TBMM’de Türkiye Cumhuriyet’inin sistemi değiştirilerek adı Cumhurbaşkanlığı olsa bile “ Başkanlık”ın yolunu açacak Anayasa Değişiklikleri kabul edilirken,  konu “Yeliz”e takıldı.

Yeliz de yeliz!

“Bu ne dünya kardeşim seven sevene 
Bu ne dünya kardeşim böyle 
Bir garip buruk içim bilmem ki niye 
Belki de sevdiğim yok diye…”

 

Bu işin elbette sulanmışı, sulandırılmışı.

Bilmem ne milletvekili ne yapmış?

Yapar kime ne?

O onu yapmış, bu bunu yapmış!

Peki sonuçta vatandaşa ne olmuş?

İşte o yok!

Yeliz de yeliz!

 

Ne Yeliz’miş bu?

 

Yeliz dedikleri, reyting ile ilgili.

Yeliz ne kadar izlenecek bakalım?

Ne yapacak ki Yeliz izlenme rekorları kırsın?

Dikkat çekmeli!

Aykırı olmalı!

Heyecan yaratmalı…

Bir de şu var; Yeliz diye ilan edilince pat diye düşer mi bu millet?

Millet çoktan düştü mü?

Anayasa değişikliği tıngır mıngır meclisten geçiverdi, muhalefetin vekilleri Yeliz’in peşine düşmüşken.

 

Ne Yeliz’miş bu.

 

Arayan bulamamış.

Bulan da doyamamış!

 

Asıl iş bundan sonra.

Millet de takılır mı  Yeliz’in peşine?

Be hengamede meclisten zırt diye çıktığı gibi referandumda da  pırt edip geçer mi Anayasa?

Geçer de, yetkiyi eline geçiren de oluverir  mi Babayasa?

Sonra…

Yeliz ne olur?

 

Ne Yeliz’miş bu.

 

Koskoca vatandaşların vekilleri Yeliz’i aramaktan vazgeçmediler.

Sonra…

Bulsalar ne yazar ki?

Ne yapacaklar Yeliz’i?

Cam fanusa mı koyacaklar?

Ya da şu an yaptıkları gibi dalgaya alıp, vatandaşın bulanık kafasını daha da mı bulandıracaklar?

 

Sıktı bu Yeliz!

Çok sıktı…

 

Bu ne dünya kardeşim.

Bu ne dünya.

İşimiz Yeliz’e mi kaldı?

Hayda !..