Zonguldak Maden ve Enerji Sanayicileri İş Adamları Derneği, ÇATES’in Doğrudan yerli kömür üreticilerinin kuracağı konsorsiyuma devredilmesini talep etti. Konsorsiyumun mevcut santralin dışında iki adet termik santral daha kurarak kapasite artırmaya hazır olduğunun bildirildiği açıklamada, ÇATES’i başka bir grubun alması durumunda ise özel sektörün duracağı, TTK’nın da  kapısına kilit vurulacağı öne sürüldü.

 

Zonguldak’ta özel kömür ocağı çalıştıran 21 firma bir araya gelerek kısa adı MESİAD olan Zonguldak Maden ve Enerji Sanayicileri İş Adamları Derneği’ni kurdu. Dernek adına yapılan açıklamada özel kömür ocaklarının sorunları ve bu sorunlara çözüm önerileri sıralanırken, çözümün ana maddesinin ÇATES’in Zonguldak’taki özel kömür ocaklarını çalıştıranların oluşturacağı konsorsiyuma devir edilmesi olarak görüldüğü bildirildi.

 

 

ZONGULDAK’IN EKONOMİK HAYATI

 

1989 yılından bu yana TTK’nın ekonomik olmadığı için üretim yapmadığı sahalarda rödevans yöntemiyle 22 sahada kömür üretimi yaparak 5 bin kişilik istihdam sağlayarak yılda 1 milyon ton kömür üretimi yaptıklarını bildiren MESİAD, özel sektör işletmeciliğinin  büyük sıkıntı ve sorunlarla boğuştuğunu ve  önümüzdeki dönemde çökme ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu kaydetti.

 

MESİAD  açıklamasında sorunları ve çözüm yollarını şöyle raporlaştırdı.

 

BÖLGESEL KRİZ, TTK ÇALIŞANLARI İCRADA

 

Mevcut kriz ortamında gelinen noktanın analizine girilmeden önce kentin ekonomik açıdan yaşadığı zorluklara objektif bir biçimde mercek tutmak yararlı olacaktır. Şöyle ki;

 

Zonguldak ekonomisi 2009 krizinde Alaplı Tersaneler bölgesinde başlayan, Ereğli Saç Tüccarları ile devam eden ve son olarak da inşaat ve maden sektöründe devam eden bir kriz ve çöküş dönemini yaşamaktadır. Bu süreçte bilindiği gibi Alaplı Tersane İşletmeleri tamamen kapanmış ve 5000 kişi işini kaybetmiştir. Bu çöküşü Ereğli’deki saç tüccarlarının krizi izlemiş, birçok ticari işletme batmıştır.

Bugün ise kentimiz ekonomisi büyük bir krizin eşiğine gelmiştir. İnşaat sektöründeki krizin yanı sıra madencilik sektöründe son 2 senedir başlayan daralma kent ekonomisini adeta bir çöküş noktasına getirmiştir. Son 1 sene içerisinde madencilik sektöründe 5000 civarında olan istihdam sayısı 2000 azalarak 3000 kişi seviyesine gerilemiştir. Yani 2000 kişi özel sektör madenciliğinde işini kaybetmiştir. Bu rakam zaten göç veren bir kent olan Zonguldak için çok büyük bir rakamdır. Ana sektörlerdeki bu açmaz alt sektörleri ve küçük esnafı da derinden etkilemiş ve işler adeta durma noktasına gelmiştir. Kent ekonomisi hızla çöküşe doğru sürüklenmektedir. TTK ’da bile çalışan sayısının yarısı icralık durumdadır.

