TEMA Zonguldak İl Temsilcisi Berran Aydan, “Dünya Sulak Alanlar Günü” dolayısıyla yaptığı açıklamada, sulak alanların büyük risk altında olduğunu söyledi. Aydan, “Dünyanın birçok yerindeki su varlıkları, doğal ve sosyal yaşam için sürdürülebilir seviyenin altında seyrediyor. Sulak alanların varlıklarını devam ettirebilmesi için bu seviyenin belli bir miktarın altına inmemesi gerekiyor” dedi.
Aydan, şunları söyledi:
“Uluslararası Sulak Alanlar Konferansı (RAMSAR), ‘Dünya Sulak Alanlar Günü’nün bu yılki temasını ‘Sulak Alanlar ve Tarım’ olarak belirledi. Ramsar Sekretaryası’nın açıkladığı verilere göre dünyadaki tatlı suyun yüzde 70’i tarım amaçlı faaliyetler için kullanılıyor. Veriler, 2050 yılına kadar tarımın ihtiyacı olan su miktarının yüzde 19 oranında artacağını gösteriyor. Artan nüfus sulak alanlar gibi tatlı su rezervlerinin çevresinde yoğunlaşıyor. Bu alanlarda gerçekleşen sürdürülebilir olmayan üretim faaliyetleri su varlığını tehdit ediyor. Dünyanın birçok yerindeki su varlıkları doğal ve sosyal yaşam için sürdürülebilir seviyenin altında seyrediyor. Sulak alanların varlıklarını devam ettirebilmesi için bu seviyenin belli bir miktarın altına inmemesi gerekiyor. Dünya üzerindeki toprakların yüzde 11’inde tarımsal üretim yapılıyor. Ekim alanı aynı kalırken, bu alanlarda geleneksel tarım yerini sürdürülebilir olmayan tarımsal faaliyetlere bırakıyor. Su tüketimi yoğun, kimyasal girdisi yüksek, yörenin ekosistem özelliklerini dikkate almayan ekstansif tarım artıyor. Ekosistemler ile birlikte insan sağlığı, içme suları olumsuz yönde etkileniyor. Veriler, son 50 yılda ekstansif tarım yapılan alanların iki katına çıktığını gösteriyor. Çevrelerindeki tarımsal yaşam sürdürülebilir bir şekilde planlanmadığı için kirlilik ve su seviyesindeki düşüşler meydana geliyor. Bu nedenle de sulak alanlar yok oluyor. RAMSAR Sekretaryası’nın açıkladığı verilere göre dünyadaki tatlı suyun yüzde 70’i tarım amaçlı sulama faaliyetleri için kullanılıyor. Sulama aşamasında ve sonrasında taşan suyun bir bölümü nehirlere ve su varlıklarına geri dönüyor, kalanı ise buharlaşıyor. Sulama yapılan alanların yüzde 40’ında yer altı suları su kaynağı olarak kullanılıyor. Veriler, 2050 yılına kadar tarımın ihtiyacı olan su miktarının yüzde 19 oranında artacağını gösteriyor. Bunun büyük bölümü ise hali hazırda suyun az olduğu, sulu tarım alanlarında gerçekleşecek. TEMA görüşü; Türkiye’deki sulak alanlar da aynı kaderi paylaşmakta. Sulak alanlar çevresindeki yaşamın sürdürülebilirliği için; sulak alanların özgün şartlarına uygun, iklim değişikliği risklerini göz önünde bulunduran sürdürülebilir sulak alan yönetimi gereklidir. Türkiye’deki sulak alanların iklim değişikliği baskısını yoğun olarak hissetmektedir. Bölgelerin ekosistem şartlarına uyumlu olmayan sulu tarım faaliyetleri sulak alanlardaki doğal ve sosyal yaşamı tehdit ediyor. Sulak alanlar yok olurken sadece ekosistemler değil çevresindeki sosyoekonomik, sosyokültürel yaşam da yok oluyor.”