Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, yaptığı yazılı açıklamasında 2013–2014 Eğitim - Öğretim yılının;  tüm öğrenci ve öğretmenlere başarı, sağlık ve mutluluk getirmesini diledikten sonra eleştirilerini sıraladı. Her gelen bakanın bir öncekinden farklı uygulamaları nedeniyle eğitimde olumsuzluklar  yarattığına dikkat çeken Milletvekili Köktürk,  “12 yıllık AKP İktidarının ideolojik nedenlerle en çok oynadığı alan ne yazık ki Milli Eğitimdir… Oysa, bütün dünyada, eğitim alanındaki değişiklikler, bilimsel yöntemlerle, pilot okul uygulamasının sonucuna göre yapılmaktadır” dedi.

 

“RAPOR ALARAK ÇOCUKLARINI OKULA GÖNDERMEMİŞLERDİR”

Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün yazılı açıklaması aynen şöyle:  Cumhuriyet Halk Partisi’nin ve eğitime taraf olan sendika ve demokratik kitle örgütlerinin tüm karşı çıkmalarına karşın, AKP’nin dayatmayla, hiç pilot uygulama yapmadan yasalaştırdığı 4+4+4 yasası, bir yıl içinde pek çok alanda sorunlar yaratmış, özellikle de 5,5 yaşındaki çocukların yasayla ilkokula başlatma girişimi, çocuklarımızda büyük pedagojik ve psikolojik sorunlara yol açmıştır. Geçtiğimiz yıl, 5,5 yaş uygulamasına karşı 500 bine yakın veli çocuklarına rapor alarak karşı çıkmış ve çocuklarını okula göndermemişlerdir. Milli Eğitim Bakanının yaptığı açıklamayla bu yanlıştan kısmen de olsa dönülmesi, aslında dayatılan uygulamanın ne kadar yanlış olduğunun teğvilen ikrarı niteliğindedir. Eğitimcilerin büyük bölümünün dediği gibi; 72 ayın altındaki çocuklar anaokuluna gönderilmelidir! Ülkemizde bugün çocuk işçilerin sayısı 1 milyon civarındayken, Eğitim Sendikalarımızın bir araştırmasına göre, “ev işlerinde çalışan çocuklar da dahil edildiğinde 5-17 yaş arası çocuk işçilerin sayısı 8 milyon 397 bindir.” Bu ürkütücü bir rakamdır. Ortaöğretime geçişte birçok öğrenci istemediği bir okul türüne kayıt olmak zorunda kalıp, açık öğretim lisesine yazılmak zorunda kalmakta, devlet eliyle çocuk işçi ve çocuk gelin olmaya yönetilmektedir.  Yine, Sayın Bakan SBS sınavının kaldırıldığını açıklamıştır. Ancak bir sınav kaldırılırken, yerine daha fazla sınav yapılacağı duyurulmuştur. Sayın Bakana bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diye sormak gerekir…  

 

HUKUK DEVLETİNE UYGUN OLMA

2013 – 2014 öğretim yılının başlamasına sayılı günler kala, Milli Eğitim Bakanlığı, Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliği ile Talim Terbiye Kurulu (TTK) Başkanlığı Yönetmeliğinde değişikliğe gitmiştir. Yeni düzenlemede, ders kitaplarının taşıması gereken nitelikler değiştirilmiştir. Artık ders kitapları hazırlanırken, “Atatürk ilke ve inkılaplarına; laik, sosyal, hukuk devletine uygun olma” kriteri aranmayacaktır. Milli Eğitim Bakanlığı Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliği ile Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı Yönetmeliği Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Düzenlemede öne çıkan değişiklikler şöyledir: Yönetmelikte ders kitaplarının hangi usullere göre hazırlanacağına ilişkin hükümden, “Ders kitapları, ‘Atatürk inkılap ve ilkelerine ve anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı, Türk milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasa’nın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek’ hükmüne ve Türk milli eğitiminin temel ilkelerine uygun olarak hazırlanır” ifadesi çıkarılmıştır. 

