CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, yazılı bir açıklama yaparak 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutladı.

Köktürk, ‘24 Kasım Öğretmenler Günüyle birlikte gündeme gelen öğretmenlerimizin sorunlarını tartışmak ve en kısa sürede çözüm üretmek zorunluluğumuz temel görevimiz olarak ortaya çıkmaktadır’ dedi.

Ülkede çok büyük öğretmen açığı varken, atanamayan öğretmenlerin sorunlarına da değinen Köktürk, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

“Hepimizin bildiği gibi; Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Millet Mekteplerinde Başöğretmenliği üstlendiği tarihin anısına 24 Kasım,Öğretmenler Günü” olarak kutlanmaktadır. 

Öncelikle Cumhuriyetimizin kurucusu, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ü şükran duygularımla ve sonsuz özlemle anıyor, eğitim emekçilerimizin, öğretmenlerimizin “Öğretmenler Günü”nü en içten dileklerimle kutluyorum…

24 Kasım Öğretmenler Günü, kutlamayla birlikte son yıllarda, eğitim sistemimizin ve öğretmenlerimizin sorunlarının gündeme getirmesiyle daha anlamlı hale gelmiştir. 

24 Kasım Öğretmenler Günüyle birlikte gündeme gelen öğretmenlerimizin sorunlarını tartışmak ve en kısa sürede çözüm üretmek zorunluluğumuz temel görevimiz olarak ortaya çıkmaktadır.

Bu sorunları kısaca anımsatmak, çözüm önerilerimizi paylaşmak asli görevlerimizdendir;

·         Ne yazık ki bugün ülkemizde; Cumhuriyetin aydınlanmacı, özgürleştirici, bilimsel, laik ve parasız eğitim sisteminden söz etmek olanaklı değildir.

·         2002’de iktidara gelen AKP, daha ilk günlerden başlayarak eğitimi özelleştirmek ve dinselleştirmek için hızlı adımlar atmış, kanun ve yönetmelikleri çıkararak eğitimi başkalaştırılmıştır.  

·         4+4+4 Yasası ile birlikte sorunlar, daha katlanarak içinden çıkılmaz hale gelmiştir. Bu yasa çıktığı ilk günden başlayarak çocuklarımız bir karmaşa, bir keşmekeşlik içine sürüklenmiştir.

·         En son çıkarılan TEOG sınav sistemi ise velilerimizi perişan etmiştir. Bu sistem sonucunda çocuklarımız evlerinden çok uzaklara ve hiç istemedikleri okullara yerleşmişlerdir. Velilerin tepkileri karşısında geri adım atan Bakanlık, okullar arası geçişi kolaylaştırmış, dönemin sonuna geldiğimiz bugünlerde bile öğrenciler okullarından başka okullara gitmek zorunda kalmıştır.

·         Taşımalı eğitim sistemi sorunlarıyla beraber sürdürülmektedir.

·         Halen birçok okulumuzda ikili öğretim uygulanmaktadır.

·         Yurt sorunu yükseköğretimde en can yakıcı konulardan biridir ve ne yazık ki bir türlü çözüm üretilmemektedir…

·         Öğretmenlerimizin sendikal örgütlenmelerinin önündeki yasal ve fiili engeller kaldırılmamış; ILO sözleşmelerine aykırı bir şekilde grevli-toplu sözleşmeli sendika hakkı yönünde herhangi bir adım hâlâ atılmamıştır.

Sistemden kaynaklanan bu sorunların yanında;

 

·         Ülkemizin dört bir yanında özveriyle çalışan öğretmenlerimizin yıllardır çözülemeyen ve hatta son yıllarda giderek artan ekonomik ve sosyal sorunları vardır. Pek çok öğretmenimiz ekonomik sorunlarla baş edebilmek için, özellikle büyük şehirlerde ikinci üçüncü iş yapmak zorunda kalmaktadır.

·         Öğretmenlik mesleğinin ve milli eğitimin devletin en temel ve sürekli fonksiyonlarından, görevlerinden olmasına karşın; AKP’nin “ücretli”, “sözleşmeli öğretmenlik” gibi uygulamaları öğretmenlik mesleğinin saygınlığını zedelemekte, öğretmenleri her türlü sosyal ve siyasal baskıya açık bir konuma taşımaktadır.

Atanmayı bekleyen 300 bin öğretmen devletten görev beklemektedir. Ülkemizde çok büyük öğretmen açığı varken; “ATANAMAYAN ÖĞRETMENLER SORUNU” yaşanmaktadır ve AKP iktidarı bu sorunu ısrarla çözmemektedir.

Sorun ekonomik olarak değerlendiriliyorsa; Cumhurbaşkanının kendisine milyarlarca Tl değerindeki KAÇAK SARAY’ı yine milyonlarca dolar ödenerek oluşturulan “Uçak Filoları” nasıl değerlendirilecektir?.

Lale Devrine özenilerek hazırlanan kaçak sarayların yalnızca aydınlatma ve ısıtma masrafları bile atanamayan yüzlerce öğretmenin maaşlarını karşılayacaktır…

Son yıllarda atanamadığı için canına kıyan 50’ye yakın öğretmenlerimizi bir kez daha anımsatmak ve bu sorunun hemen çözümlenmesi için harekete geçilmesini haykırıyorum…  

Sonuç olarak, yukarıda söz edilen sorunlar çözümlenerek; öğretmenlerimize insanca yaşayabilecekleri çalışma ve yaşama koşulları hiç duraksamadan kısa sürede sağlanmalı, başta maaşlar olmak üzere mesleki ve özlük hakları insan onuruna yaraşır bir düzeye getirilmeli, tüm dünyada olduğu gibi hak ettikleri ilgi, saygı, sağlık güvencesi, sosyal haklar tam olarak sağlanmalıdır.

Bu duygu ve düşüncelerimle; tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü bir kez daha yürekten kutluyor, onlara sonsuz başarılar diliyorum.