Yine aylardan kasım.

Canım sıkkın.

Yıl sonuna doğru yürüyoruz.

Bir yanımız bahar gibi.

Bir yanımızda kış.

Sanatçı Ebru Gündeş’in  yeni kaseti düştü önüme.

Araf’tayım diyor.

Bir Devir bitti diyor.

Ne bu şimdi.?

Kime diyor?

Ne mesajları veriyor?

Dalıyorum.

Düşüncenin derinliklerine.

Gazetecilik dibe vurmuş.

Bir çeşit esarette.

Düşüncenin ifadesi tutsakta.

Otosansürsüz yaşanmaz.

Gazeteci olunmaz.

Bence.

Hal böyle olunca.

Nostalji takılıyor insan.

Anılarına gidiyor.

Geçmişi irdeliyor.

Önder’i okuyorum.

O’da ne 8 kasım.

Kömürün bulunuşunun yıldönümü.

Uzun Mehmet masal demişler.

Desinler.

Zaten tarih dediğin bi dolu yalan !

Biz yalanlarla,masallarla büyüdük yıllar yılı.

Biziz gerçek olan.

Biz.

O masallara anlam katan.

Masal  Uzun Mehmet’in Kestaneci köyüne anıt yapılmıştı.

Seksenli yıllar.

Sararmış resimlerim.

Önünde Ereğli yerel basın temsilcileri.

Hemde ilk gazeteciler derneği kurma arifesi.

İlkler biziz.

Bizi kim  toparlıyor?

Nihat Can.

Cumhuriyet gazetesi Ereğli muhabiri.

Hatırlıyorum,gözlerim doluyor.

Artık yok.

Işıklar içinde olsun.

Aylardan Kasım.

Uzun Mehmet.

Halidun ağabey’in oğlu  Gürdal büyümüş.

Masal diyor.

Anıt.

Etrafında gazeteciler.

Bedri Erel;masal değil ,gerçek!

Ereğli Gazeteciler Derneği.

Nihat Can.

Yokluğu!

Tam o sıra Eyüp’ün  yazısı düşüyor önüme.

Bankacı Ali Yılmaz’ın kurban bayramında  vefatını yazıyor.

Yanıyor,içim yanıyor.

Yangınlardayım.

Anılarım yanıyor.

Hayatımın yakın tarihinin parçaları yanıyor.

Ali müdürü sevgiyle özlemle anıyorum.

Işıklar içinde yatsın.

Bu Kasım bir hüzün.

Eylül’den beter.

Ereğli .

Siz nasılsınız?

Siz.

Masalların kuşatılmışlığında.

Ne kadar gerçeksiniz?

 

http://www.katilimcimaltepegazetesi.com/