Terörün önlenmesi ve ortadan kaldırılması için failleri bulmak ve hatta hemen bulmak ve hemen yargılamak ve cezalandırmak artık yetmiyor, acıları dindirmiyor…
Terör çıkmaz sokaktır ve lanetlenmelidir. İstenilen tüm siyasi veya politik sonuçların tam tersine neden olan terörizm; kıpırdadıkça dibe battığınız bataklık gibidir.
Neden bombaları gözlerini kırpmadan patlatıyorlar? Aldıkları canlarla verdikleri can için terörün seçiminde nasıl bir amaç ve istekleri vardır acaba? Tüm topraklarda azalmadan artan terörü besleyen nedenler nelerdir? Yoksa terörün kendisi midir?
Dr. Emre Öktem’in verdiği en çarpıcı yanıtlardan birisi şöyle: “ Terörizmin en iyi yetiştiği toprak, sefalet ve adaletsizliğin kemirdiği hasta toplumlardır ve terörizme ilham veren adaletsizliğe uğramışlık duygusu giderilmedikçe, terörizmin kökünü kazımak mümkün olmayacaktır. Ancak, terörizmi basit bir toplumsal patolojiye indirgemek, tarihi ideolojik ve ekonomik bir olgu olarak terörizmi anlamayı güçleştirir” (Öktem Emre. Terörizm. Derin Yayınları.2007).
Terörün tamamen ortadan kalkacağını ummuyoruz ama hedefimiz terörizme neden olan koşulların kaldırılmasıdır. O yüzdendir ki, insanlığın barış kültürüne olan ihtiyacı, geçmiş yüzyıllardan daha fazla… Barış kültürü, dünden çok daha gerekli.
Düşman ceza hukuku yaratmamalıdır. Hangi nitelikte olursa olsun hiçbir mülahaza ile kuvvet kullanmayı haklılaştırmak için diğer çözüm yollarına başvurulmamalıdır.
Devletler savaşa kapı aralamaktan uzak durmalıdır. Devletlerin görevi savaş tehlikesine karşı bütün kapıları kapatmaktır. Çözüm için hukuktan ve adaletten yana olmak gerekiyor. Savaşa karşı öncelikle ve sadece barışçıl yollar tercihimiz olmalıdır.
Teröre karşı en iyi çarelerden birisi insan haklarıyla güçlendirilmiş hukuktur.
En son Brüksel’de yaşanan terör olayları karşısında takınılacak olan ortak tavır teröre karşı çıkmak olmalıdır. Türkiye’yi kasıp kavuran terörün yarattığı endişe, korku ve güvensizlik ortamının Avrupa ve Dünya’da acımasız bir biçimde sıçraması karşısında en güçlü karşı çıkma yöntemi siyasal, politik, sosyal, ekonomik çarelerin daha yaşanabilir bir dünya için üretilmesi ve insan hakları hukuku yoluyla terörle mücadele etmelidir.
Bu yüzden “hukuk” ile “insan hakları” arasındaki ilişki yeniden düşünülmelidir.
Artık terörle mücadelede, kanunların bile insan hakkına ihtiyacı olduğu bir döneme girdik.
İyi haftalar
Umut Vakfı