 

ÇOCUK YAŞTA EVLENME

Ayrıca yönetmelikte “ders kitaplarının nitelikleri” bölümünden, “Öğretim programlarında belirtilen Atatürk ilke ve inkılapları ile ilgili kazanımları içerir” ifadesi de çıkarılmıştır. Sayın Milli Eğitim Bakanı bilmelidir ki; Atatürk sevgisi ve ilkelerini ders kitaplarından çıkarsa dahi, Türk ulusunun, Türk Gençliğinin benliğinden ve yüreğinden çıkaramayacaktır.  Bir diğer önemli değişikliğe gelince; yine; Milli Eğitim Bakanlığı’nın 7 Eylül’de yayınladığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği ile birçok uygulama değişikliğine gidildi. 12 yıllık eğitimle zorunlu hale getirilen lise eğitiminin kuralları yeni yönetmelikle sil baştan değiştirildi. En ilginç değişikliklerden birisi de; kayıt şartlarıyla ilgili madde 21, daha da ilginç bir konuyu düzenlemektedir. Çocuk gelinlerin çok sayıda olduğu ülkemizde bu madde çok anlamlıdır. Evli olanların kayıtlarının yapılamayacağını vurgulayan bu madde, öğrenci iken evlenenlerin okulla ilişiklerinin kesilerek kayıtlarının e-okul üzerinden Açık Öğretim Lisesine veya Mesleki Açık Öğretim Lisesine gönderilebileceğini belirtiyor. 4+4+4 yasasının çocuk yaşta evlenmeyle ilgili “destekleyen” tavrı, yeni yönetmelikteki daha da somutlaşıyor ve öğrencilerin çocuk yaşta, okula giderken evlenmesini ve örgün eğitim kurumlarından uzaklaştırılarak açık eğitime yönlendirilmesini teşvik ediyor…

 

DİĞER SORUNLAR VE UYGULAMALAR

Son yıllarda okullarımız güvenlik ve denetleme gerekçesiyle kameralarla donatılmış, öğrenciler ve öğretmenler gözetim altına alınmışlardır. Bu durum ilk başta iyi gibi görülse de, ancak sistemin yaygın ve ölçüsüz olarak kullanılması hem öğretmenlerimizin hem de çocuklarımızın özel yaşamlarına müdahale teşkil etmektedir. Öte yandan, Gezi olayları sırasında öğrenciler sıkıştırılarak eyleme katılan arkadaşları ve öğretmenlerini söylemeye (İhbar etmeye) zorlanmışlardır. Bu eğitim açısından anlaşılabilir bir durum değildir. Çünkü velilerimiz çocuklarının muhbir anlayışıyla yetiştirilmesini asla kabul etmeyeceklerdir…

 

HER YIL AÇIKLADIĞIMIZ KRONİKLEŞMİŞ SORUNLAR… 

AKP iktidarı, 12 yıl boyunca, kalabalık sınıf sayılarını azaltmak, okul, derslik, öğretmen, memur ve hizmetli açığını kapatma yönünde herhangi bir somut adım atamamış, yurt, kütüphane, laboratuvar, ders araç gereç eksikliğini giderememiştir. Eğitim Emekçilerimizin ekonomik durumu hala en büyük sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Yoksul çocuklarının zorunlu eğitimden, fırsat ve olanak eşitliği içinde nitelikli eğitim almaları giderek zorlaşmıştır.  “Parasız eğitim” istediği için üniversite öğrencilerimiz aylardır tutukludur. Bu “İleri demokrasi” iddiasında bulunulan bir ülkede utanç verici bir durumdur.  KPSS, YGS ve LYS sonuçlarının üzerindeki şaibe halen ortada durmakta ve aydınlatılmayı beklemektedir.

SONUÇ:

Yeni öğretim yılına başlarken, siyasal iktidarı bir kez daha uyarıyoruz; Öğretim birliği içinde verilecek Laik ve bilimsel eğitim, eğitimimizin temelidir. Bu alanda yapılacak yanlışlar ülkemizin geleceğini etkileyecek, “Uygar Uluslararasında yer alma” mücadelemizi sekteye uğratacaktır. 
Sayın Bakan, Milli Eğitimizi daha da sorunların içine sürükleyecek ve çocuklarımızı daha da mağdur edecek uygulamalardan vazgeçin! 
Cumhuriyet Halk Partisi, bugüne kadar her alanda olduğu gibi, çağdaş, laik, bilimsel eğitim alanında da kararlı mücadelesini vermiştir, bundan sonra da vermeye devam edecektir. Bu duygu ve düşüncelerimle; tüm öğrencilerimize ve öğretmenlerimize yeni öğretim yılında sağlık ve başarı diliyoruz. Onların her zaman yanında olduğumuzu, sorunlarının takipçisi olacağımızı ve çözümlenmesi için her türlü katkıyı yapmaya hazır olduğumuzu belirtiyoruz...