 

Madencilik sektörünün içinde bulunduğu durumu ana başlıklar halinde şu şekilde sıralamak mümkündür:

 

 

--ÇÖZÜM ÖNERİLERİ:

 

1) TTK’ nın firmaların borçlarına karşılık firmalardaki düşük kalorili ÇATES kömürü alması,

2) Pazar sıkıntısını çözebilmek Eren Holding firmasının stoklarda biriken düşük kalorili kömürleri almaya ikna olması,

3) ÇATES santralinin 2. Ünitesinin de devreye alınarak uzunca bir süre 2 ünite olarak çalışması ve havzada TTK ve özel sektörde biriken kömürleri tüketmesi,

4) ÇATES özelleştirilmesinin yerli üretimi destekleyerek yerel üretici firmalar ve TTK lehine pozitif ayrımcılık yapılarak gerçekleştirilmesi,

 

--GERÇEK ÇÖZÜM ÇATES

 

ÇATES bilindiği gibi havzada üretilen taş kömürlerinin yıkanıp koklaşabilir kısımlarının ayrılmasından sonra geri kalan düşük kalorili kömürlerinin ekonomiye kazandırılması amacıyla kurulmuş bir termik santraldir. Havzamızda üretilen kömürler lavuarlarda yıkandıktan sonra yaklaşık % 50 oranında düşük kalorili ÇATES kömürü çıkmaktadır. Dolayısıyla bu kömürün satılması havzadaki üretimin devamı için hayati önem taşımaktadır. Yani olmazsa olmazdır. Belirli bir süreden sonra bu kömürleri stoklayacak olan bulmak bile mümkün olamayacaktır. Bu gün sektörümüz böyle bir sıkıntılı süreç içinde bulunmaktadır.

 

ÇATES özelleştirme sürecindedir ve 3-5 ay içerisinde özelleştirilecektir. Şu an için ihale şartnamesi yazım aşamasındadır. Bu aşamada ÇATES özelleştirilmesi büyük grupların ve holdinglerin iştahını kabartmaktadır. Dışarıdan bakıldığında ÇATES deniz kenarında ve demiryolu ulaşımı olmasıyla ucuz ithal kömür kullanımıyla yüksek karlılıkla çalıştırılabilecek bir görüntüdedir. Oysa ÇATES Santrali 3500 kalorili havza kömürlerini kullanarak elektrik üretmek üzere dizayn edilmiş bir tesistir. Yani havza kömür üretiminin olmazsa olmaz bir parçasıdır.

 

Tüm Türkiye’ de termik santral özelleştirmeleri bağlı bulunduğu bir kömür sahası ile birlikte yapılmaktadır. ÇATES özelleştirmesi ile yapılan ise adeta tek bir vücudun belden aşağısının ayrılması gibidir. Yani ÇATES’in özelleşmesi ve Zonguldak üreticilerinden başka bir grup ya da şirket tarafından alınması Zonguldak kömür üretiminin sonu olacaktır. Böyle bir durumda TTK ve özel sektör üretimi durduracak ve kapısına kilit vuracaktır.

Bu durumun olmaması için ÇATES santralinin öncelikli olarak;

1) Doğrudan yerli kömür üreticilerinin kuracağı konsorsiyuma devredilmesi

2) Doğrudan devir mümkün değilse ihale şartnamesinde yerli kömür kullanımına yönelik yaptırımlar içeren hususların yer alması,

3) Yerli kömürden elektrik üretimine verilen devlet teşviki kapsamında ÇATES özelleştirmesine yerli kömür teşviki verilmesi.

 

--SONUÇ VE ASIL TALEBİMİZ:

 

Yukarıda açıklanan sebeplerle sektörün önünün karanlık olduğu ortadadır. Bu gidişat ile 5.000 kişilik bir istihdam sisteminin çöküşü kaçınılmazdır. Pazar sorununun kalıcı olarak giderilebilmesi ve kömür üretiminin sürdürülebilirliğinin sağlanması için ÇATES Termik Santralinin Zonguldak’ta faaliyet gösteren özel sektör firmalarının oluşturacağı konsorsiyuma verilmesi Zonguldak’taki sorunu kökünden çözecektir. Rödevanslı firmalar olarak ÇATES’in tarafımıza devredilmesini istiyoruz. Bunun gerçekleşmesi sonucunda elde edilecek kazanımları şu şekilde sıralamak mümkündür:

a) 25 yılda yaratılmış olan 5.000 kişilik özel sektör ve 12.000 kişilik TTK istihdamı ve yeraltı madenciliği sektörü çökme tehlikesinden kurtarılacaktır.

b) ÇATES’in zarar eden işletmesi devlete yük olmaktan çıkacaktır.

