Şimdi diyecekler ki; Dünya Kadınlar Günü.

Doğru mu?

Tabi ki doğru!

Dünya kadınların üzerine kurulmuş.

Onlar ne derse o!

Var mı aksini söyleyen?

Olmaz!

Olamaz !

 

Hayır!

Evet bu “Hayır!” benden geldi.

Ben diyorum ki, dünya kadınlar günü ayrımcılık.

Yanlış.

Haksızlık.

Hatta ve hatta !

Bölücülük!

 

Biliyorum şimdi bazı kadın arkadaşlar “yine bu ne diyor?” diyecekler.

Hatta!

İçlerinde öfke duyup, bu öfkelerini yazının sonunu bile okumadan saydırmaya başlayanlar bile olur.

Okusunlar.

Saydırsınlar.

Evet ısrar ediyorum ki, bu kadın hakları ve kadına şiddet ifadeleri  çok hızlı bir şekilde sadece cinsiyetler değil, evrendeki tüm canlılar arasında kutuplaşmaya giden bir süreçtir.

Ne demek kadın hakları günü.

Bana kimse emek mücadelesi ile elde edilen süreci hatırlatmaya kalkmasın.

Biliyoruz! Her yıl bu 8 Mart günlerinde yapılan ansiklopedik açıklamaları ezberledik.

Ama benim söylediğim farklı.

Çarpıklık ve yanlışa “dur!” deme kararlılığım.

Nasıl ki,  “Kadına Şiddete Hayır!” yaldızlı sloganını yanlış buluyorsam.

Sebebini de “Şiddetin ayrımcılığı yok, olamaz!” diye bağırıyorsam.

En çok şiddeti çocuklar görür.

Bir de hayvanlar!

Tüm bu gerçeği yok sayıp, şiddeti “kadın!” olarak görüp en öne geçirenlerin uyanıklığının fark edilmesi için “Kadına şiddete hayır!” sloganına kafa tutuyorum.

Şiddetin ayrımı mı olurmuş?

Kimden gelir ise gelsin her türlü şiddete hayır!

 

İşte bu gerekçelerimle 8 Mart gününe itirazım var.

Toplumu bölmeyin.

8 Mart  “Dünya Emekçi Halkların Günü” dür!

Emekçinin sadece kadını mı var?

8-10 yaşında çocuklar evlerine ekmek götürmek için her türlü işi tüm tehlikeleri göze alarak yaparken, “Dünya Emekçi Kadınlar Günü”ne karşı duruyorum.

Durmaya da devam edeceğim.

Eğer ki, çocuk erkilden kadın erkile doğru hızla değişim ve dönüşüm yapan bu toplum, bu kötü gidişatı görmez ise gün gelecek öyle bir tehlike var ki, aklınız almaz!

Söyleyeyim mi?

Tutamadım kendimi ve açıkça ilan ediyorum.

Bu kadınlar var ya bu kadınlar.

Yakında diyecekler ki: “Başımız ağrıyor yasası!” çıksın.

İşte o zaman, erkekler  bu sinsi tezgahın farkına varacak ama, iş işten çoktan geçmiş olacak.

 

Uyanın!

Uyanın erkekler!

Siz değil misiniz, “neredesin, yanında kim var, aç bakalım kamerayı, derhal eve gel” sözleri başta olmak üzere her türlü baskı ve işkenceyi yaşayan.

Teslim olmuşsunuz kadınlara ve çıkıp meydanlarda “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” diye nutuk atıyorsunuz.

Devam edin aymazlığa.

Yakında kalırsınız baş başa,

Kimle/kimlerle mi?

O’nu da siz bulun yahu!