Afrika’da yaşayan Avustralya’da da benzeri olan türdür. Etinden, yumurtasından faydalanılır. Hatta At gibi binildiğini gösteren fotoğraflar da mevcuttur. Ne de olsa vahşi bir türdür. Gagasının, ayaklarının vuruşu ile bir insanı yaralayabilir hatta öldürebilir. Yumurtası hayli iri ve kalın kabukludur. 25 Yumurtaya bedeldir. En önemlisi de eskiden camilere asılarak örümcekleri ve böcekleri kaçırdığı söylenir. Ama bizim esas bildiğimiz özelliği, kafasını kuma gömmesidir. “Devekuşu gibi kafasını kuma gömüyor” sözüyle kültürümüzde yer almıştır. Biz de konuya burada dahil olacağız.

Yukarıdaki cümleye istinaden toplumdaki olaylara ve toplumsal davranışlara bakacağız. Bugün hayli hızlı sosyal ve ekonomik dinamiklerin içinde yaşıyoruz. Bu dinamikler karşısındaki tutumuz ise ilginç derecede devekuşuna benziyor ama bir farkla;

  • Toplumumuzda hırsızlığı kabullendik ve de olur diyoruz
  • Genetiği değiştirilmiş tohumlar kısırlık, kanser yapar diyoruz, inanmıyoruz..
  • Kadın cinayetlerine ses çıkarmıyoruz
  • Tecavüzlere, öyle giyinmeseydi gözüme battı, tahrik oldum diyoruz..
  • Pedofili (çocuk tacizi) olaylarına rızasıyla oldu veya şeytana uydum diyebiliyoruz.
  • En basit meselede bile şiddete yöneliyoruz ama istemeden oldu diye savunuyoruz
  • Glikoz şurubu kanser, obezite, şeker(diyabet) nedeni. Biliyoruz ama aldırmıyoruz.
  • Cinayet, yaralama olaylarını film izler gibi izliyoruz, birisi müdahale etsin, polise haber versin diye bekliyoruz
  • Tank fabrikasına 50 milyon dolar bulamıyoruz ama ülkenin en yakışıklı zampara müteahhidini kurtarmak, Amerika bandralı yatında sevgilileriyle yaşasın diye 1.750 milyon DOLAR bulup kurtarıyoruz.
  • Ülke çölleşiyor, ağaç-orman katliamı hızla artıyor, bakıyoruz
  • Yer altı- yer üstü zenginlikleri yabancılara satılıyor, susuyoruz.
  • Hırsızı, katili yakalayıp denetimli serbestlikle salıp, aldırmıyoruz.
  • ORDU fetöcülerle darmadağınık ediliyor, bakıyoruz.
  • Çocuklarımızın istikbali sorular çalınarak ellerinden alınıyor, ses çıkarmıyoruz.
  • Ülkemizin ONURU yabancıların söylem ve davranışları ile ayaklar altına alınıyor, susuyoruz..
  • Daha birçok örnek verebiliriz ve de verebilirsiniz.

Başımızı kumun içinden çıkarmıyoruz. >

Bizim başlarımız neden açıkta değil?!.. Yoksa Devekuşu soyundan mı geliyoruz!?!!..

Devekuşu gibiyiz ama devekuşları bizden farklı.. Onlar, güneşten korunmak için başlarını kuma sokuyorlar….

Bizlerse gerçeklerden kaçtığımız, utandığımız için mi başımızı kuma sokuyoruz?.. Bunun cevabını kendimize vermek zorundayız..