c) Pazar sorunu olmayacağından önünü görme fırsatı bulan özel sektör konsorsiyumu madencilik yatırımlarını artıracak dolayısıyla 5.000 kişilik istihdam ve 1 milyon tonluk yıllık üretim önümüzdeki 5 yılda en az iki katına çıkabilecektir.

d) Madencilikte kapasitenin artırılması ile mevcut santrale ilave olarak 2x600 - MW lık yeni santral planlanacak ve kapasite artırılacaktır.

e) Oluşturulacak konsorsiyumTTK’nın ÇATES için ürettiği düşük kalorili kömürleri almak için her türlü garanti vereceğinden TTK’nın kömür üretiminin önünün tıkanması söz konusu olmayacaktır.

 

 

MESİAD KİMDİR?  (ZONGULDAK MADEN VE ENERJİ SANAYİCİLERİ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ)

Kuruluş Amacı ve Hedefleri

Zonguldak Maden ve Enerji Sanayicileri İş Adamları Derneği – MESİAD

2013 yılında Zonguldak’ta faaliyet gösteren değerli Maden, Enerji, Makine Üreticilerini ve Sanayici İş Adamlarını bir çatı altında etkin bir şekilde toplamak amacıyla kurulmuştur. Kuruluş amaçları sırası ile aşağıdaki gibidir:

 

1) Madenci firmaların etkin bir şekilde bir araya toplayarak müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, karşılıklı kaynaşmayı sağlamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, madenci firmaların ve çalışanlarının menfaatlerini kollamak, korumak, gözetmek, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, sektörün ihtiyaçlarının ve sorunlarının tespiti ile çözüm üretimini yapmak.

2) Meslek eğitim ve iş güvenliği faaliyetlerinde bulunmak

3) Madenci firmaların kurumsal profillerini yükseltmek için her türlü etkinlikleri düzenlemek

4) Sektör ile ilgili her türlü konu ve haberde kamuoyunu bilgilendirici etkinlikler yapmak

5) Sektör ile ilgili her konuda ARGE çalışmalarına önayak olmak ve bu konularda faaliyetlerde bulunarak bu amaçlı teknik geziler düzenlemek, faaliyetlerde bulunmak.

6) Sektör paydaşları (firmalar ve çalışanlar) arasında dayanışmayı arttırmak ve bu amaçla yardım fonları oluşturmak

MİSYON: Derneğimizin misyonu madenci firmalarını etkin bir şekilde bir araya toplayarak, mesleki faaliyetlerin sürdürülebilir ve kurumsal bir şekilde yapılmasını karşılıklı dayanışma içerisinde sağlamaktır.

 

VİZYON: MESİAD, üyelerimizin bir arada kuracağı bir konsorsiyum ile madenciliğin yanı sıra enerji sektöründe de yerli kaynaklara dayalı kurumsal bir grup olma çabasında etkin rol oynamayı hedefleyen çağdaş ve ilerici bir vizyona sahiptir.

 

MESİAD ZONGULDAK YÖNETİM KURULU

 

Ümit VELİOĞLU Başkan ARSLANLAR MADENCİLİK

Alaattin KURNAZ Başkan Yrd. AKKURT MADENCİLİK

Halit DEMİR Sayman DE-KA MADENCİLİK

Nihat YILMAZ Kâtip ZİRVE MADENCİLİK

Mehmet Salih DEMİR Üye DEMİR MADENCİLİK

Vahdettin VELİOĞLU Üye ARSLANLAR MADENCİLİK

Musa BAHADIR Üye BAHADIR KARDEŞLER

Ferit ARSLANTÜRK Üye ARSLANTÜRK MADENCİLİK

Ferhat AŞKAR Üye YILDIZ MADENCİLİK

Hikmet ŞEREF Üye ASYA MADENCİLİK

İsmail OFLUOĞLU Üye OFKAR MADENCİLİK

Hasan YILMAZ Üye ÖZMURAT MADENCİLİK

Arslan KIRANSOY Üye TURNALI MADENCİLİK

Bayram DEMİR Üye BALÇINLAR MADENCİLİK

Mustafa DEMİR Üye AZDAVAY – KARTALKAYA MADENCİLİK

Fuat VELİOĞLU Üye OFTON MADENCİLİK

Murat YILMAZ Üye ÖZMURAT MADENCİLİK

Musa OFLUOĞLU Üye OFKAR MADENCİLİK

Suat VELİOĞLU Üye OFTON MADENCİLİK

Barış PAPİLA Üye HOPA MADENCİLİK

Nuh BAŞ Üye ARMUTÇUK – HEMA HOLDİNG

 

