CHP Kdz.Ereğli İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen dayanışma gecesi düzenlendi.

  

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kdz.Ereğli İlçe Başkanlığı tarafından Gülüç Büyük Anadolu Otel'de dayanışma gecesi düzenlendi. Yoğun katılımın olan gece saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başladı. Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı CHP Kdz.Ereğli İlçe Başkanı Hayrettin Kartal yaptı.

 

SEÇİM KOORDİNASYON KURULU KURULDU

İlçe Başkanı Hayrettin Kartal, yaklaşık 1 ay önce oluşturulan seçim koordinasyon kurulunun daha ilk toplantısında bir dayanışma gecesi düzenleyerek parti meclis üyesi Tuncay Özkan'ın davet edilmesi kararı çıktığını belirterek, "Toplantı sürerken kendisini aradım, kendisi bizi hiç kırmadı ve programı dolu olsa bile bizim için boşaltacağını, bizimle olacağını belirtti" dedi.

 

"NE KADAR ÇOK DERT VAR"

Yeni yılda yeni umutlarla aydınlık bir geleceği aydınlık bir Türkiye'yi birlikte kurmak özlemi ile bir arada olduklarını söyleyen Kartal şu ifadelere yer verdi: "Böyle bir gecede nasıl bir konuşma hazırlayayım diye düşündüm. Ülkemizin bir çok sorunu var. Bu acılı bu yalnız bu güzel ülkemizin ve insanlarımızın ne çok derdi var. İşsizlikten mi yoksulluktan mı söz etsem. Çürümeye terk edilmiş tersaneler, kapatılmaya yüz tutmuş madenleri mi konuşayım? Hayat pahalı ve zamlarla insanca yaşamdan uzaklaştırılan milyonlarca emekliye günlük bir simitlik maaş artışını mı konuşayım? Siftah yapmadan kepenk kapatan esnafımı, taşeron köleliği, atanamayan öğretmenleri, yoksul köylüleri mi konuşayım?

 

"ÇİZMELERİMİ ÇIKARTAYIM MI?"

Dindar ve kindar bir nesil yetiştirmeyi kafasına koymuş zihniyetin ülkeyi nereye sürüklediğini mi? Gezi eylemlerinde katledilen Berkin, Ali İsmail'leri sonra Soma'daki madenci katliamındaki kocasını kaybeden bir kadının, 'siz sülükler biraz daha zengin olun diye bizim çocuklarımız babasız kaldı' haykırışları geldi gözümün önüne. Yaralı madencinin ambulansa bindiğinde, 'çizmelerimi çıkartayım mı?' diyişini sonra Ermenek'te,  'benim oğlum yüzme bilmez ki' diyen acılı anne geldi gözümün önüne. Hani oğlunun cenazesinin başında 3 liralık lastik ayakkabısı ile oturan, yoksulluğun çaresizliğin simgesi Recep amca. Sonra gözümden düşen iki yaş boğazımı düzenleyen bir taşın ağırlığı ve sonra tepeden tırnağa patlamaya hazır bir volkan gibi tüm yüreğimi kaplayan öfke, ülkemize halkımıza sahip çıkma  gücü. Herkesin insanca onurlu bir şekilde yaşadığı emekten aydınlıktan yana bir Türkiye hasretini artık dindirmeliyiz. Şimdi karanlıkları yarma vaktidir şimdi yılların hasretini dindirme vaktidir. Bu kararlılık bu mücadele gücü bizde fazlasıyla vardır. Yürekten inanıyorum ki bunu hep birlikte başaracağız" dedi.

 

KÜRSÜ YERİNE KATILIMCILARIN ARASINDAN SESLENDİ

Kartal'ın konuşmasının ardından CHP Parti Meclis Üyesi Tuncay Özkan konuşmasını kürsü yerine katılımcılarının arasına giderek gerçekleştirdi. Özkan, iktidar olmaları durumunda, Türkiye’de işsiz kimsenin kalmayacağını iddia etti. Seçimlerin yapılacağı haziran ayının kutlu tarih olduğunu kaydeden Özkan, Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidar olması durumunda, CHP’nin vaatlerini söyledi. Seçimi nasıl kazanacaklarının formülüne de açıklayan Özkan, belirlediği yol haritasını anlattı. CHP'nin ‘baba ocağı’ olduğunu partisinde, hırsız, katil ve hainler hariç her görüş ve düşünceden olan insanlara yer olduğunu duyuran Özkan şöyle konuştu:

 

"KAPI KAPI DOLAŞMALIYIZ"

"Türkiye’yi yeniden Mustafa Kemal’in aydınlığı ile geleceğe hazırlamaya, geleceği kazanmaya varız. Kapı kapı dolaşmak zorundayız. Enerjinize çok ihtiyacımız var. Türkiye’de ki her kapıyı çalarak ve oradaki insanların ihtiyaçlarını karşılayarak bir yolculuk yapmak zorundayız. Kapıyı çaldığımızda içeriden soruyorlar, ‘bulgurla mı geldin? makarna mı getirdin? Mercimek mi getirdin? Ne ile geldin?”, ‘Umutla geldim’ diyeceksiniz. Adalet ve özgürlük olmazsa Cumhuriyet olmaz. Önce adaleti yok ettiler. Mustafa Kemal Atatürk, 1926 yılında Ankara Hukuk Fakültesi açılış konuşmasında şöyle demiştir: ‘Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir. Cumhuriyet idaresinde kimsesiz olmaz. Kimsesizin hakkını savcı verir.’

 

"3 SAVCININ KARŞISINA ÇIKARILDIM"

Ben, Ergenekon davasında 3 savcının karşısına çıkartıldım. Savcının elinde tuttuğu yekpare tesbih, başparmağından aşağıya sarkıyordu. Elinde puro vardı ve arkasında o puroların kutularından bir duvar örmüştü. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde 33 yıl gazetecilik yaptım. Ben hayatımda böyle bir savcı görmedim. Derhal itiraz ettim. Tespihi ve puroyu elinden bıraktı. Ben hep aynı şeyi sordum; benim suçum ne? Bana suçumu söyleyememekten o kadar bunaldı ki yakınındaki Nihat Taşkın rahatsız oldu ve bana dönerek, ‘sizin evinizden Atatürk’ün Bursa Nutku çıkmış, doğru mu?’ dedi, ‘doğru vallahi’ dedim. Atatürk’ün Bursa Nutkunun çıkması, ‘Ergenekon Terör Örgütü üyeliğinin delilidir’ dedi.”

 

İŞSİZLERE İŞ SÖZÜ 

Seçim çalışmaları kapsamında, gidilen evlerde ne gibi sözlerin verilmesi gerektiğini de anlatan Tuncay Özkan, konuşmasını şu cümlelerle sürdürdü: “Türkiye’ye 3,5 milyon işsiz var, işsizlerin tamamına iş olanağı sağlayacağız. Herkesi, evinde kerdi ayakları üzerinde durup yaşayabilecek hale getireceğiz. CHP iktidara geldikten sonra, bir yıl içinde, eğer evlerde işsiz kalırsa gelin benim yakama yapışın. Her gittiğiniz evde, Cumhuriyet Halk Partisi olarak söz verin. Bütün işsizlere iş vereceğiz"

 

(Haber: Mustafa Kemal Bektaş)