1 Mayıs…

Cem Karaca gelir aklıma 1 Mayıs denilince.

O söyledi ilk kez. Yani bir önce onun sesinden duydum.

Ruhi Su, Timur Selçuk, Selda ve Edip Akbayram da söyledi bu marşı.

“Günlerin getirdiği, baskı zulüm ve kandır” diye başladığında, insanın tüyleri diken diken olurdu.

1 Mayıs…. 1 Mayıısssss…. İşçinin emekçinin bayramı…. Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramıııı…..

Dostlar korosunun sesi geliyor sanki dağların arkasından.

“Yeter artık yattığınız, uyanın” mı diyor?

Der mi?

Duyan olur mu?

Bugün 1 Mayıs işçi bayramı.

Ve işçinin bayramında olmaması gereken huzursuzluk yine yine sahnelenecek mi?

Yine yasaklar.

Yine provokatif  olaylar.

İstenmeyen ve üzücü durumlar olacak mı?

Olmasın!

Bayram olsun bayram.

İşçinin ve emekçinin bayramı.

Coşku ile kutlansın.

Sevgi güvercinleri uçurularak, savrulup gitmesin bu ülkenin insanları.

Tam aksine sarılsın, sarılınsın sımsıkı.

**

Futbolda şampiyonun kim olacağı konuşulurken, bizim takım ise düşüp düşmeme mücadelesi veriyor.

Olur böyle şeyler!

Kimler yaşamıyor  böyle tehlikeli süreci.

Ereğlililerin sözüyle “Olu molu a evlatcum telaşe yok” diyelim de, futbolda Ali Koç ile birlikte sürgün vermeye başlayan seviyenin en önemli isimlerinden birinin Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu olduğunu söylemek gerek.

Ağaoğlu’nun seviyesini  Ekrem İmamoğlu zirveye taşıdı.

Dikkat!

Futboldaki kalite seviye yükselişi  bulaştığı siyasette de böyle devam ederse, seviyeden yoksun ve gerilimli günlere veda etmeye hazırlık yapmaya başlayalım mı?

Ne şahane olur!

Yani; yeniden “Hayat Bayram Olsa” şarkıları çalınsın şu ülkede.

Yine yeni yeniden!

**

Işıklar içinde uyu:

“Benim böyle şeylere pek aklım ermez gardaş! Ama bu gapitalizmin çok şerefsiz bi şey olduğu besbelli.”

                       Dilber AY