Ülkemizde yerel yönetimlerin kontrolünde hareket mekansız çarpık yerleşim kültürü olarak gelişmektedir. Bu bağlamda kent kültürü ve spor kültürü çelişmektedir.

 

Uyuşturucudan teröre uzanan tehlikeler dikkate alındığında herkesin doğal hakkı olan spor yapma konusunda yerel yönetimlerimiz çok önemli fırsatlara sahip olduğu görülebilir.

 

Ekonomik krizin günden güne gerdiği kamuoyu spor ile bu streslerinden bir nebze de olsa kurtulabilir. Spor kişinin ruh ve beden sağlığını güvence altına alan, onun top luma uyumunu sağlayan, hayatın gerginlik ve sürtüşmelerini masseden bir araçtı”.

 

Spor yapmanın asıl amacı, sağlığı korumak, genç ve dinç kalmak, aynı zamanda kişisel yeteneği geliştirerek belirli yarışmalarda fert ve grup olarak üstünlük sağlamaktır. Bir etkinliğin spor olabilmesi için oyun, mücadale, yoğun beden çalışması gereklidir. Spor ancak eğitim konusu olduğu takdirde kültürden sayılır. Halkın spor kültürünün gelişiminde yerel yönetimlerin avantajları masaya yatırıldığında çok bilgiler karşımıza çıkıyor. Önder Spor Servisi halknı spor kültürünün gelişiminde yerel yönetimlerin avantajlarının yapılan değerlendirilmesini spor severler ile paylaşıyor.

 

Kültür Kavramı ve spor Kültürü

Kültür toplumun, Sosyal miras ve geleneklerini, Yaşama biçimini İdeallerini, değerlerini ve davranışlarını, çevreye uyum biçimini, Geniş anlamda eğitim biçimini yansıtır, Öğrenilen ve yeni kuşaklara aktarılan davranış örüntüleri yada kalıplarıdır. Toplum eğitiminin amaçlarından birisi de o toplumun kültürel birikimini sürdürmektir. Bunun yolu da bireyi eğitmekten geçer. İnsan yeteneklerini genleri ile sürdürür. Kültürün ise böyle bir şansı yoktur. Kültür, bir yaşam biçimi  ve yorum aracıdır. Diğer bir yaklaşımla kültür, düşünsel, yaşamsal davranış ve değerler bütünü olarak nitelendirilmesidir. Kültür, toplumun davranış, biliş ve duyuş kalıplarının bütünüdür. İnsan içinde yaşadığı toplumdan aldığı kültürle beslenip yetişir ve farklılaşır.

 

Eğitim Tanımlarının Özellikleri

Süreci evrensel olmasına rağmen toplumlar kendilerine  uygun insanı, kendilerine özgü eğitim süreci ve sahip oldukları kültür içeriği ile yetiştirirler. Eğitim tanımlarının ortak özelliği, eğitimin bir süreç olması ve kişinin önceki durumdan daha yeterli hale gelme yani değişme sürecidir  Eğitimin amacı ve aracı insandır, kaynağını felsefeden, geçerliğini bilimden, değerini toplumdan alır. Kısaca; Öğrenme, yaşam ve deneyimler yolu ile kişinin davranışlarına yönelen değişim eylemidir. Diğer bir anlatımla kültür ve eğitim bir bütündür. Kültür insanlık tarihinin, ilkel yaşamdan uygar topluluğa erişmesine ışık tutan ortak mirasıdır. Böylece eğitim, toplum kültürü açısından önem kazanır. Toplumlar kültürlerini sürdürme sorumluluğunu gözardı edemez. Gençliğin eğitim yönelimleri ise şansa bırakılamaz.

 

Spor Sadece “Skor” mu ?

Biz mi “Skor Bağımlısı”yız ?

Spor Kültürü: Spor Kültürü, yukarıdaki taploda görülen tüm değerleri geliştirme fırsatına sahip bir “eğitilmişliği” gerçekleştirebilir. Spor insanın yaşama biçiminin parçası olan bir süreçtir. Bir davranış biçimidir; Fiziksel uygunluk ve becerileri içeren Psikomotor davranışları, Bilgi, anlayış, uygulama, analiz, sentez, algılama, değerlendirme gibi bilişsel becerileri, Değerler geliştirme, toplumsallaşma, kabullenme, bireyler arası ilişki, başkalarını dinleme, adil olma.. v.b   duyuşsal tutum ve davranışları.. İçeren bir yaşama biçimidir.

 

Yerel yönetimler için 

Spor önemli bir  hizmet fırsatı mı?

