Sivil inisiyatif sanal ortamda topladığı 1 milyon imza ile Adalet Bakanlığı, İç İşleri Bakanlığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, TBMM Genel Sekreterliği ve T.C Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na başvurarak, Özgecan Arslan cinayetine vurgu yaparak, şiddete en ağır cezaların verilmesini istedi.

Başvuru metni şöyle:

Mersin Tarsus’ta yaşayan Çağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Özgecan Aslan, 12 Şubat 2015 tarihinde Mersin’de AVM dönüşü bindiği minibüste caniler tarafından tecavüze uğramış, yakılarak öldürülmüş ve bedeni dereye atılmıştır. Tarsus İlçe Jandarma Komutanlığı’nda görev yapan ekiplerin dikkatli ve titiz çalışması sayesinde fail ve işbirlikçileri hemen yakalanmıştır. 

Tecavüz, cinsel istismar da dahil olmak üzere kadına yönelik şiddetin gün geçtikçe arttığına, kadın cinayetlerinin önlenmesinde hiçbir şekilde yol alınamadığına ve durumun giderek kötüleştiğine üzülerek şahit oluyoruz. Bu sonuçların kadınları hayatın her alanında ikincileştiren söylem ve zihniyetlerin politika olarak dayatılması ve bu söylemlerin bilinçli olarak ön plana çıkarılmasıyla doğrudan alakası olduğunu biliyoruz. Kadın-erkek eşitliğini sağlamak için bütüncül politikalar üretilmedikçe, failler caydırıcı bir şekilde cezalandırılmadıkça ve toplumda yükselen şiddet kültürüne karşı önlem alınmadıkça bu sorunun çözülemeyeceğine inanıyoruz.

1) Özgecan Aslan'a tecavüz edip, yakıp genç yaşta hayatına son veren faillerin Türk Ceza Kanunu’nun öngördüğü en ağır yaptırımla cezalandırılmasını istiyoruz. Soruşturmanın ve dava sürecinin kamuoyu takibine izin verecek şeffaflıkla ve hukuka uygun biçimde yürütülmesini talep ediyor, bu ve benzeri olayların tekrar etmemesi için tüm ilgili kurumları acilen sorumluluk almaya davet ediyoruz. Biliyoruz ki, Özgecan Aslan cinayeti sıradan bir adli vakanın çok ötesinde yıkıcı sonuçları olan toplumsal bir soruna işaret etmektedir.

2) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı başta olmak üzere ilgili tüm kurumları; kadınların güçlendirilmesi ve kadın-erkek eşitliğinin sağlanması için acil harekete geçmeye ve bu süreçte kadın hakları ve kadına yönelik şiddet konularında deneyim sahibi sivil toplum kuruluşlarını dikkate almaya çağırıyoruz. 6284 Sayılı Kanunun daha işlevsel bir yapıya sahip olması gerektiğine dikkat çekiyoruz.

3) Kadına yönelik şiddetle mücadelede ve kadınların güçlendirilmesinde İstanbul Sözleşmesi ve CEDAW Sözleşmesi başta olmak üzere Türkiye’nin kabul ettiği/onayladığı ilgili uluslararası sözleşme ve belgelerin gereklerinin yerine getirilmesini istiyoruz.

İnsan haklarının, en temeli olan yaşama hakkının KADINLARIN elinden alınmasını istemiyoruz ! Tecavüzden, şiddetten ölen bir KADIN daha istemiyoruz.