Tufan Türenç’de veda etti.

Dedi ki., “An gelir Tufan Türenç ölür.”

An geliyor, gelecek.

Ve de hiç durmayacak ki.

Hani meşhur bir söz “Her fani ölümü tadacaktır” diye.

Tattılar, tadıyorlar, tadacağız.

O gün geldiğinde, attaaaaa!

**

Tufan Türenç, gazetecilik mesleğinin gerçek anlamda en kıdemlilerinden biriydi.

Geçmişi tertemiz bir gazeteci olarak tanındı, bilindi, yaşadı ve gitti.

O da gitti ve ardından bir dolu olumlu iz bıraktı.

Ne güzel.

Helal olsun.

Mesleğini Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumlulukları Bildirgesine sıkı sıkıya bağlı olarak yerine getirmenin derin huzuru ile göçüp gitmenin onurunu Tufan Türenç’e yeter de artar bile.

O bir ekoldü ve hep o duruşu ile hatırlanıp anılacak.

Ve de biliyorum ki genç kuşaklara örnek gösterilecek gazeteciler listesinde yer alacak.

Saygıyla selamlıyorum Tufan Türenç’i.

Sevgili eşi Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ve ailesi ile sevenlerine “acınızı paylaşıyorum” diyorum.

Işıklarda uyusun, uyusun, uyusun.

**

Yaz mevsimi iç gıcıklıyor.

Ha geldi ha gelecek derken, bizi kışa tutsak eden bu yılın koş ve ilkbahar mevsimi yeni yeni kendine geliyor.

Sert geçti kışımız.

Öyle sert geçti ki, “2022 kışında ne de çok kar yağdı ya” diye anımsayıp anlatarak paylaşacağız.

Ama şu var, bu yaz mevsimi bereketli geçecek.

Kar yağdı toprak doydu.

Oh ne güzel bereket var diye sevinirken, bereketin bereketi olarak bir daha yağdı. Yetmedi bir daha bir daha.

Kar yağarda yağmur durur mu?

Durmadılar.

Kimi zaman peş peşe kimi zaman da karışık kuruşuk yağdıkça toprağı beslediler.

Toprak doydu.

Ve şimdi aldığını ürün olarak vermeye hazır.

Bir ek bin versin.

Yetmez on bin yüz bin versin.

Ama ek.

Her kim ki, bağı bahçesi var ve ekmiyor ise yazık.

O toprak üzülür.

Ağlar ki, “ben bunca verimli olmaya hazır iken benim aşksız bırakanlara yazıklar olsun” der.

Küçücük bir yeri olan da eksin.

Aşkla.

Şevkle.

Özlemle.

Ek/ekin ki, toprak ana bize küsmesin.