 yılı Zonguldak ve Türkiye kanser görülme sıklığı verilerini karşılaştırarak `bilimsel olarak anlamlı bir artış olmadığı` sonucuna varmış. Ancak Sayın Bakan, Zonguldak için geriye dönük yılları kapsayacak şekilde, ülkemizde termik santral bulunmayan illere göre ve kanser türlerine göre bir kıyaslama yapmış olsaydı o zaman bilimsel olarak anlamlı bir artış olup olmadığını görebilirdik.

“SAĞLIK SORUNLARI ÜZERİNDE DURMAK ZORUNDAYIZ”

 

Hava kirliliğinin halk sağlığına etkisine ilişkin Zonguldak’a dair bir çalışma yapılmadığını da görüyoruz, bu cevaplar Zonguldak halkının sağlığının Sağlık Bakanlığı nezdinde değerini de özetlemektedir. Hava kirliliği sorunu ve hava kirliliği kaynaklı sağlık sorunları üzerinde durmak zorundayız.

Biz sorularımızı, Hükümet değişikliği sonrası görev değişimi olduğundan yeni Bakan Sayın Akdağ’a daha kapsamlı şekilde yönelttik. Kendilerinden -eğer- önergemize yanıt gelirse kamuoyuyla paylaşacağız.

“TERMİK SANTRAL BÖLGESİ ÇOK KÖTÜ DURUMDA”

Zonguldak’ta kirletici değerlerin çoğu zaman limiti aştığı hatta astronomik değerlere ulaştığına şahit olduk. Türkiye'de iyi/orta olarak tanımlanan hava kalitesi Avrupa açısından değerlendirdiğimizde zaten kirli sayılıyor. Zonguldak’ta hava kalitesi değerlendirmesi uzun süre ‘hassas’ düzeyde kaldı, bu şekilde değerlendirildiğinde Zonguldaklıların yılın neredeyse her günü kirli hava soluduğunu görecektik.

Termik santral bölgesinde durum çok daha kötü durumdadır. Daha önce verdiğim önergeye, yine dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı`dan gelen `Zonguldak-Çatalağzı, termik santrallerin bulunduğu alanda, düzenli olarak ölçüm yapan herhangi bir hava kalitesi izleme istasyonu bulunmamaktadır` yanıtı durumun vahametini ortaya koymaktadır. Burada hava kalitesi izleme istasyonu bulunduğu halde veriler `Ulusal Hava Kalitesi İstasyonuna` entegre edilmediği için, Sayın Bakan buradaki istasyonun varlığını kabul etmemektedir.

“KALP KRİZİ VE KANSER RİSKİNİ ARTIRDIĞI TESPİT EDİLMİŞTİR”

Baca gazları ve çıkan partiküller insan sağlığına ve çevreye büyük zarar vermektedir. Konunun uzmanları bu taneciklerin bronşite, anfizeme ve damar hastalıklarına bağlı ölümlere neden olabildiğini açıkça söylemektedir. Bununla birlikte sözü edilen nedenlerle oluşan hava kirliliğinin özellikle yaşlılar, kalp ve akciğer hastalarında ölüm riskini artırdığı, damarlarda pıhtılaşma eğilimini yükselttiği, emboli, inme, kalp krizi ve kanser riskini de artırdığı tespit edilmiştir. Bu nedenle takiplerin düzenli yapılması ve önlemlerin alınması gerekir.

Başka bir açıdan bakacak olursak, Çatalağzı Kokurdan Mahallesi`nde kül barajının setinin patlamasından dolayı, kü​llerin rüzgar estiğinde adeta volkan patlamış gibi mahallenin, evlerin üstüne saçıldığını biliyoruz. Bu durumun bölge halkı ve çevre için yarattığı olumsuz etkiler ciddiye alınmalıdır.

 “EN ÖNEMLU UNSUR HALK SAĞLIĞI”

Mevcut bu anlayışla, mevcut kömürlü termik santrallerin olumsuz etkilerinin minimize edilmesine yönelik bir çalışma dahi yapılmadan yeni termik santrallerin yapılmasının planlanmış olması nedeniyle Zonguldak’ın geleceği çok büyük tehdit ve tehlike altındadır. OECD raporlarına göre geçen sene Türkiye'de hava kirliliği nedeniyle hayatını kaybeden kişi sayısı 29 bin kişidir. Bu oran trafik kazalarında hayatını kaybedenlerin 6 katı kadardır. Bu durum geniş çerçevede durumun ne kadar ciddi olduğunu ortaya koymaktadır.

Zonguldak hava kirliliğinden en fazla etkilenen şehirlerin başında gelmektedir. Türkiye’de Hava Kirliliği 2016 Raporu da bunu açıkça ortaya koymaktadır. Gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, gerekse Sağlık Bakanlığı bu konuda üzerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmemektedir. Türkiye’de halen termik santrallerin yoğun olarak bulunduğu ve yenilerinin planlandığı il konumundaki Zonguldak`ta gerekli tedbir ve önlemler alınmalı, en önemli unsur olan halk sağlığı göz ardı edilmemelidir.” ​