Kandillililer Derneği Başkanı Korhan Us geldi haber merkezine. Çocukluk arkadaşım Korhan sağolsun gelip geçerken yol üstü uğrar sık sık. “ Merhabası yanında” dostluğun eskitilmemesine dayalı ilişkiler o kadar çok önemli ki! Korhan’ın bu samimiyeti  ile yılları geride bırakırken, son ziyaretinde  dedim ki, “Hadi gel Turgut Civelek’i ziyarete gidelim. Uzun bir sağlık mücadelesi verdi. Hem geçmiş olsun deriz.”

Gidelim mi, gidelim !

Gittik!

Her bayram ziyaretin gitmeye çaba gösterdiğim Leman Ablam’a da uğrayıp elini öpmek nasip oldu böylece.

Ah Leman Ablam ah!

Böyle sevecen kadın olmaz.

82 yaşında ve gözleri bir güleç ki!

“Canım benim” derken, insanın içi ığıldıyor.

Turgut Abi’nin evi kütüphane.

Çok ayrı bir dünya.

Günlerce o odadan çıkmak istemez insan.

Sadece kitapları incelemek için bile haftalar, aylar gerek.

Sevgili eşi Şule Öğretmen “balkona çıkalım” demese yerimizden oynamayacaktık valla.

Balkon da balkon hani.

Kirmanlı’dan bakınca Ereğli ayaklarının altında.

Turgut Abi’nin evi kütüphane de kendisi değil mi?

Bir başladık Kandilli havasıyla muhabbete ki, anlat anlat bitmez.

Yaşamız Kemal’e çoktan erse bile bilmediğimiz ne kadar çok şey var.

Turgut Abi’nin anlattıklarının çoğunu bilmiyoruz ki! 

Birgü Öğretmenin babasını bile dile getirdi.

Sonrasında konu “Kandilli Bir Kültürdür” sözüne geldi.

Bu “Kültür” sözünü irdeledik.

Ortak noktalarımıza parmak bastık.

Kirmanlı’da hiç böyle güzel  çay içmemiştim.

İnanın yerimizden kalkmak zor geldi.

Öyle ya, gazeteye geleceğiz ve çalışacağız.

İzin istedik.

İzin isterken de, “bir akşam bu balkonda buluşma” sözünü de verdik ki, söz verince akan sular durur.

Yani, söz tutulur.

Sözümüz söz.

Kandilli tadında muhabbet kime yakışmaz ki?