Kdz. Ereğli Eğitim Sen Temsilcileri Anıt önünde toplanarak 2014 bütçesi ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Gündemdeki olaylara da değinen Eğitim Sen Temsilcisi İbrahim Koç, “Ülkeyi 11 yıldır fitne fesatla yönetenlerin tüm pislikleri ortada” diyerek AKP hükümetini sert bir dille eleştirdi.

 

Koç, “Bugün iktidara geldiği tarihten bu yana emekçilere işsizlik, yoksulluk ve güvencesizlikten başka bir hayat sunmayan AKP’nin yağma ve talan bütçesine karşı sesimizi yükseltmeye, bütçeden hakkımızı almaya geldik. Bugün bir kez daha emek için, halk için bütçe demeye geldik. Bugün 19 Aralık. Adını utanmadan ‘Hayata Dönüş’ koydukları katliamın 13. yıldönümü. Devlet 19 Aralık’ta 20 hapishanede 28 devrimci tutsağı katletti. Bayrampaşa hapishanesinde 6 kadını diri diri yaktı. 13 yıl geçti, katiller hala cezalandırılmadı. Yetmiyormuş gibi devlet övünç madalyasıyla ödüllendirildiler.

 

‘İNSANCA YAŞAM HAKKI İÇİN BURADAYIZ’

Buradan bir kez daha katledilen siyasi tutuklu ve hükümlünün hesabının daha verilmediğini hatırlatıyor, bu utancın sorumlularının yargılanmasını istiyoruz! Bizler, Her zaman ve her yerde eşitliğin, özgürlüğün, barışın, demokrasinin, bağımsızlığın, savaşsız ve sömürüsüz bir yaşamın savunucuları; Ekmek, adalet ve özgürlük için mücadele edenler; Geleceğine sahip çıkanlar;  Erkek egemen sisteme karşı toplumsal cinsiyet eşitliği için direnenler,  Bugün onurlu ve insanca yaşam hakkımız için buradayız!  Çünkü biliyoruz, direne direne kazanacağız! Ne mi istiyoruz?

İnsanın insanı sömürmediği; hiçbir halkın dil, din, kültür farklılıkları nedeniyle baskı görmediği; İnsanların açlıktan ölmediği; çocukların savaşlar sonucunda anasız babasız kalmadığı; Milyonların işsizliğe, açlığa, sefalete ve güvencesizliğe mahkûm edilmediği;  Doğanın talan edilmediği; Emperyalizmle ekonomik-siyasi-askeri her türlü bağımlılık ilişkisinin son bulduğu,  Topraklarımızın NATO toprakları olmadığı; Türkiye’de, Ortadoğu’da ve bütün dünyada barışın, kardeşliğin, eşitliğin, adaletin ve da­yanışmanın hüküm sürdüğü bir gelecek istiyoruz.

Ve bu geleceği birlikte kuracağız. Bunu biliyoruz! Bu düzende hangi taş kalksa altından yolsuzluk, kokuşmuşluk çıkıyor. Ülkeyi 11 yıldır fitne fesatla yönetenlerin tüm pislikleri ortada” diyerek açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

 

‘HESAP SORMA GÜNÜ’

“İşte tam da şimdi hesap sorma günüdür! Bugün AKP dilediği gibi kaynakları topluyor, kullanıyor ve dağıtıyor. Emekçilerin birikimlerine el konularak, ağır vergilerle toplanan bu kaynaklar, bugün emperyalizmin taşeronluğuna, toplumun tüm ezilenlerini baskı altında tutacak şiddet mekanizmalarına, gerici temelde toplumsal yaşamı yeniden dizayn etmeye aktarılıyor. Bu kaynaklar, daha fazla istihdam yaratacak, toplumsal refahı arttıracak yatırımlara değil, bir avuç rantiyeci sermayenin cebine aktarılıyor. Bu kaynaklar barış için değil, savaş için harcanıyor! KESK olarak tüm kamu çalışanlarının kendi işkollarında onlarca sorunları ve talepleri olduğunu ve bu taleplerin takipçisi olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. Bütçeden genel taleplerimiz ise çok net; Kayıplarımızın telafisi için her kamu emekçisinin maaşına en az 300 lira zam yapılmasını, Herkese iş ve ücret güvencesi sağlanmasını, Ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasını, Maaşlarımızın vergi artışından etkilenmemesini, Kadın emekçilere pozitif ayrımcılık uygulanmasını, Baskı, tutuklama ve sürgüne son verilmesini, istiyoruz!  19 Şubat operasyonları kapsamında üyelerimize dönük saldırılar sürüyor. Bu hukuksuzluğa ve keyfiliğe bir son verilmesini, 47’si hala tutuklu olan arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz!