Yerel yerleşimlerde hareket mekanları, yaşam planlamasının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Ülkemizde yerel yönetimlerin kontrolünde hareket mekansız çarpık yerleşim kültürü olarak gelişmektedir. Bu bağlamda kent kültürü ve spor kültürü çelişmektedir. Yerel yönetimlerimizin “konfor”u hareketsiz yaşama biçimi olarak görmekten vazgeçmeye yöneltecek, kültür hizmet fırsatları bulunmaktadır. Uyuşturucudan teröre uzanan tehlikeler dikkate alındığında herkesin doğal hakkı olan spor yapma konusunda yerel yönetimlerimiz çok önemli fırsatlara sahip olduğu görülebilir. Yerel yönetimler insanın hareket hakkını bir yaşama hakkı olarak ele alıp,  halka bir spor hizmeti verme anlayışını yeniden keşvedebilir. Halkın Gönüllülük(İmece) potansiyellerinden yararlanarak kendi çocuklarına, gençlerine yetişkinlerine ve yaşlılarına fazla ekonomik yüke girmeden spor yaptırma fırsatını kullanabilir. Yörede halkın ve kulüplerin yararlanacağı spor tesislerinin planlı olarak halkın ihtiyacını karşılayacak biçimde sağlayabilir.

 

DESTEKLER ÖZENDİRİR

Tüm üyelerine spor yapma zorunluluğu getiren “örnek kulüpler”i destekleyebilir ve özendirebilir. Yerel yönetimler, halka hizmet için oluşturdukları resmi birimler içine bütcesi, personeli ve tesisleri ile “Spor Hizmetleri” için de bir birim kurabilir mi? Yerel yönetimlerde insan yerleşiminin toplu yerleşim alanları(siteler) kişi başına düşecek çağdaş spor alanını ayırma ve yapma zorunluluğu ya da değerlerini geliştirme fırsatını kullanabilir mi? Özel ya da resmi açılacak tüm yöre okullarına açık ve kapalı spor mekanları yaptırılması zorunluluğunu ruhsata bağlayarak kullanabilir mi? Sporda başarı gösteren kulüp ve kuruluşları, yetenekli sporcu yetiştirme ve spor yapan üye sayısına göre ödüllendirebilir mi? Eski 1580 sayılı yasanın 2.faslı ve 15. Maddesinin 33. Fıkrasında belirtilen: “Geliri ne olursa olsun bütün belediyelerin spor sahaları için yer ayırmak” 54. Fıkrasında ise “stadyumlar yapmak,yaptırmak ve işletmek” Spor ve kültürünün geliştirilmesi için nasıl bir fırsattı? Bu bağlamda “mevzuat hazretleri” bu fırsatları kullanmaya engel midir? Varsa engeller aşılası engeller midir yoksa sığınılan can simitleri midir? Ayrılan kaynaklar yerel yönetimin birkaç kişisinden oluşan bir takımı yerine halka adil dağılımını gerçekleştirmek üzere yaygın spora yönlendirme fırsatı kullanılabilir mi?

 

Sağlıklı Kentler Birliğinin Önündeki Fırsat;

Sağlıklı Kentler Birliği Tüzüğünün 14 maddelik amaçları kentin insan sağlığına yönelik hizmetlerini vurguluyor. Acaba “insan varlığının ve koruyucu sağlığının temeli olan “haraket” fırsatları sağlıklı kentler birliğinin bir sloganı olamaz mı? İncelediğimiz kadarı ile Ottawa Şartı;  “Sağlığı Geliştirme, insanları sağlıkları üzerinde kontrol gücüne sahip olma ve sağlıklarını geliştirmeye muktedir kılma sürecidir. Tam olarak fiziksel, akli ve sosyal anlamda iyi olma durumunu sağlıyabilmek için, birey veya grup,isteklerinin farkında olabilmeli, isteklerini tanımlayabilmeli, çevreyi değiştirebilmeli ve çevreyle uyum sağlıyabilmelidir.

 

Sağlık, sonuç olarak, günlük hayatın kaynağıdır, hayatın hedefi değildir. Sağlık, fiziksel kapasiteler olduğu kadar, sosyal ve kişisel kaynakları da vurgulayan pozitif bir kavramdır. Sonuç olarak, sağlığı geliştirme, yalnızca sağlık sektörüne ait bir sorumluluk değildir aynı zamanda sağlıklı yaşam tarzlarından gönence doğru ilerlemekte olan bir süreçtir.” Olduğunu vurgulamaktadır.

Sağlığı geliştirme ile ilgili bölümde de;  “Sağlık hizmetlerinin ötesinde bir konuma sahip olan sağlığı geliştirme, tüm sektörlerde ve tüm seviyelerde politika üreticilerini, kararlarının yarattığı sağlık sonuçlarının farkında olmaya ve sağlık için sorumluluklarını kabul etmeye yönlendirerek, sağlığı gündemde tutmaktadır.” denilmektedir. Bu bağlamda sağlıklı kentler birliğimizin önünde önemli bir fırsat var. O da koruyucu sağlık hizmetlerinin en önemlisi ve WHOnun 2005 yılını Beden Eğitimi ve Spor Yılı olarak ilan etmesinden hareketle, “hareket ve sporu” bir slogan haline getirerek, gerek avrupa gerekse dünya platformlarında yeni bir slogana imza atmak...