Cumhuriyet Kadınları Derneği Kdz. Ereğli Şube Başkanı Öznur Özkök “Yolsuzluğa bulaşanların,  bunun hesabını millet ve yargı önünde vermelerini bekliyoruz” dedi.

 

Özkök açıklamasına şöyle devam etti:

 

“Uzun yıllar boyunca iktidar özlemi çekmiş olan muhafazakar Anadolu sermayesi, Türkiye’nin iyi yönetilmeyişinden yararlanarak, orduya, ABD’ye, Avrupa Birliği’ne, milli görüş gömleğini çıkardığı konusunda güvence vererek 2002 seçimlerini kazandı.

AKP iktidarı, halkın refah düzeyinin artmasını kullanarak daha sonraki iki seçimde de oylarını artırıp hükümeti tekrar ele geçirdi. Demokrasi ve çoğulculuk kültürü olmayan bu kadro, mutlakiyet dönemlerinin yönetim biçimlerine özenip, ordusu ve  yargısı ile bütün devlet kurumlarını emri altına almak istedi. Kendisini alkışlayan bir medya oluşturmak için de iktidar olanaklarını seferber etti.

Türkiye’nin yeni muhafazakar sınıfı, ekonominin can damarlarını da ele geçirdi. İktidar, kendi yandaşlarını kayırarak özelleştirmelerde, ihalelerde, onları zengin etmek için çeşitli usulsüzlükler yaptı. İç ve dış koşullardan ötürü ülkemizi henüz bir şeriat ülkesi haline getiremediyse de  bir yolsuzluklar cenneti haline gelmesine neden oldu.

İktidarın şimdiye dek beraber hareket ettiği cemaatle arası devlet gücünün  ve zenginliklerin paylaşımında anlaşamadıkları için giderek açıldı. Bu anlaşmazlık, adeta bir savaşa dönüştü. Savcılar tarafından hazırlanmış olan dosyalardaki yolsuzluk iddiaları, Başbakan’ın yakınlarına hatta kendisine dek uzandı. Başbakan, suçüstü yakalanmış olanların ruh hali ile şimdi meydanlarda avazı çıktığı kadar bağırıyor, kendisi için dosya hazırlayanları ve muhalefeti tehdit ediyor. Emniyet görevlilerinin alelacele yerlerini değiştirerek dosyaları kapatmak, yeni dosyaların açılmasını önlemek istiyor. Bir yandan yönetmelik değişiklikleri yaparken diğer yandan komplo teorilerine sığınıyor. Soruşturmayı sürdürmek isteyen kamu görevlilerini, meydanlara topladığı yandaşlarına hedef gösteriyor. Onları yürütmenin güç ve olanakları ile tehdit ediyor. Kısaca “Her şey benim” demeye çalışıyor. Fakat, korkunun ecele faydası yoktur. Ortaya çıkan belge ve bilgiler karşısında mızrak çuvala sığmıyor. Halkın gözü kadar vicdanı da olup biteni izlemekle yetinmeyecektir. Halk doğruluk ve adalet isteği ile ayağa kalkıyor.

Biz, bütün bir toplumumuzu ayağa kaldıran bu durum karşısında  Cumhuriyet Kadınları olarak, kadınlarımızın ve ulusumuzun  geleceği açısından da ülkemizin meşru hukukla yönetilmesini istiyoruz. Temiz bir toplum için, yasa dışılık ve yolsuzluklara karşı  bütün kadınları mücadeleye çağırıyoruz. Bunun için;

1-) Yolsuzluğa bulaşanların,  bunun hesabını millet ve yargı önünde vermelerini bekliyoruz.

2-) Bu istemimizden bağımsız olarak devlet içinde tarikat, cemaat gibi oluşumlara son verilmesini istiyoruz.

3-) Ülkemizde kuvvetler ayrılığının yaşama geçirilerek yürütmenin denetlenmesinin engellenmemesini istiyoruz.”