İktisadi Kalkınma Vakfı’ndan (İKV) gönderilen yazılı açıklamada, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin Türk demokrasisinde devrim niteliği taşıdığı belirtildi.

İKV’nin açıklaması şöyle:


10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde halkımız, Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. Cumhurbaşkanı olarak, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı seçmiştir. Bu seçim, halkımızın kendi iradesinin doğrudan sandığa yansıdığı ilk seçim olup, Türk demokrasi tarihinde bir devrim niteliği taşımaktadır. Bu çerçevede İKV olarak, Cumhurbaşkanlığı seçiminin, milletimizin sağduyusu ile sonuçlanmasından büyük bir memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek isteriz.

Halkımız, dün yapılan seçimlerde Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda bu mevkiye seçerek, ülkemizdeki istikrarın ve sunulan hizmetlerin devamını talep ettiğini, net bir şekilde ortaya koymuştur. Bu çerçevede bizler de İKV olarak, 4 yıllık başarılı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının ardından, 2002 Genel seçimlerinden bu yana Türkiye’nin siyasi hayatına damga vurmuş olan AK Partinin Genel Başkanı ve Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı olarak, ülkemize büyük hizmetleri bulunan Sayın Erdoğan’ın, bundan sonra da ülke hizmetine Cumhurbaşkanı olarak önemli katkılar sağlayacağı inancındayız.

Dünyanın ve bilhassa yakın coğrafyamızın oldukça çalkantılı bir süreçten geçtiği bir dönemde, halkımızın Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanlığı makamına layık görmesi, hiç şüphesiz, ülkemizdeki siyasi ve ekonomik istikrarı devam ettirmek adına feraset sahibi vatandaşlarımızın verdikleri tarihi bir karardır. Bu çerçevede Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin, Türkiye’nin daha demokratik, daha müreffeh, daha zengin ve daha özgür bir ülke olabilmesi yönünde belirlenen 2023 Hedeflerine ulaşmasını ve ülke içinde sağlanacak toplumsal uzlaşıyla birlikte “Yeni Türkiye” niteliğine kavuşmasını kolaylaştıracağına inanıyoruz. Bu bağlamda Sayın Erdoğan’ın balkon konuşmasında vermiş olduğu “Yeni bir toplumsal uzlaşma sürecini hep birlikte başlatalım” mesajını önemsiyor ve bu doğrultuda tüm toplumsal ve siyasal grupların Türkiye’nin ortak yararına işbirliği ve uzlaşma kültürünü geliştirmesini umuyoruz. Ayrıca bunun Türkiye’nin AB süreci açısından da büyük önem taşıdığını düşünüyor, ülkemizin Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde, önümüzdeki bu yeni dönemde topyekûn yeni bir hamle ile nihai hedef olan AB üyeliğine doğru ilerleyeceğini ümit ediyoruz.