Kdz. Ereğli’ye gelen Nobel Ödüllü Aziz Sancar’ın yeğeni olan  Zafer Figen Sancar Tiryaki, dayısı ile ilgili anı ve görüşlerini Ereğli Önder’e anlattı.

Dayısı Aziz Sancar’ın geçtiğimiz yıla kadar cep telefonunun bile olmadığını, Türkiye’ye geldiğinde herkesin elindeki telefonları gördüğünde çok şaşırdığını belirten  Z.Figen Sancar Tiryaki, kendi adının önündeki  “Zafer”i  de dayısının verdiğini belirtti.

Dayısının yaşam tarzıyla mütevazilikten asla vazgeçmediğini de belirten Tiryaki, “Yıllar önce Amerika’da kazandığı ödül karşılığı kendisine hediye edilen jeep’i ‘de  “komşulara ayıp olur” diye alt sokaklara park ederek evine giderdi” dedi.   

Mersin’de yaşayan Z. Figen Sancar Tiryaki, 25 yıllık yakın arkadaşı olan Funda Karabacak’ın  Kdz. Ereğli’de yaşayan kayınvalidesini ziyarete gelmesini de fırsat bildi.   Arkadaşının ardından Kdz. Ereğli’ye gelen Tiryaki  eşleri ile birlikte Ereğli’den de  Güney’e tatile gittiklerini söyledi. 



Fotoğrafta; Zafer Figen Sancar Tiryaki, Aziz Sancar ve ailesi ile birlikte görülüyor

Eyüp Bektaş’ın haberi: Zafer Figen Sancar Tiryaki Kdz. Ereğli’ye geldi. “Kimdir Zafer Figen Sancar Tiryaki?” derseniz, Aziz Sancar adı sizin için yeterli mi? Aziz Sancar’ı bilmeyenler için iki satır da Türk-Amerikalı akademisyen, biyokimyager, moleküler biyolog, ve bilim insanı.Hücrelerin hasar gören DNA'ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmaları sayesinde 2015 Nobel Kimya Ödülü'nü kazandı.” Bilgisi yeterlidir sanıyorum.

Zafer Figen Sancar Tiryaki Mersin’de yaşıyor ve en yakın arkadaşının adı da Funda Karabacak. Bu ayrılmaz ve kendilerinin ifadeleri ile “aramıza kimse giremez” diyen ikiliden Funda Karabacak Kdz. Ereğli’den Öğretmen Erol Karabacak’ın gelini. Mehmet Karabacak ile evli olan Funda Karabacak kayınpederi ve kayınvalidesini görmek için eşi ile birlikte Kdz. Ereğli’ye geldiğinde,  ardından “sürpriz” diye gelen de can arkadaşı Zafer Figen Sancar Tiryaki oldu. Eşi Rüştü Tiryaki ile birlikte otobüsle Ereğli’ye gelen Z. Figen Sancar Tiryaki ile görüşme şansı bulduğumuzda, elbette ki haberciliğimiz öne çıktı. “Bize Aziz Sancar’ı anlat” dedik. Anlattı o da.

“Sizi tanıyabilir miyiz?” sorusunun ardından söyleşi şöyle gerçekleşti:


Figen-Rüştü sançar Eşi Rüştü Sancar ile birlikte geldiler. 


ZEKASI ANNEANNEDEN

Figen Sancar Tiryaki, Aziz Sancar’ın yeğeniyim. Ortanca ablasının kızı. 8 kardeşler Aziz Dayım, sondan ikinci çocuk kardeşlerin, bütün dayılarım benim okudu. En büyüğü dayım General, ortanca dayım Yarbay’dan emekli, en küçük dayım Makine Mühendisi, Aziz Dayım da çocukluğundan bu yana hepsinden farklıydı ama ananemden almış bu özelliğini, çok zeki bir kadındı, okuma-yazma bilmezdi ama o dönemin şartlarında çok zeki bir kadındı zekasını da ananemden almış.


REÇETEYİ MUSKA  SANDILAR

Çocukluğundan bu yana çok başarılı bir insanmış, hepsinden farklıymış ve ben yabancı ülkede okuyacağım dermiş daha 6 yaşındayken, daha okula bile gitmeden bunu söyleyen bir insanmış. Köyde hep beraber okula giderlermiş akşama büyük dayım subay olduktan sonra dayımın zekasını anlayınca Ankara’ya yanına almış ilk okula orada başlamış, ilk okul ikinci sınıfta gitmiş dayımın yanına orada okumuş, temeli orada atmış. Daha sonra annemlerin yanında da liseyi okudu, üniversitesi İstanbul Üniversitesi’nde bitirdi, sonra doğduğu yere geldi orada iki yıl doktorluk yaptı. Bütün oradaki insanlarını hep tedavi etti ve hatta oradaki kadınlar yazdığı reçeteyi muska olarak yapıp başına koymuşlar zamanında iyileştireceğine bu kadar inanıyorlarmış, o güzel bir anısı dayımın daha önce de paylaşmıştı bir yerde zaten.



Zafer Figen Sancar Tiryaki ve eşi Ereğli’yi çok beğenip sevdiklerini ifade ettiler. 


