Emeğin Başkenti Zonguldak’ta Kandilli’nin önemini ancak kömürün bulunuşunu ve sonrasında başlayan kömür işletmeciliğinin öneminin farkında olanlar bilebilir ancak. Karaelmas taşkömürünün Kdz. Ereğli’nin Köseağzı’ndaki değirmende bahriye askerliğinden terhis olan Kestaneci Köylü (şimdi mahalle) Uzun Mehmet’in  değirmeni besleyen Neyren dere suyunun yatağında bulduğu siyah taş parçalarını ocağa atınca  yanması ile bulması ile başlayan kömür işletmeciliği milattır.

 

O milat ile başlayan kömür işletmeciliği en başta  Zonguldak  ve çevresinde yeni yerleşim alanları yarattı. Göçler başladı Zonguldak’ın her yerine. Her yeri dediğimiz de madencilerin kömür kazdıkları bölgeleri tabi. Madenciler kazdı, üretti, çıkardı ve köyüne giderken de ailesine eli boş gitmemek için  alış verişini yaptığı yeni yerleşim alanlarına yöneldi.

 

Bu alanlar sosyal yaşamın en önemli parçası olurken, emekçilerin maden kömürü üreterek kazandıkları tüm gelirlerinin harcayıp paylaştıkları  Kandilli’deki mevki  pazaryeri  oldu. Eski adıyla Mahdut Mesuliyetli Ereğli Kömürleri İşletmesi’nin (EKİ) lojmanlarından biraz uzakta ve  maden işçilerinin  pavyonlarda yattıkları bölge olan Pazaryeri’nin adı halk dilinde kimi zaman Kızılsu, Kuru Mahallesi olarak da anıldı. Kızılsu; Kandilli’de jandarma karakolunun da bulunduğu EKİ lojmanlarına sahip bölge olmasına rağmen, pazaryerine yakındı. O yıllarda cadde sokak ismi yerleşik bir alışkanlık ve sistem olmadığından dolayı, Neyren Köyü’ne (Şimdi Gökçeler Beldesi) bağlı bu yaşam alanında adeta yok yoktu. Öyle ya; sanayi ile tanışmayan Kdz. Ereğli ve nahiyesi Alaplı’nın ekonomik kaynağı Kandilli’deki maden ocaklarında kazanılır, pazaryerinde toplanıp dağıtılırdı. Kandilli ve dolayısiyle tüm bölgenin merkezi ekonomik düzenleyicisi durumundaki Pazaryeri, Turgut Özal dönemindeki ANAP iktidarı ve ardından da DYP-SHP hükümeti döneminde alınan 5 nisan kararları ile kömür ocaklarının küçültülüp kapatılması politikaları uygulanmaya başlayınca eski cazibesini yitirdi.

 

O yıllardan bu bugünlere gelindiğinde ise şimdi in ve cinlerin top oynadığı bir mekan haline dönen Kandilli Pazaryeri’nde bir tek faaliyet bulunan dükkan bile kalmadı. Pazaryeri sokağının müdavimleri ise eski yılları anmak için kimi zaman ziyarete gidenler oluyor  şimdi. Her gittiklerinde biraz daha doğal yıkım içinde kalmaya mahkum  Pazaryerini görmenin dayanılmaz acısını yaşıyorlar.

 

Hey gidi pazaryeri hey! Nereden nereye sürükleniyor yaşam. Kim derdi ki bir gün pazaryeri terkedilmiş bir mevki olarak kalacak? Çakmakların sineması bile vardı değil mi o yıllar. Fırınları, büyük mağazaları, mekanları, eğlence yerleri. Kimler geldi ve zengin olup gitti. Kimler gelip de seni terk etti!   

 

(Haber Eyüp Bektaş)