 

 

‘HAK VERİLMEZ MÜCADELE İLE ALINIR’

Sendikal özgürlüklerimizi geri verin! Bizler, savaşın, rantın, gericileştirme projelerinin maliyetlerini ödemeyi reddediyoruz! Bu bütçeyi kabul etmiyoruz! Ne mi istiyoruz? Katılımcı, Demokratik Bir Bütçe İstiyoruz! Kaynakları faiz olarak sermayeye aktaran değil herkese eşit, ücretsiz, nitelikli ve ulaşılabilir kamu hizmeti üreten bir bütçe istiyoruz! Kamuda istihdam eksikliğinin giderildiği, tüm çalışanların iş ve ücret güvencesinin sağlandığı; Gelir Dağılımında Adaleti Sağlayan Bir Bütçe İstiyoruz! Vergi yüzsüzleri için teşvikler peş peşe sıralanırken, servet vergisi hala alınmazken,  Bu ülkede vergi yükünün yoksulluğun pençesindeki emekçilere, açlık sınırının altındaki asgari ücretliye, gençlere, kadınlara, işsizlere yıkılmasını reddediyoruz! İnsanca bir yaşam hakkını kazanana dek mücadelemiz sürecek! Bu hakkı gasp eden satış sözleşmesini kabul etmiyoruz, bütçeden hakkımızı istiyoruz! Aileleri ile birlikte 15 milyonu aşkın kamu emekçisinin, emeklinin taleplerini yok sayan, emekçilerin alın teriyle kazanılmış hakları çöpe atan, yoksulluğu dayatan satış sözleşmesini tanımıyoruz! Komik ücret artışlarıyla, vergi adaletsizliğini körükleyen dayatmalarıyla, emeğe kapattıkları kapılar ardında kurulan bu oyunu bozacağız! Bütçeden ve gelirden emeğin hak ettiği payı ve itibarı alana dek sesimiz bu kapıları titretmeye devam edecek! Bizler, Savaş Değil Barış Bütçesi İstiyoruz! Bütçede eğer bir tasarruf yapılacaksa savunma harcamalarından yapılmasını,  Suriye'ye yönelik emperyalist saldırganlığın taşeronluğundan vazgeçilmesini istiyoruz.  Kürt sorununun demokratik, barışçıl çözümü süreciyle birlikte savaş harcamaları küçüleceği yerde büyümektedir. Barış halkların dilindeyken bütçenin savaşın değil, barışın-kardeşliğin bütçesi olmasını istiyoruz! Adımız kadar şunu iyi biliyoruz; hak verilmez, mücadele ile alınır! Onlar da biliyorlar, söyleyecek daha çok sözümüz, değiştirecek gücümüz var, Bugüne kadar ne baskıları, ne de gazları bu sesi kısabildi. Şimdi bize reva görüleni değil, haklarımıza sahip çıkma zamanıdır! Emekten ve halktan yana bütçeden haklarımız için, İnsanca yaşam, güvenli bir gelecek için… Çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakabilmek için; Bu ülkenin eğitiminden sağlığa, adaletinden ulaşımına kamu hizmeti üretenleri olarak AKP hükümetini uyarıyoruz! Kurduğunuz karanlığın parçası olmayacak, savaşın-rantın-sömürünün, gericiliğin bütçesini kabul etmeyeceğiz! Emeğin, halkın olmayan bu bütçeyi derhal geri çekin!”