-SEKTÖREL SORUNLAR-

1. VERGİ YÜKÜ: Sektörümüzün vergi yükü çok ağırdır. Normal vergilerin (KDV, Gelir, Kurumlar, Stopaj) haricinde “Devlet Hakkı ve Özel İdare Payı, Belediye Payı, TTK ’ya ödenen ton başı rödevans bedeli ( yaklaşık 30 TL ) gibi ekstra vergiler sektörün belini bükmektedir. 2005-2013 yılları arasında sektörümüzün ödediği vergiler toplamı yaklaşık 30 Milyon TL‘yi bulmaktadır. Şirketler ağır vergi yükü altında ezildiğinden vergi borcu olmayan şirketimiz yok gibidir. Ayrıca TTK Kurumu 1 ton kömürü ortalama 200 TL. bedelle satarken 550 TL’ye mal etmektedir, oysa sektörümüzde ortalama 150 TL ye kömür satılmaktadır. 150 TL’ye satılan bir ürününün sadece 30 TL sini TTK ‘ya rödevans olarak verdiğimizde gerisini düşünmeye bile gerek yoktur, zarar kaçınılmazdır.

 

2. KAÇAK OCAK SORUNU: Bölgemizde yaklaşık 3000 kişinin kayıt dışı olarak çalıştırıldığı, yılda 500.000 ton kömürün üretildiği kaçak ocak gerçeği mevcuttur. Bu ocaklarda yapılan faaliyet ve çalışanların kayıt dışı olmasından dolayı devletin vergi kaybı çok büyüktür. Bununla birlikte çalışan insanların %99’u yeşil kart sahibi olduğundan devlete ayrıca bir yük getirmektedir. Kaçak üretilen kömürler bütün kömür pazarlarında düşük fiyatlarla karşımıza çıkmakta rekabet gücümüzü ortadan kaldırmaktadır.

 

3. İTHAL KÖMÜR: Bundan yaklaşık 10-15 sene önce yerli üretimi korumak için ithal kömüre ton başı 10 USD gibi bir fon uygulaması söz konusu idi. Bugün bu fon uygulaması yoktur. Ülkemize bizim maliyetlerimizin altında üretilen ( büyük bir miktarı açık işletme olarak üretilen) ithal kömür girdiğinden rekabet gücümüz kalmamıştır. Kömür satabilmek için zararına fiyatlarla anlaşmalar yapmaktayız. Bu da şirketlerin çöküşe sürüklenmesine sebebiyet vermektedir. İthal kömüre bir fon uygulaması söz konusu olabilir. Bu fondan elde edilen gelir işletmelere kredi olarak verilebilir.

 

4. RUHSAT HAKLARI: Madencilik, özellikle yer altı madenciliği ilk yatırımı çok fazla olan ve risk sermayesi yüksek olan bir sektördür. Büyük yatırımları göğüslemek ve planlamak için önümüzü görebilmemiz gerekir. Oysa sektörümüz rödevans yöntemiyle kömür üretimi yapmakta ve 2014 yılında sözleşmelerimizin süresi dolmaktadır. Söz konusu süre sonunda sahaların yeniden uzun süreli uzatılıp uzatılmayacağı belirsizliği firmalarda büyük tedirginlik yaratmakta, uzun soluklu yatırımlar planlanamamaktadır. Bu yüzden yapılacak yasal düzenlemelerle rödevans yönteminin kaldırılarak çalıştığımız sahaların ruhsat haklarının tarafımıza verilmesi sektörün önünü görmesini sağlayacak, uzun soluklu yatırımlar planlanabilecek, dolayısıyla iş güvenliği ve tedbirleri daha sağlıklı alınabilecektir.