İNATÇI KİŞİLİĞİ

Sonra dayım inatçı bir kişiliktir yani bizim ailenin genelinde var o inatçılık ama dayımın çok daha fazla hatta küçükken eşeğe binmiş, küçük bir su kenarına gelmiş eşek yürümemiş yürümediği için saatlerce inmemiş eşeğin sırtından en sonunda eşek pes etmiş o sudan atlamış ondan sonra gitmiş yani o inatçılığı esas ona hem zekası hem inatçılığı bu başarıyı getirdi. Çünkü çok sebat etmek gerekiyor yaptığı işte sürekli yılmadan deneyip deneyip sonuca varmak için laboratuvarlarda yatmış Amerika’ya gittikten sonra. Eşi çok büyük destek ona. Eşi Kızılderili kökenli Amerikalı Profesör bizleri de çok seven Türkleri de çok seven hatta geldiği zaman dayımdan daha çok Türk olan bir insan. Bütün aile onu çok seviyor. Dayıma da çok çok büyük bir destek onun başarılı olmasının en büyüt etkenlerinden biri. Her türlü desteği vermiş, onun gece saat 10’lara kadar çalışmasına her zaman destek vermiş. Böyle ev hanımıyım eşim gelsin benimle ilgilensin olayındansa o dayımın hep arkasında durmuş. O da ona çok büyük bir destek.


ÖDÜL SONRASINDA
…..

Bizim çocukluğumuzda çok güzel günlerimiz vardı dayım yurt dışından gelirdi her sene mutlaka gelir zaten bu olaylar çıkınca ödül güzel oldu mutlu olduk ama biz dayımı artık daha az görmeye başladık. Çünkü bir sürü insana mail oldu ondan dolayı yoksa her sene veya iki senede bir gelir, hatta ben düğün tarihimi de onun gelişine göre ayarladık o da bulunmak istiyordu zaten ona göre ayarladık düğün tarihimizi. O hiçbir zaman bizlerden elini geçmedi zaten bütün bize özellikle 3 kız kardeş Mersin’de yaşadığımız için yaşadıkları için annem ve iki teyzem daha çok onlara gelir. Ama en küçük teyzem benim ananemler büyükbabama baktığı için onun evi baba evi gibi olduğundan hep oraya gelir. İki yılda bir mutlaka hem bizleri görür daha sonra İstanbul’da diğer kardeşleri onların yanına gider.


Z. Figen Sancar Tiryaki hoş ve güzel anılar paylaştı. 

YEMİN ETMEMEK İÇİN ABD VATANDAŞLIĞINA GEÇMEDİ

Bektaş: Unutamadığınız bir anısı var mı veya bizimle paylaşmak istediğiniz anısı? İyi bir Kemalist bildiğimiz kadarıyla.

Tiryaki: Evet kesinlikle çok milliyetçi bir insan, ülkesini her yerde hiçbir zaman özünü kaybetmedi. Uzun süre Amerikan vatandaşlığına geçmedi taki bu çift pasaport olayı çıkıncaya kadar geçmedi göçmenlerin bir yeminleri var Amerika’da onu etmemek için Amerika’ya tamamen bağlı kalacağıma ifadesi var onu etmemek için uzun süre geçmedi Amerikan vatandaşlığına çift vatandaşlık olayı çıkınca Amerikan vatandaşı ve Türk Vatandaşı oldu. Hiçbir zaman özünü hatta Türk evini açtı eşiyle beraber orada kendi çektiği zorluğu buradaki öğrenciler çekmesin diye onlar için Türk evi açtı hem yurt hem Türk geleneklerini sürdüren bir ev. Orada Koç Üniversitesi 2007 yılında en iyi bilim adamı ödülünü verdi. O zaman 100 bin dolarlık bir ödüldü. Dayımda onun üzerine kendi bütçesinden de ayırarak Türk evinin temelini o zaman attı. Orada Türk evinde Türk gelenekleri yaşıyor, bayramlar kutlanıyor, oradaki Türk Aileler geliyor hem Türk yemekleri  yapılıyor hem türküler çalınıyor, öğrencilere çok cüzi miktarlarla yurt imkanı sağlanıyor. Aslen Mardinliyiz. Kökenimiz Türk, Türk aileyiz. Orta Asya’dan geldiğimizi söylüyor büyüklerimiz. Araştırmış dayılarımız falan.


Ereğli ziyareti bitti ve Funda-Mehmet Karabacak ile Kızları Almira’yı da alıp Güney’e giden Zafer Figen Sancar Tiryaki ile Rüştü Tiryaki ev sahiplerine teşekkür ettiler. 

EREĞLİ’Yİ ÇOK BEĞENDİ

Bektaş: Peki Ereğli’de ne işiniz var hayırdır?

Tiryaki: Ereğli’de benim çok yakın bir arkadaşım 25 yıllık. Eşimden eski bir arkadaşım var çok yakın onun kayınvalidesi burada oturuyor ve ailesi burada oturuyor. Hep öyle bir hayalimiz vardı onunla gelelim işte bir beraber tatil yapalım hem oraları görelim memleketi görelim diye onlar vasıtasıyla geldik çok da beğendik çok da mutluyuz. Hem Ereğli’yi çok beğendik hem aile çok güzel bir aile zaten tanıyorduk herkesi. Çok sevdiğimiz insanlar çok da mutluyuz buraya geldiğimiz için.


DÖNÜŞ İSTİKAMETİ MERSİN

Bu söyleşiden bir gün sonra Karabacak Ailesinin kızı Almira’yı da alıp birlikte 5 kişi olan ekip, Güney’e doğru bir haftalık bir tatile çıktılar. Tatil sonrası istikametleri ise dönüş yeri yaşadıkları Mersin olacak.