73 yıl önce Devrek’in Hışıroğlu Köyü’nde yaşanan bir olay ile ilgili yakılan türkünün öyküsünü gazeteci İbrahim Tığ ortaya çıkardı. Hışıroğlu Köyü’nde yaşanan olay “Hışır Kızı” isimli türkü ile bugünlere kadar geldi.  Kaynak kişisi Fatime Kocabıyık ve notaya alan da Ayhan Alaz olan türkünün derlemesini de İbrahim Tığ yaptı. 

Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan İbrahim Tığ, söz konusu türküyü nasıl ortaya çıkardığını şöyle anlattı:

 

HIŞIR KIZI BİR TÖRENİN KURBANI

İki yıl kadar önceydi. Hoşgör Restaurant’ta Burhan Kadir Kurmalı öğretmenimle otururken, “İbrahim, bizim çocukluğumuzda Hışıroğlu Köyü’nde ‘Hışır Kızı’ diye bir türkü söylenirdi” dedi. Sonra da, “Benim babam o köyde uzun yıllar öğretmenlik yaptı. Bizim çocukluğumuz da orada geçti, ilkokulu orada okuduk yürüyerek de Devrek’e ortaokul ve liseye gelirdik” diye ekledi.  “Hocam”, dedim. “Madem siz o köyü çok yakından tanıyorsunuz, bağlama da çalıyorsunuz siz derleyin.”  Olmadı. Topu benim üstüme attı ve uzun sürede ses çıkmadı Burhan öğretmenimden. Konunun sevgili dostum M. Naci Kocabıyık da tanığıydı. Bir süre sonra da Naci abi, bana annesi Fatime Kocabıyık’ın da Hışıroğlu Köyü’nden olduğunu, söylediğinde, dünyalar benim olmuştu. Çünkü 74 yaşındaki bu güzel insanın gençliği o köyde geçmiş. Uzun uzun sohbetlerimiz oldu kendisiyle. Hışır Kızı Türküsünü biliyordu, annesinden dinlermiş hatta köydeki kına gecelerinde de söylenirmiş bu türkü. Sağolsun bize de defalarca okudu bu türküyü. Daha sonra da bu çalışmalarımızdan Devrek’in iki kültür insanı Kaymakam Cem Afşin Akbay ile Belediye Başkanı Mustafa Semerci’ye söz ettim. Sağolsunlar, çok büyük bir duyarlılık gösterip her türlü sosyal, kültürel ve sanatsal çalışmalarımda yanımda olduklarını, belirtti her ikisi de.

 

TÜRKÜNÜN ÖYKÜSÜ

Devrek’in Hışıroğlu Köyü’nde yaşayan Behiye (1891 d.), namı diğer “Hışır Kızı”nın eşi İsmail (1890 d.) Milli Mücadele’nin başlamasıyla askere alınır, bu sırada kızı Zahide (1916 d.) 4 yaşındadır. Ancak İsmail, bir çok Anadolu evladı gibi askerden geri dönemez.  Bunun üzerine Behiye, töre gereği kocası İsmail’in en küçük kardeşi ve kendisinden de 16 yaş küçük olan İbrahim (1907 d.)’le evlendirilir. Behiye’nin bu evliliğinden Mehmet ve Sezai isminde iki çocuğu dünyaya gelir. Sezai  daha 5 aylıkken vefat eder. Kocası İbrahim kendisini bakıp büyüten yengesi, sonradan da eşi olan Behiye arasında bir süre sonra şiddetli geçimsizlik başlar.  İbrahim, yine aynı köyün Yanazlar Mahallesi’nden Zekiye adlı bir kızı Behiye’nin üzerine kuma olarak getirir.  Kuma, evin reisi İbrahim tarafından el üstünde tutulurken Hışır Kızı Behiye ise dışlanır. Sonuçta da, evdeki anlaşmazlık ve geçimsizlik daha da büyür. Yaşlı ve güçsüz olan Behiye’ye köylüler sahip çıkar. Nikahsız yaşadıkları ve bu nedenle zina yaptıkları gerekçesiyle köylüler İbrahim ile Zekiye’yi şikayet ederler. Bunun üzerine jandarmalar hem İbrahim’i hem de Zekiye’yi gözaltına alırlar. Zekiye, gözaltında bulunduğu bir aylık süre içinde büyük oğlu Fuat’ı da hapishanede doğurur. İbrahim-Zekiye’nin daha sonraki süreçte Şahiye ve Talat adlı iki çocukları daha olur. Ancak Talat 1 yaşına basmadan ölür.  Behiye bu olaylar üzerine 5-6 yaşlarındaki oğlu Mehmet’i, evini, köyünü bırakarak, Devrek’e gelir ve Hacela (Hacı Ali Ağa)’nın konağında hizmetli olarak yerleşir. Hacela ile dertleşirken; “Devreğe varalı Hecela, göynüceğim kıruk /   Ardımda bıraktığım Hacela, küçük bir çocuk” diyerek köy yerinde bıraktığı küçük oğlu Mehmet’i hatırlar hep.   Konakta uzun yıllar kalır, en sonunda da yine Devrek’te evli olan kızı Zahide’nin yanına yerleşir ve Devrek Nüfus Müdürlüğü’nden aldığımız kayıtlara göre de 1949 tarihinde ölür. Hışıroğlu Köyü’nde yaptığımız araştırmalarda, olayın yakın tanığı olan kişilerden edindiğimiz bilgilere göre Behiye köyde yaşadığı eziyeti, kumasıyla yaşadıkları zorlukları, geride bıraktığı çocuğuna ve konak ağası Hacela’ya  adına “Hışır Kızı Türküsü” denilen diğer adı da “Hacela” olan türküyü yakar.

 

HIŞIR KIZI TÜRKÜSÜNÜN SÖZLERİ

Bir evler yaptırdım Hışır Kızı bin bir direkli

Ah içinde yatmadım Hecela canı yürekli

 

Merdimandan indim Hışır Kızı başım selamet

Tekir dağına vardım Hışır Kızı koptu kıyamet

 

Ah benim eller gibi Hışır Kızı, bir sevdiğim var

Gürcü de güzellerini Hecela, gördüğün mü var

 

Devreğe varalı Hecela, göynüceğim kıruk  

Ardımda bıraktığım Hacela, küçük bir çocuk      

 

Ah benim eller gibi Hışır Kızı, bir sevdiğim var

Gürcü de güzellerini Hecela, gördüğüm mü var

 

Merdimandan indim Hışır Kızı, başım selamet

Tekir dağına vardım Hışır Kızı koptu kıyamet

Benim de küçük Mehmedim Hecela, Allah amanet

 

Ah benim eller gibi Hışır Kızı, bir sevdiğim var

Gürcü de güzellerini Hecela, gördüğüm mü var