Yaşanabilir Zonguldak Platformu Yürütme Kurulu, basın açıklaması yaparak, yaşam kalitesini düşürecek uygulamalara imza atan hiçbir adaya oy vermeyeceklerini açıkladı. TMMOB Maden Mühendisleri Odası Şube Lokali’nde yapılan açıklamaya sivil toplumu örgütlerinin temsilcileri katıldı.

Platform adına konuşan Kadir Orhan, Zonguldak halkını çevresel sorunlara karşı duyarlılığa çağırdıklarını ifade ederek “Kenti daha da yaşanmaz kılacak olan bu santral için açılan davalar olduğu halde inşaat kazıları şu günlerde başlamış durumda” diye konuştu.

Orhan, açıklamasında şunları söyledi:

“30 Mart yerel seçimleri yaklaşıyor. Zonguldak, bu seçimleri, ülkenin doğa insan dengesi en bozuk, hava ve su kalitesi en düşük, imar uygulamaları en kötü illerinden biri olarak karşılıyor. Kentimiz bir yandan merkezi hükümetçe bir termik santral kampüsüne dönüştürülürken, diğer yandan yerel yönetimler ranta dayalı yanlış imar uygulamalarıyla doğal dokuyu tahrip ediyor. Tüm bunlara koşut olarak kentteki yaşam kalitesi hızla düşerek, yaşanamaz hale geliyor. İlimizde hava kalitesini ölçen istasyonlardan online olarak izlenebilen tek istasyondan alınan veriler Dünya Sağlık Örgütü'nce kanserojen madde olarak kabul edilen havadaki partikül madde oranını, sınır değerlerin kimi zaman on katı üstünde olduğunu gösteriyor. Santralleri yakın bölgelerdeki ölçüm istasyonlarından alınan verilerse halktan gizleniyor. Yetkililer hava kirliliğinin önüne doğalgaz kullanımını yaygınlaştırarak geçileceğini iddia ediyor. Oysa Kozlu'dan Gelik'e, Zonguldak'tan Muslu'ya kadar tüm havzada ısınma amaçlı olarak tüketilen kömürün tam 40 katını bölgemizdeki termik santraller yakıyor. Zonguldak'a evsel atıklarını arıtıldığı bir tesisin kurulmuş olmasını büyük bir memnuniyetle karşılıyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Ancak bu tesisin deniz kirliliğini önleyeceği tezine de katılmıyoruz. Projesine göre günde 35 bin metreküp arıtma yapan bu tesis, kurulu kapasitesiyle evsel tüm atıkları temizlerken, yalnızca faaliyette olan santraller bunun dört katını soğutma suyu olarak, bir saatte denizden çekiyor. Isısını otuz beş dereceye çıkardığı bu suyun içeriğine çeşitli kimyasallar karıştırarak yeniden denize veriyor. Büyük çaplı balık ölümlerine de neden olan bu döngü, yalnızca Zonguldak'ı değil, tekmil Karadeniz'in ekolojisini tehdit ediyor. Bu santraller çok kaba bir hesapla, bir günde, tam kapasite ile dolu iki Ulutan Barajı kadar suyu denizden çekip, kirleterek geri veriyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, çevre örgütlerinin tüm itirazlarına, artan kanser vakalarına, hızla kirlenen ve geri döndürülemez şekilde tahrip olmaya başlayan doğal ve ekolojik dengeye karşın aynı yerde bu kez 1400 MVV gücünde iki üniteli bir santral daha kuruyor. Yukarıda verdiğimiz rakamları ikiyle çarparak kenti daha da yaşanmaz kılacak olan bu santral için açılan davalar olduğu halde inşaat kazıları şu günlerde başlamış durumda.”

 

 

“ADAY OLAN HERKES BİR KARIŞ BİLE YEŞİL ALANI İMARA AÇMAYACAĞINI TAAHHÜT ETMELİ”

“Çoğu birinci sınıf tarım arazisi olan alanların kamulaştırma çalışmaları sürerken, kazılardan çıkan hafriyat pervasızca denize dökülüyor. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ise, kendilerine durum bildirildiği halde tonlarca hafriyatın denize dökülmesini yalnızca seyrediyor. Termik santral lobisi, ‘Kömür memleketinde santral olması çok doğal’ diyerek halkımızı aldatıyor. Zonguldak kömür havzasında planlanan tüm santrallerin projesi ithal kömüre dayalı olarak yapılıyor. Üretim bandı yaktıkları kömüre göre oluşturulan bu santrallerin sonrasında yerli kömüre geçmesinin mümkün olmadığı gibi, istihdam da yaratmıyor. Yaşayarak gördük, kurulumu Çinli işçilere yaptırılan tesisler, işletme aşamasında da çok az yöre insanına iş veriyor. Zonguldaklılar ise, yalnızca aldatılmakla kalmıyor, kirli teknolojilerin tüm olumsuz koşullarına da maruz bırakılıyor. ‘Yaşanabilir Zonguldak Platformu’ olarak bizler bu tabloyu bir kez daha kamuoyunun dikkatine sunarken, 30 Mart seçimlerinde yönetimlere talip olan tüm adaylara sesleniyoruz. Kentlerimizdeki yaşam kalitesini daha da düşürecek uygulamalara imza atacak hiçbir adaya oy vermeyeceğiz. Aday olan herkes dayatılan termik kâbusa karşı olduğunu, kirli projelerin önlenmesi için yerel yönetimin tüm olanak ve yetkilerini kullanacağını, termik lobiye asla ödün vermeyeceğini açık bir dille beyan etmelidir. Çevresel sorunları, ekolojik felakete dönüşmek üzere olan kentimizde ‘kamu yararı’ aldatmacası da dâhil, hangi gerekçeyle olursa olsun yeşil alanların imara açılmasını reddediyoruz. Aday olan herkes enerji verimliliğini destekleyeceğini, temiz ve yenilenebilir enerjinin yaygınlaşması için çalışacağını; doğru bir planlama ile daha sağlıklı bir kentleşme yaratarak, daha fazla yeşil alan üreteceğini, bunun için de bir karış bile yeşil alanı imara açmayacağını; katı atıklar için geri dönüşümü sağlayacak bir planlama yapacağını; daha etkin toplu taşıma yöntemleri geliştirerek karbon emisyonunu azaltacağını taahhüt etmelidir. Sonraki süreçlerde yaşanabilir bir Zonguldak için çok daha etkin eylemleri gündeme getirecek olan bizler bu taahhütleri yerine getirmeyen adaylara oy vermeyeceğimizi duyuruyor, halkımızı çevresel sorunlara karşı duyarlılığa çağırıyoruz.”