 

5. KREDİ SIKINTISI VE YATIRIMLARIN DEĞERSİZLİĞİ: Sektörde faaliyet gösteren her firmanın sahasında çok ciddi yatırımlar, tesisler, sistemler ve ekipmanlar bulunmaktadır. Alınış rakamlarıyla çok büyük değerler ifade eden bu yatırımlar, yerine konduktan sonra adeta kendini sıfırlamakta, kredi finans kuruluşları tarafından herhangi bir değer olarak görülmemektedir. Oysa buralarda yapılan yatırımları başka alanlarda bir fabrika yatırımı olarak yapmış olsak çok büyük değerler ifade edecektir. Kredi kuruluşları ve bankalar bu yaptığımız yatırımları teminat olarak görmek için ruhsat sahibi olmamız gerektiğini söylemektedirler.

 

6. İŞÇİ GÜVENLİĞİ YATIRIMLARI: Yer altı madenciliği ilk yatırımı çok fazla olan ve risk sermayesi yüksek bir sektördür. Diğer sektörler gibi kar marjı çok yüksek değildir. Yatırılan sermayesinin geri dönüşü uzun yıllar almaktadır. Ayrıca iş sağlığı ve güvenliği yatırımları çok pahalı ve zorunlu yatırımlardır. Ülkemizdeki kimi yeraltı madencilik işletmelerinde bu yatırımlar çok pahalı olduğundan uygulanamamaktadır. Zonguldak’ta iş sağlığı ve güvenli yatırımlarının dörtdörtlük yapıldığı söylenemez. Bunun iki sebebi vardır: Birincisi, ülke genelinde olduğu gibi bu yatırımların pahalı olmalarından dolayı firmaların gerekli kaynakları aktaramaması, İkincisi de zaten kısa olan sözleşme sürelerinden dolayı çok kalıcı, uzun soluklu yatırımlara girilmek istenmemesidir. Bütün bu gerekçelerle öncelikle Zonguldak özel sektör madenciliği için ruhsat haklarının verilmesi zorunludur. Ayrıca özellikle iş güvenliği yatırımlarında kamu ve özel sektör mutlaka teşvik verilerek desteklenmektedir.

 

7. İŞ GÜVENLİĞİ EĞİTİMLERİ: Madencilik sektörü doğası gereği özellik arz eden bilgi, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetimi gerektiren dünyanın en zor ve riskli iş koludur. Özellikle özel sektör madenciliğinde bilgi birikimi ve eğitim eksikliğinden söz etmek mümkündür. Oysa madenciliğin kamu kesiminde (ilimizde TTK ) uzun yıllar sonucu elde edilmiş olan madencilik bilgi ve deneyim birikimi vardır. Bu bilgi ve deneyimlerin özel sektör çalışanlarına da aktarılması için Enerji Bakanlığının emirleriyle bu kamu kurumlan her yıl rutin eğitim programları düzenlemeli ve sıkıntının topyekûn  kalkmasına katkıda bulunmalıdır.

 

8. TEŞVİK KONUSU: 2009 yılında Devlet ülke genelinde birçok sektörü içeren bir teşvik paketini yürürlüğe koydu. Ancak sektörel anlamda madencilik teşvik kapsamına alınmasına rağmen rödevanslı sahalardaki madencilik parantez içinde bir açıklama ile teşvik kapsamı dışında tutulmuştur. Ancak 2013 yılına gelindiğinde bu yanlıştan dönüldü ve Bakanlar Kurulu kararı ile kömür ihracı teşvik kapsamına alındı. Teşvik kapsamında her bölgede öncelikli sektörler oluşturuldu ve ilimizin bulunduğu 3. Bölgede kömür ihracı öncelikli sektörler arasına alındı ve 5. Bölge teşviklerinden yararlandırıldı. Buraya kadar her şey çok pozitif görünmekle beraber günümüz ekonomik koşullarında Zonguldak’ta madencilik firmalarının yatırım yapma gücü kalmamıştır. Zira çıkarılan bu teşvik sadece yeni yapılacak yatırımları kapsamaktadır. Bu yüzden çıkarılan bu teşvik yasasına “ Öncelikli sektörlerden Ağır ve Tehlikeli İş kolu olanlar için teşvik şartları yasanın yürürlüğe girmesinden sonra yapılacak yatırımların yanı sıra var olan işletmeleri de kapsar” şeklinde bir cümle ekleyerek var olan işletmelerin bu kapsamdan yararlandırılması ve desteklenmesi sağlanmış olur. Bu da sürdürülebilir üretimin istihdamın sağlanması ve arttırılması anlamına gelecektir.

Madencilik sektörünün içinde bulunduğu krizin başlıca sebepleri şu şekildedir:

1) Dünya piyasalarındaki arz talep dengesinin bozulması ile kömür fiyatlarının % 50 oranında gerilemesi,

2) Kömür maliyetinin tüm maliyet kalemlerimizdeki artışlarla yükselmesi,

3) Havzamızda üretilen kömürlerin satıldığı sanayi tesislerimizde kömür alımını azaltmaları ya da durdurmaları. Örneğin ÇATES yaklaşık 1 senedir özel sektörden kömür almamakta ve yeni kömür ihalesi yapmamaktadır. Eren Holding stoklarımızda yoğun bir şekilde biriken düşük kalorili kömürleri almamakta, Erdemir kömürü nazlı almaktadır. Pazar yoksunluğundan bütün şirketlerin ve TTK’nın düşük kalorili kömür stokları çok yükselmiştir.

4) ÇATES’ in özelleşme sürecine alınması ve büyük grupların bu ihaleye iştah kabartması.

 

‘ÇATES’İ BİZE VERİN’

ÇATES bilindiği gibi havzada üretilen taş kömürlerinin yıkanıp koklaşabilir kısımlarının ayrılmasından sonra geri kalan düşük kalorili kömürlerinin ekonomiye kazandırılması amacıyla kurulmuş bir termik santraldir. Havzamızda üretilen kömürler lavuarlarda yıkandıktan sonra yaklaşık % 50 oranında düşük kalorili ÇATES kömürü çıkmaktadır. Dolayısıyla bu kömürün satılması havzadaki üretimin devamı için hayati önem taşımaktadır. Yani olmazsa olmazdır. Belirli bir süreden sonra bu kömürleri stoklayacak olan bulmak bile mümkün olamayacaktır. Bu gün sektörümüz böyle bir sıkıntılı süreç içinde bulunmaktadır.

ÇATES özelleştirme sürecindedir ve 3-5 ay içerisinde özelleştirilecektir. Şu an için ihale şartnamesi yazım aşamasındadır. Bu aşamada ÇATES özelleştirilmesi büyük grupların ve holdinglerin iştahını kabartmaktadır. Dışarıdan bakıldığında ÇATES deniz kenarında ve demiryolu ulaşımı olmasıyla ucuz ithal kömür kullanımıyla yüksek karlılıkla çalıştırılabilecek bir görüntüdedir. Oysa ÇATES Santrali 3500 kalorili havza kömürlerini kullanarak elektrik üretmek üzere dizayn edilmiş bir tesistir. Yani havza kömür üretiminin olmazsa olmaz bir parçasıdır.

Tüm Türkiye’ de termik santral özelleştirmeleri bağlı bulunduğu bir kömür sahası ile birlikte yapılmaktadır. ÇATES özelleştirmesi ile yapılan ise adeta tek bir vücudun belden aşağısının ayrılması gibidir. Yani ÇATES’in özelleşmesi ve Zonguldak üreticilerinden başka bir grup ya da şirket tarafından alınması Zonguldak kömür üretiminin sonu olacaktır. Böyle bir durumda TTK ve özel sektör üretimi durduracak ve kapısına kilit vuracaktır.

Bu durumun olmaması için ÇATES santralinin öncelikli olarak;

1) Doğrudan yerli kömür üreticilerinin kuracağı konsorsiyuma devredilmesi

2) Doğrudan devir mümkün değilse ihale şartnamesinde yerli kömür kullanımına yönelik yaptırımlar içeren hususların yer alması,

3) Yerli kömürden elektrik üretimine verilen devlet teşviki kapsamında ÇATES özelleştirmesine yerli kömür teşviki verilmesi.